Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasındaki evlilik birliğinin TMK 166/1- 2 nci maddesi gereğince temelden sarsılmaya dayalı boşanmalarına karar verilebilmesi için temelden sarsılma olgusunun ve davalının az da olsa kusurunun sunulacak delillerle ispatı zorunludur.Sadece davacının iddia ettiği vakıalar ve boşanma istediğine ilişkin beyanı ile temelden sarsılmanın ve davalının az da olsa kusurunun ispatlandığından bahsedilemez.Her ne kadar davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde 1.Asliye Ceza Mah.dosyasını delil olarak göstermiş ise de gerek dava dilekçesinde belirtilmeyen ve dayanılmayan gerek aşamada usulüne uygun gösterilmeyen bir delilin istinaf aşamasında gösterilmesi ve değerlendirilebilmesi mümkün değildir.Nitekim 6100 sayılı HMK.357 nci maddesinin birinci fıkrasında "... Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinde bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz....

Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesinde yer alan çekilmezlik ve temelden sarsılma unsuru davada gerçekleşmemiştir. Bu durumda davanın reddi gerekirken, yetersiz gerekçe ile boşanma kararı verilmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 17.10.2018 (Çrş.)...

    Bölge Adliye Mahkemesince, davacının asıl amacının, boşanmaya ilişkin mahkeme hükmünün iptali değil, taşınmaz devrine ilişkin tasarrufun iptali olduğu, tasarrufun tarafları, eski karı-koca ve boşanma davasında tarafların mal bölüşümü mahkeme tarafından belirlenmiş olmadığı, tarafların mahkemeye anlaşma şeklinde bildirdikleri iradeleri ile mal paylaşımı belirlendiği, bu gibi hallerde borçlunun alacaklısından mal kaçırabilme imkânı olduğu,bu nedenle, boşanma davasında tarafların mal bölüşümü mahkeme tarafından belirlenmediğine ve tarafların mahkemeye anlaşma şeklinde bildirdikleri iradeleri ile mal paylaşımı belirlenmiş olduğundan yapılan tasarruf işlemlerinin mahkeme ilamının icrası niteliğinde olmayıp, alacaklılardan mal kaçırma amacına yönelik olduğundan ilk derece mahkemesince davanın kabulü ile yapılan tasarrufların iptaline karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmediğinden bahisle davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,...

      Mahkemece, taraflar arasındaki yabancı mahkeme kararında yanların boşanma ve mal rejimi, velayet, nafaka, tazminat yönlerinden verilen kararın ... ....Aile Mahkemesinin kesinleşen 2008/379 Esas 2009/289 Karar sayılı ilamı ile tanınmasına ve tenfizine karar verildiğini, yanlar arasında kesin hüküm bulunduğunu açıklayarak taraflar arasındaki mal paylaşımı konusunda kesin hüküm olduğundan davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        Davada temelden sarsılma unsuru gerçekleşmemiştir. Bu bakımdan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile boşanma kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hükmün açıklanan sebeple bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğa katılmıyorum....

          Mahkemece, taraflar arasındaki boşanma davasının kesinleşmesi ile birlikte kayden davacıya ait taşınmazda davalının haksız işgalci konumunda olduğu, davalının açtığı mal paylaşımı davasının para alacağına ilişkin olup, her zaman takas ve mahsubun mümkün olduğu ve sonucunun beklenmesine gerek olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 737.36.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 15.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Mahkemece yapılan yargılama sonucunda boşanmak istemediğini belirten kadının beyanı feragat olarak değerlendirilip karşı boşanma davası varmış gibi davacı-davalı kadının karşı davasının feragat nedeniye reddine karar verilmiştir. Davalı-davacı kadın tarafından açılmış usulüne uygun bir boşanma davası ve bundan feragati mevcut değildir. Bu durum karşısında olmayan bir boşanma davası için feragat nedeniyle ret hükmü kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3-Davalı-karşı davacı kadının karşılık davası mal paylaşımına ilişkindir. Davalı-karşı davacı kadının mal paylaşımı davası ile tazminat ve nafaka talepleri yönünden de geçerli bir feragat beyanı olmadığı halde tüm bu talepleri de kapsayacak şekilde karşı davanın feragat nedeniyle ret hükmü kurulması doğru değildir....

              Mahkemece davacı-karşı davalı kadının ailesinin yanına yemeğe gidiyorum diyerek evden ayrılması ve bir daha eve dönmeyerek birlikte yaşama yükümlülüğüne aykırı davrandığından bahisle boşanma kararı verilmiş ise de toplanan delillerden, davacı-karşı davalı kadının birlik görevlerine yerine getirmeme amacıyla evine dönmediği ispatlanmamıştır.Fiili ayrılıkta tek basma boşanma sebebi sayılamaz.Davalı-karşı davacı erkeğin terke dayalı boşanma davası da bulunmamaktadır.Türk Medeni Kanununun 166'ncı maddesinde yer alan çekilmezlik ve temelden sarsılma unsuru erkeğin davasında gerçekleşmemiştir. Bu durumda erkeğin boşanma davanın da reddi gerekirken, yetersiz gerekçe ile boşanma kararı verilmesi doğru bulunmamıştır....

                HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/456 KARAR NO : 2023/663 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KELKİT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/11/2022 NUMARASI : 2021/53 ESAS - 2022/272 KARAR DAVA KONUSU : BOŞANMA VE MAL PAYLAŞIMI (TEMELDEN SARSILMA NEDENLİ BOŞANMA VE MAL PAYLAŞIMI) KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların müşterek evliliklerinden Abdussamet, Ahmet Taha, Mehmet Eren, Muhammet Enes, Elif Su adında 5 çocuklarının olduğunu, Muhammet Enes ile Elif Su'nun küçük olduğunu, davacının kendi isteği ve çocukların eğitim ve doktor takibi için Trabzon'da ikamet ettiğini, davalının küçük çocukları yanına alarak eşinden izinsiz gizlice İstanbul'a giderek boşanma davası açtığını, Dilek Mutlu...

                Taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliği kabule elverişli ciddi sebep ve deliller tespit edilememiştir. Davalı kadına mahkemece kusur olarak yüklenen birlik görevlerini yerine getirmeme eylemi kadının hastalığından kaynaklı olması sebebiyle kadına kusur olarak yüklenemez. Türk Medeni Kanununun 166.maddesinde yer alan çekilmezlik ve temelden sarsılma unsuru davada gerçekleşmemiştir. Bu durumda, erkeğin davasının reddi gerekirken, yetersiz gerekçe ile boşanma kararı verilmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu