Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1426 KARAR NO : 2023/830 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : GEVAŞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/06/2022 NUMARASI : 2020/187 ESAS, 2022/275 KARAR DAVA KONUSU : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Katılma Alacağı) KARAR : Gevaş Asliye Hukuk( Aile ) Mahkemesi'nin 09/06/2022 tarih, 2020/187 Esas, 2022/275 Karar sayılı ilamı aleyhine davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla, HMK 352 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda ; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalının 25/04/2010 tarihinde evlendiklerini, 06/12/2018 tarihinde ise boşanma davası açtığını, 28/05/2019 tarihinde boşanma kararı verildiğini ve kararın 09/10/2019 tarihinde kesinleştiğini, taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin boşanma davasının açıldığı tarihte sonra erdiğini, davalının tasfiyeye...

Davacının değer artış payı alacağı kanıtlanamamış olsa bile taşınmaz edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde alınmış olup, davalının kişisel malı olduğu kanıtlanamadığına göre davacının taşınmaz üzerinde mal rejiminden kaynaklanan 1/2 oranında alacağı bulunmaktadır. Ne var ki; mahkemece davanın niteliği hatalı değerlendirilmek suretiyle katkısının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış ise de, taraflar arasındaki Söke 1.Asliye Hukuk Mahkemesine ait 2009/288 Esas sayılı dava dosyasına sunulan ve taraflarca inkar edilmeyen “protokolün 5.maddesinde, tasfiye davası açma hakkından feragat edildiği bildirilerek taraflar boşanma protokolünü imzalamışlardır....

    AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 25/10/2018 NUMARASI : 2016/420 E 2018/936 K DAVA KONUSU : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Katılma Alacağı) KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen mahkemenin kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla dosya incelendi....

    Bu durum karşısında eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden, evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM.nin 170.maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 22.04.2005 tarihine kadar 4722 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince, TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Dava dilekçesinin içeriği, taraflar arasındaki evlenme tarihi, dava konusunu oluşturan menkullerin iddia edilen edinme tarihi ve dosya kapsamına göre davacının talebi, 4721 sayılı TMK.nun 202 ve devamı maddeleri gereğince kabul edilen yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan ve TMK.nun 231, 232, 235 ve 236. maddeleri gereğince açılan katılma alacağı isteğine ilişkindir....

      Davacı tarafından dava dilekçesi ve yargılama boyunca gerek yasal edinilmiş mallara katılma rejiminden ve gerek katkıdan söz edilmekte ise de 01.01.2002 tarihi sonrası çalışma karşılığı elde edilen gelir ve emekli maaşı edinilmiş mal niteliğinde (TMK.nun 219.m) olduğuna göre davacının kişisel mal veya değer ile katkıyı gerektiren değer artış payı alacağı istemediği talebinin yasal mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan artık değer üzerinden katılma alacağı niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Evlilik içinde 01.01.2002 tarihi sonrası eşlerden biri adına edinilen mal varlığı üzerinde diğer eşin yasadan kaynaklanan artık değerin yarısı oranında katılma alacağı isteme imkanı bulunmaktadır (TMK.nun 231, 236/1.m.). TMK.nun 222. maddesi gereğince, belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Bir eşin bütün mallarının aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilmesi gerekir....

        Davalı Vekilinin Mahkememize Sunmuş Olduğu Cevap Dilekçesinde Özetle; Tarafların arasında 2015/284 esas sayılı dosya ile boşanma davalının derdest olduğunu taraflar arasında boşanma gerçekleşmediğini ve mal rejiminin tasfiyesinin de söz konusu olmadığını bu nedenle mahkememizin 2015/284 esas sayılı dosyası ile devam eden boşanma davasının bekletici mesele yapılmasını, davacı tarafın müvekkilin bir kısım taşınmaz mallar için kaltılma alacağı ve değer artış payı talebinde bulunduğunu, davacının her iki talep için ayrı ayrı katılma alacağı için ne kadar değer artış payı için ne kadar talepte bulunduğunu belirlemesi ve açıklaması gerektiğini, davacının ev hanımı olduğunu hiçbir zaman çalışmadığını ve hiçbir yerde çalışmadığını ve bu nedenle müvekkil tarafından edinilmiş mallara hiçbir katkısının olmadığını ve edinilen mallara ilişkin katkısından söz edilemeyeceğini, davacının değer artış payı alacağının bulunmasının söz konusu olmadığını ve bu nedenlerle mahkememizin 2015/284 esas sayılı...

        AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 18/02/2020 NUMARASI : 2014/344 ESAS - 2020/82 KARAR DAVA KONUSU : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Katılma Alacağı) KARAR : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı, istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi gereğince; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin evlilik birliği içerisinde edinilen Çorum ili Ayarık Mahallesi 3059 ada 4 parselde bulunan 21 nolu bağımsız bölümün edinilmiş mal niteliğinde olması nedeniyle değerinin %50'si oranında katılma alacağı hakkının bulunduğunu, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000TL katılma alacağının dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiş. 22/01/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile de; alacak miktarını 17.793,75TL olarak belirleyerek bu miktarın...

        Taşıt kredisinin mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihinden sonraya sarkan bölümleri edinilmiş mal niteliğindeki taşıtın borcu olarak davalı lehine denkleştirmeye tabi tutulması, bu amaçla yukarıda açıklanan Dairemiz ilke ve uygulamalarına göre hesap yapılması için gerekirkse ek rapor veya hesap bilirkişisi raporu alınması ve gerçekleşecek sonucuna göre hesap bilirkişisi raporu esas alınarak fazla alacağa hükmedilmesi hatalı olmuş; hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir. 3-Davalı vekilinin faiz yönünden temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece katılma alacağına 01.01.2014 tarihinden geçerli olarak yasal faiz yürütülmüş ise de; talep edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan katılma alacağına ilişkin olduğu ve bu tür davalarda, TMK'nun 239/son maddesi uyarınca karar tarihi olan 27.05.2014 tarihinden geçerli olarak faiz yürütülmesi gerekirken; faizin 01.01.2014 tarihinden başlatılması da hatalı olmuştur....

          Mal rejiminden kaynaklı açılan alacak davalarında Aile Mahkemelerinin tapu iptali ve tescil kararı verme yetki ve görevinin bulunmadığı, buna ilişkin davanın ilk önce görevli Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülüp verilecek tapu iptal ve tescil kararının kesinleşmesi halinde ilgili taşınmazın, mahkeme kararı doğrultusunda davalı eş adına tescil edileceği için mal rejimi tasfiyesine konu olabileceği, görevli olan Asliye Hukuk Mahkemesinin tapu iptal ve tescil talebini reddetmesi durumunda ise, mal rejiminin tasfiyesi sırasında TMK.nun 225/2. maddesi gereğince taşınmazların sadece satıldığı tarihteki değeri üzerinden tasfiye alacaklarının hesaplanabileceği, buna göre mal rejiminden kaynaklı olan davalarda kanunda sayılan sınırlı haller dışında talep sahibine ayni yönden hak isteminde bulunma yetkisi verilmediği, bu haliyle mal rejimi tasfiye davasını görmekte olan mahkeme tarafından tapu iptal tescil davasının sonucu beklenerek verilecek karara göre yukarıda belirtildiği şekilde tasfiye kararı...

          Anlaşma (protokol) boşanma veya ayrılığın feri sonuçlarına ilişkin ise, hakim tarafından onaylanmadıkça geçerli bir hukuki sonuç doğurmaz (TMK. m. 184/1-5. bent).Temyiz incelemesine konu davada, tarafların boşanma dosyalarına ibraz edilen protokolün açıkça mal rejiminden kaynaklanan hak ve alacakları kapsadığı söylenemez. Mal rejiminden kaynaklanan davaların boşanmanın eki niteliğinde olmadıkları gerek uygulamada gerek öğretide kabul edilmektedir. Boşanmanın feri niteliğinde bulunan davalar TMK'nun 174. maddesinde öngörülen maddi ve manevi tazminat, 175. maddesinde yer alan yoksulluk nafakası ile 182. maddesinde düzenlenen iştirak nafakası vb.dir. Protokol hükümlerinde açıkça mal rejimine ilişkin ibare bulunmadığına göre, gerek protokolün 3.maddesindeki düzenlemenin gerekse hükmün 5.maddesinin mal rejiminin tasfiyesi bakımından bağlayıcı olduğunu kabul etmek mümkün değildir....

            UYAP Entegrasyonu