Dava, 743 sayılı TKM'nun 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde ....08.1991 tarihinde satış suretiyle edinilen meskenle ilgili gerek edinilmesine gerekse sonradan yapılan iyileştirilmesine katkısı sebebiyle katkı payı alacağı isteğine ilişkindir. Taraflar ....09.1988 tarihinde evlenmiş, ....04.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve ....06.2011 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma dava tarihi itibariyle sona ermiştir (TMK.nun 225/...). 01.01.2002 tarihinden itibaren başka mal rejimi seçilmediğinden bu tarihe kadar mal ayrılığı(743 sayıl TKM.170.md), 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı ....04.2010 tarihine dek edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202, 225 ve 4722 s. Yürürlük K.m..../....m). Dava konusu 1398 ada 31 parselde kayıtlı ... nolu bağımsız bölüm davalı ... ’ın babası ... adına kayıtlı iken ....08.1991 tarihinde satış suretiyle davalı adına tescil edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri ile ziynet alacağı talebinin reddi ve mal rejimi tasfiyesi hakkında karar verilmemiş olması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Mal Paylaşımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm mal rejimine ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 26.01.2009 tarih ve 1 sayılı kararının 3. maddesi gereğince inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.13.09.2010 (Pzt.)...
Taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte, davalı-karşı davacı erkekten kaynaklı geçimsizliği kabule elverişli başkaca da ciddi sebep ve deliller tespit edilememiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesinde yer alan çekilmezlik ve temelden sarsılma unsuru kadının davasında gerçekleşmemiştir. Bu durumda, kadının davasının reddi gerekirken, yetersiz gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ise de; davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasında verilen boşanma hükmü temyizin kapsamı dışında bırakılmak suretiyle kesinleştiğinden, kadının davasının konusuz hale geldiği de görülmektedir. Bu durumda kadının boşanma davasının esası hakkında bir karar verilemeyecektir....
Davalı karşı davacı vekili 27/05/2022 tarihli dilekçesi ile; taraflar arasında görülen boşanma davası içinde ve ayrıca haricen de öğrenmiş oldukları üzere davacının boşanma davasını açmadan önce tasfiyeye tabi İstanbul ili, Şişli ilçesi, 1024 ada 35 parseldeki gayrimenkulü teyzesi Selma Dirim'e eşi T5'e devrettiğini, bu devirden ötürü ileride tasfiye davasının lehlerine sonuçlanması durumunda davacıdan alacaklarının tahsil edememe durumuyla karşılaşmaları halinde gerek tapu iptal ve tescil davası açma yanında TMK.nun 229/2. ve 241. maddeleri gereği dava açabilmeleri için davanın T5'e ihbar edilmesi ve ayrıca tapuya bu ihbarı ve davanın şerh olarak düşülme kararı verilerek şerhin tapuya işlenmesi zaruret hasıl olduğunu bildirerek 1024 ada 35 parselde davacı adına kayıtlı iken T5'e devredilen gayrimenkulün TMK.nun 229/2 ve 241. madde gereği T5'e ihbarı ile tapuya bu yönde şerh düşürülmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Paylaşımı ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki mal paylaşımı davasının yapılan yargılamasında mahkemenin görevsizliğine dair ... Aile Mahkemesinden verilen 30.03.2009 gün ve 113/190 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekili tarafından davacının ölen eşi ...’in davacı dışındaki mirasçıları davalılar ... ve müşterekleri aleyhine açılan davanın Aile Mahkemesince yapılan yargılaması sonunda mahkemenin görevsizliğine, dosyanın kesinleşmesini müteakip talep halinde yetkili ve görevli ... Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
(ihtarat yapıldı.) 5- Tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden nafaka, maddi ve manevi tazminat, eşya, ziynet eşyası, mal paylaşımı talepleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 6- 27/10/2021 düzenlenme tarihli anlaşmalı boşanma protokolünün kararın eki sayılmasına" karar verilmiştir. Davalı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 3 yaşındaki kızının psikolojik durumları ve annesinin tarafına tehditkar tavırlarından sebep itiraz ettiğini, anlaşmalı boşanma davasından vazgeçtiğini belirterek, çekişmeli davaya gidilmesi istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166/3 maddesine dayalı anlaşmalı boşanma istemine ilişkindir....
(ihtarat yapıldı.) 5- Tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden nafaka, maddi ve manevi tazminat, eşya, ziynet eşyası, mal paylaşımı talepleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 6- 27/10/2021 düzenlenme tarihli anlaşmalı boşanma protokolünün kararın eki sayılmasına" karar verilmiştir. Davalı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 3 yaşındaki kızının psikolojik durumları ve annesinin tarafına tehditkar tavırlarından sebep itiraz ettiğini, anlaşmalı boşanma davasından vazgeçtiğini belirterek, çekişmeli davaya gidilmesi istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166/3 maddesine dayalı anlaşmalı boşanma istemine ilişkindir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "-Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının REDDİNE, -Davacı kadının ziynet alacağına ilişkin talebinin REDDİNE -Davacının mal rejiminin tasfiyesine ilişkin talebinin dosyamızdan TEFRİKİ ile ayrı bir esasa kaydına," karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın vekili hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı erkek istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış TMK.nun 166/1 maddesine dayalı boşanma, fer'ileri, ziynet alacağı ve mal rejiminin tasfiyesi istemine ilişkindir. İstinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harçlar ve tebliğ giderleri de dâhil olmak üzere tüm giderler ödenir....
Davalı vekili 01/02/2023 tarihli cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dosya kapsamında cevap dilekçesi sunulması adına müvekkiline herhangi bir ihtarat yapılmadığını, dava dilekçesi veya tensip zaptı dosya kapsamında müvekkiline tebliğ edilmemiş olduğundan öğrenme tarihinden itibaren süresi içerisinde cevap dilekçelerini ve karşı dava dilekçelerini mahkemeye sunduklarını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, bilindiği üzere tarafların kişisel malları tasfiyeye konu edilemeyeceğini, zira boşanmada mal paylaşımı, tarafların evlilik birliği içinde edindiği malların paylaşılması esasına dayandığınıı, bu nedenle evlilikten önce elde edilen mallar hiçbir surette mal paylaşımına dahil edilemeyeceğini, mal paylaşımı, evlilik içerisinde elde edilen malların paylaşımı esası üzerine kurulmuş bir sistem olduğundan evlilikten önce alınan mallar, kişisel mal olarak kabul edildiğini, dolayısıyla evlilikten önce alınan bir malın satılarak evlilik içinde yeni bir mal alınması halinde, bu mal...