WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı (kadın) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Boşanma davasına rağmen, davadan sonra da tarafların aynı evde birlikte yaşamaya devam ettikleri toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Bu durum, evlilik birliğinin temelinden sarsılmadığını ve çekilebilir olduğunu gösterir. Temelden sarsılma unsuru davada gerçekleşmemiştir. O halde, davanın reddi gerekirken, yetersiz gerekçe ile boşanma kararı verilmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.11.02.2015 (Çrş.)...

    Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dosyadaki tutanak ve deliller, gerek boşanma gerekse eldeki dosya kapsamı karşısında, tarafların boşanmalarına ilişkin Bodrum Aile Mahkemesi'nin 2018/838- 893 esas ve karar sayılı kesinleşen kararı ile kararın eki sayılan ve tasdikine karar verilen 24/09/2018 tarihli protokolde yukarıda da açıklandığı üzere "...taraflar ortak malların ve kişisel eşyaların paylaşımı konusunda tam bir mutabakat içindedir", III/2. maddesinde de, "müşterek edinilmiş menkul yada gayrimenkul mevcut değildir." şeklinde ibare bulunduğu, bu ibarenin mal rejiminin tasfiyesi bakımından bir düzenlemeyi içerdiği, az yukarıda yazılı olduğu üzere tarafların boşanma davasının 23/10/2018 tarihli oturumunda protokol altındaki imzaların kendilerine ait olduğu, duruşmada davacı kadının ayrıca "edinilmiş mal" talebinin bulunmadığı şeklindeki beyanları dikkate alındığında, taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesi ile ilgili protokolde düzenleme yapıldığı, mahkeme huzurunda da tekrarlanan...

    Davacı vekili istinaf dilekçesinde, müvekkilinin 16/08/2011 tarihinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma, velayet, nafaka, gayrimenkullerin ve banka hesaplarının paylaşımı ve buna ilişkin ihtiyati tedbir ve manevi tazminat istemli davasını İstanbul 3....

    Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; tarafların yabancı mahkeme kararı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma sırasında mal paylaşımı yaptıkları, mal paylaşımı sırasında dava konusu kooperatif üyeliğinin gündeme getirilmediği, boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme kararının Türk mahkemelerince de tenfizine karar verildiği, davacı ile davalının Türkiye'de birlikte tatil yaptıkları, davacının hisse devrini davalı ... tarafından korkutmaya bağlı olarak yaptığı iddiasının tanık anlatımları ile tüm dosya kapsamına göre ispatlanamadığı, devrin aşırı yararlanma ile sakat olduğu iddiasının ise devrin boşanma karşılığı davalıya verildiği sonucuna varıldığı, davacının hisse devir sözleşmesini tehdit ve korku altında yaptığı iddiasını ispat edemediği gibi gabin şartlarının da bulunmadığı, devir sözleşmesinin tarafların birlikte başvurusu ile diğer davalı kooperatifçe kabul edildiği ve bunda da bir eksiklik bulunmadığı gerekçesi ile asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile)Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma ve Mal Paylaşımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından reddedilen maddi tazminat talebi ve manevi tazminatın miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin sadakatsiz davrandığı bu nedenle ağır kusurlu olduğu kanaatine varılmış, davacı kadının çalıştığı gerekçe gösterilerek kadının maddi tazminat talebinin reddedildiği anlaşılmıştır. Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür....

        Kişiye devri nedeniyle iş bu davayı açma ve taşınmazın satışını engellemek amacıyla tedbir konulmasını istediğini, tarafların daha önce Aydın 1. Aile Mahkemesinin 2020/83 E sayılı dosyası ile boşanma davası açtıklarını, mal paylaşımı için ise Aydın 1. Aile Mahkemesi 2020/249 E sayılı dosyası ile dava açıldığını ancak boşanma davasının takibi yapılmadığından dosya kapandığını, mal paylaşımı dosyasının reddi yönünde karar verilmesini, müvekkilinin evlilik birliği içinde kendisine takılan takılarını davalı eşin kardeşine vererek karşılığında Aydın Efeler Işıklı mah. 1013 parsel numaralı taşınmazı satın aldıklarını, taşınmazın tüm parası müvekkili tarafından ödendiğini ancak taşınmazın o zamanda üzerine çekilen kredi nedeniyle devir yapılamadığını, daha sonra kredi ödenmeyince mahkemeye konu olduğunu, Aydın 2....

        Taraflar 24.01.1967 tarihinde evlenmişler 26.08.2003 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 03.10.2003 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden evlilik tarihi olan 24.01.1967 tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, ve bu tarihten boşanma davasının açıldığı 26.08.2003 tarihine kadar yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir....

          Mahkemesi'nde 2 C 119/04p-5 nolu kararla 24.09.2004 tarihinde anlaşmalı boşandıkları, evlilik malları bakımından da uzlaşma sağlandığı, anılan boşanma kararı ile eki olarak karara yazılan uzlaşma tutanağının tenfizinin de yapıldığı açıklanarak davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar 01.08.1986 tarihinde evlenmişler, yabancı mahkemede 24.07.2004 tarihinde açılan ve 19.11.2004 tarihinde kesinleşen karar ile boşanmışlardır. Boşanma kararının tanınmasına ilişkin davanın ise, 09.03.2009 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı 27.04.2004 tarihinde sona ermiştir....

            Anılan maddede, boşanmanın mali sonuçlan üzerinde anlaşma şartı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 174.maddesinde düzenlenen boşanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat, 175.maddesinde düzenlenen yoksulluk ve 182. maddesinde düzenlenen iştirak nafakası talep haklarına ilişkindir. Anlaşmada ayrıca yer verilmemişse tarafların aralarındaki akdi ilişkiyi tasfiye ettikleri kabul edilemez. Tarafların anlaşmalı boşanma halinde sadece boşanma ve ferileri hakkında anlaşmaları zorunludur. Mal rejiminin tasfiyesi konusunda anlaşmaları zorunlu değildir. Ancak somut olayda olduğu gibi tarafların mal rejimi konusunda anlaştıkları protokol, yargılama tutanağına geçen imzalı beyanları ile protokolün onaylanmasına ilişkin hüküm fıkrası ile sabittir....

              Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı-Mal Paylaşımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, kusur belirlemesi, hükmedilen nafakaların miktarı ve reddedilen tazminatlar yönünden; davalı erkek tarafından ise davanın kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle süresinde dayanılmayan "Erkeğe hakaret etme" vakıasının davacı kadına kusur olarak yüklenemeyeceğinin, bununla birlikte "Çocuklara hakaret etme" vakıasının ise tanık beyanları ile sabit olduğunun ve davalı kadına kusur olarak yüklenmesi gerektiğinin, sonuç itibarıyla tarafların yine eşit kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz...

                UYAP Entegrasyonu