AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 24/11/2022 NUMARASI : 2022/593 2022/655 DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Anlaşmalı)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı dava dilekçesinde özetle; davacı erkeğin sunulan protokol uyarınca anlaşmalı boşanma kararı verilmesini istediğini, duruşmada; protokoldeki imzanın kendisine ait olduğunu, her konuda anlaştıklarını, davalıdan tazminat, nafaka, edinilmiş mallardan dolayı katılma, katkı ve değer artış payı alacağı istemediğini belirterek boşanma kararı verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Taraflar kişisel ilişki düzenlenmesini hakimin takdirine bırakmışlardır. Mahkemece düzenlenen kişisel ilişkinin temyiz edilmesi anlaşmalı boşanma koşullarının ortadan kalktığı anlamına gelmez. Velayeti anneye verilen müşterek çocuk 4.4.2002 doğumludur. 4 yaşındadır. Küçükle baba arasında kurulan kişisel ilişki yetersizdir. Baba ile küçük arasında onun bedeni ve fikri gelişimine zarar vermeyecek biçimde gece yatısına kalacak şekilde kişisel ilişki kurulmaması doğru olmamıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Tarafların yeniden bir araya gelme ihtimallerinin bulunmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek derecede geçimsizlik bulunduğu gerekçesiyle açılan davanın kabulü ile tarafların TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki tesisine, çocuk için 250 TL tedbir-iştirak nafakasına, davacı kadının yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Velayetin anneye verilmesini istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Açılan dava TMK'nın 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve ferileri istemine ilişkindir....
Oysa dinlenen davalı-karşı davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır....
kadının davasında da boşanmaya ve yasal sonuçlarına karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı kanaatine varılmıştır. 2- )Davalı-davacı erkeğin velayete ve kişisel ilişki gün ve saatlerine ilişkin istinaf başvurusunda; Müşterek çocuğun yaşı itibarı ile henüz anne bakım ve şefkatine muhtaç dönemde bulunması,alıştığı ortam ,bu ortamdan uzaklaştırılmasının menfaatine olmayacağı dikkate alındığında velayetinin anneye verilmesinde ve baba ile olması gereken şekil ve sürelerle kişisel ilişki tesisinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır. 3- )Davalı-davacı erkeğin çocuk ve kadın için belirlenen tedbir ve iştirak-yoksulluk nafakalarına ilişkin istinaf başvurusunda; Davalı-davacı erkeğin gerek çocuk gerek diğer eşin dava süresince bakım ve geçimine katkıda bulunma yükümlülüğü,bu yükümlülüğün çocuk yönünden boşanma sonrasında da devam edecek olması,kadının sürekli ve düzenli gelire sahip bulunmaması birlikte değerlendirildiğinde çocuk ve kadın için TMK 169- 182/1- son cümlesi-TMK...
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: HMK'nın 355. maddesine göre, re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Asıl dava, TMK’nın 166/1. maddesi gereğince evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeni ile boşanma, ferileri, karşı dava ile birleşen dava, TMK’nın 166/1. maddesi gereğince evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeni ile boşanma, ferileri ve ziynet, eşya alacağına ilişkindir. Davalı-karşı davacının kabul edilen karşı davasında verilen boşanma hükmü taraflarca istinaf edilmediğinden kesinleşmiştir....
Bozma ilamı doğrultusunda dava dosyası dairemizce yeniden ele alınmış ve yeniden değerlendirilerek yargılamanın seyri sırasında davacının ölümü üzerine davaya devam eden mirasçılar kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu davranışlarının varlığını ispat edemediği belirlenmiştir. Davacının ölümü ile evlilik birliği sona erdiğinden boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm kurulmuş ve TMK 181/2 maddesine göre kadının evliliği temelden sarsacak düzeyde kusurlu olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (kadın) tarafından, tazminatlar ve yoksulluk nafakası miktarları yönünden; davalı (koca) tarafından ise kusur belirlemesi, tazminatlar ile nafaka yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa, dinlenen davacı ve davalı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir....
Davacı erkeğin, 13.08.2014 tarihinde evlilik birliğinin temelinden sarsılma nedenine dayalı olarak boşanma davası açtığı, yine 13.02.2015 tarihinde birleşen boşanma davasını açtığı, yapılan yargılama sonucunda davanın kablüne şeklinde hüküm kurularak tarafların boşanmalarına karar verildiği, hükmün taraflarca temyizi üzerine Dairemizin 16.01.2018 tarih 2016/14027 esas, 2018/633 karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verildiği, davalı ve davacı mirasçıları tarafından karar düzeltme talep edildiği görülmüştür. Dosyanın yapılan karar düzeltme incelemesinde davacı erkeğin temyiz incelemesinden sonra, boşanma hükmü henüz kesinleşmeden 19.02.2018 tarihinde öldüğü karar düzeltme dilekçesine ekli nüfus kaydından anlaşılmaktadır. Bu durumda evlilik birliği ölümle sona ermiş, boşanma davalarının konusu kalmamıştır....
İstinaf Sebepleri Davalı vekili; ceza mahkumiyet kararının esas alınamayacağını, müvekkilinin eylemlerinin tehdit altında gerçekleştiğinin dikkate alınmadığını, müvekkilinin üçüncü kişi ile ilişkisini davacının 2019 yılı Temmuz -Ağustos gibi öğrendiğini ve evlilik birliğini devam ettirdiğini, süresinde dava açılmadığından sadakatsiz gerekçesi ile boşanma kararı verilmeyeceğini, manevî tazminat kararının isabetsiz ve yüksek olduğunu, müvekkilinin çocukları ile kişisel ilişki tesis edilmesi gerektiğini beyanla, davaların kabulü, boşanma, kusur tespiti, manevî tazminat ve çocukları ile kişisel ilişki tesisi yönlerinden kararın kaldırılmasını istemiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ... 3....