"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (kadın) tarafından; tedbir nafakası, iştirak nafakası ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve özellikle reddine ve kaldırılmasına karar verilen nafakanın davacı-davalı (kadın) yararına istenilen ve hükmedilen tedbir nafakası olup, müşterek çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının kesinleşmiş bulunmasına göre, davacı-davalı (kadın)'ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma davalarının kabulü sebebiyle ilk hükümde her iki taraf yararına vekalet ücreti takdir ve tayin edilmiş, hükmün bu bölümü de bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiştir....
Davacı erkek asıl dava dilekçesinde anlaşmalı boşanma protokolü ile kira ve aidat ödemesine nakit destek adı altında aylık 600,00 USD şeklinde yapılan ödemenin yoksulluk nafakası olduğunun ve bunun kadının evlenmesi nedeniyle kaldırılması isteminde bulunmuştur. İlk Derece Mahkemesince dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması davası olarak nitelendirilmiş ve bunun için hükmedilmiş bir yoksulluk nafakası olması gerektiğinden ve dayanak boşanma kararında yoksulluk nafakası olmadığından bahisle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. Her ne kadar davacı tarafça talep yoksulluk nafakası olarak nitelendirilmiş ise de; somut olayda protokolde düzenlenen 600,00 USD ödeme erkeğe mali bir yükümlülük olarak belirlenmiş olup yoksulluk nafakası mahiyetinde değildir....
Taraflar arasındaki "boşanma" davası ile davalı tarafından açılan "tedbir nafakası ve velayetin tedbiren düzenlenmesine" ilişkin davanın birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (kadın) tarafından her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yüklenmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere yoksulluk nafakası yönünden oyçokluğuyla, diğer yönlerden oybirliğiyle karar verildi. 16.06.2014 (Pzt.) ......
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Asıl dava TMK 197. Maddesi uyarınca tedbir nafakası ve birleşen dava evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma talebine ilişkindir. Davacı birleşen dosya davalı kadın tarafından;asıl dosyada tedbir nafakası miktarı,birleşen dosyada savunma hakkının kısıtlanması,boşanma,kusur tespiti,aleyhine hükmedilen maddi ve manevi tazminat,lehine hükmedilen tedbir nafakası miktarı yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi yönünden süresinde istinaf başvurusunda bulunmuştur. Eldeki davada, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak (HMK md. 355) mahkememizce yapılan inceleme sonucunda; Davacı birleşen dosya davalı kadına 20/08/2020 tarihinde tebliğ edilen tebligat evrakında birleşen dosyanın dava dilekçesinin ve tensip zaptının bulunduğuna ilişkin bir ibarenin yazılı bulunmadığı, birleşen Kayseri 8....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Asıl dava TMK 197. Maddesi uyarınca tedbir nafakası ve birleşen dava evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma talebine ilişkindir. Davacı birleşen dosya davalı kadın tarafından;asıl dosyada tedbir nafakası miktarı,birleşen dosyada savunma hakkının kısıtlanması,boşanma,kusur tespiti,aleyhine hükmedilen maddi ve manevi tazminat,lehine hükmedilen tedbir nafakası miktarı yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi yönünden süresinde istinaf başvurusunda bulunmuştur. Eldeki davada, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak (HMK md. 355) mahkememizce yapılan inceleme sonucunda; Davacı birleşen dosya davalı kadına 20/08/2020 tarihinde tebliğ edilen tebligat evrakında birleşen dosyanın dava dilekçesinin ve tensip zaptının bulunduğuna ilişkin bir ibarenin yazılı bulunmadığı, birleşen Kayseri 8....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın vekili hükmün; kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası ile reddedilen manevi tazminat talepleri yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı erkek istinaf yasa yoluna başvurmamıştır....
tedbir nafakası davası açtıklarını, konu dosya ile birleştirme taleplerinin olduğunu belirterek tarafların boşanmalarına, 1600 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte 250 bin TL maddi ve 250 bin TL manevi tazminata hükmolunması ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı davalı erkeğe yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir....
KARŞI OY YAZISI Boşanmaya bağlı maddi ve manevi tazminat (TMK. m. 174) ve yoksulluk nafakası (TMK. m. 175), boşanmanın fer'idir. Boşanma olmaksızın tek başlarına bir davanın konusunu oluşturmazlar. Başka bir ifade ile, maddi ve manevi tazminat ve yoksulluk nafakası boşanma kararının varlığını gerektirir. Dolayısıyla, asıl talebin kabulüne bağlı, fer'i niteliğindeki bu taleplerin, dava dilekçesinde, cevaba cevap dilekçesinde ve davalı bakımından da cevap dilekçesi ile ikinci cevap dilekçesinde yer alması zorunlu değildir. Boşanma davası içinde "iddia ve savunmanın değiştirilmesi veya genişletilmesi" yasağına tabi ve diğer tarafın muvafakatine bağlı olmaksızın, davanın yerel mahkemedeki tahkikatı sona erinceye kadar istenmesi mümkündür. Bu bakımdan sayın çoğunluğun davalının yoksulluk nafakası talebini "savunmanın genişletilmesi" kapsamında gören ve buna ilişkin yasak başladıktan sonra ileri sürüldüğü için dikkate alınamayacağını kabul eden görüşüne iştirak etmiyorum....
Dava dosyası içinde bulunan, Uşak Aile Mahkemesinin 2009/262 E-2010/264 K. sayılı boşanma dava dosyası içeriğine göre tarafların boşanmalarına davalı kadının düzenli gelir getiren bir işte çalışmakta iken yargılama aşamasında kendi isteği ile işten ayrıldığı ve yoksulluğa düşmesinden kendisinin sebebiyet vermesi nedeni ile yoksulluk nafakası isteminin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmeksizin 21.05.2010 tarihinde kesinleşmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 114.maddesinin (1) ve (2) bendlerinde "Aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması ve aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması" dava şartı olarak gösterilmiş, aynı kanunun 115.maddesinde ise "Mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı belirtilmiştir. Öte yandan yoksulluk nafakası koşulları boşanma hükmünün kesinleştiği ana göre belirlenir....
Aile Mahkemesinin 2015/324 esas 2015/1116 karar sayılı ilamı ile boşandıkları, söz konusu kararın 03/11/2017 tarihinde kesinleştiği, söz konusu boşanma davasında davacı kadının tedbir-yoksulluk nafakası isteminin reddine karar verildiği, dolayısıyla yoksulluk nafakası açısından kesin bir hüküm olduğu, kesinleşen ilama rağmen yoksulluk nafakası talebinde bulunulamayacağı, yerel mahkeme kararının doğru ve yerinde olduğu anlaşıldığından davacı kadın vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....