"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m. 194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince ileri sürebilir. Evlilik, boşanma yahut da iptal kararıyla sona ermiş ise, Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinin "aile konutuna" sağladığı korunma da sona erer diğer eşin rızası alınmadan yapılan tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır. Toplanan delillerden, tarafların 14.06.2018 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhi Konulması K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık aile konutu şerhi konulması ve dava konusu dairenin icra yolu ile satılması halinde satış bedelinin yarısının kendisine ödenmesi isteğine ilişkin bulunduğuna ve davada zilyedliğe dayanılmadığına göre, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (2.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 04.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, tapu iptal tescil davası tefrik edilmiş,ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması talebinin ise reddine karar verilmiştir. Davacının, aile konutu şerhi konulması ve ipoteğin kaldırılması davasının dinlenilebilmesi için, tapu iptal tescil davasının kabul edilip kesinleşmesi gerekmektedir. Bu nedenle, tapu iptal tescil dosyasının bekletici mesele yapılıp, tapu iptal tescil davasının kabulüne karar verilmesi halinde ise, davalı banka vekilinin sunduğu, davacının ipotek tesisine onay verdiğine ilişkin 02.06.2011 tarihli "muvafakatname", davanın sonucunu etkileyecek nitelikte olduğundan, bu belgenin delil olarak değerlendirilmesi gerekmektedir....
nin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan karar düzeltme itirazları yersizdir. 2-Mahkemece ilk hükümde aile konutu şerhi davasının kabulüne karar verilmiş, bu karar şirket tarafından temyiz edilmiş, şirketin aile konutu şerhine yönelik temyiz itirazları reddedilerek bu isteğe yönelik kurulan hüküm kesinleşmiştir. Bu sebeple mahkemece kesinleşen aile konutu şerhi davası hakkında yeniden hüküm tesisi doğru olmamıştır. Ne var ki bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Dairemizin 24.10.2018 tarih ve 2017/1380 esas, 2018/11828 karar sayılı onama ilamının aile konutu şerhi konulması ve bu karara bağlı yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönlerinden kaldırılmasına, hükmün bu bölümlerinin düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakası-Aile Konutu Şerhi Konulması-Tasarruf Yetkisinin Sınırlandırılması-Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından; lehine hükmolunan tedbir nafakası miktarı yönünden, davalı-davacı erkek tarafından ise; boşanma davasının reddi, nafakalar, aile konutu şerhi konulması, tasarruf yetkisinin sınırlanması ile ayrılık talebi yönünden erkek yararına ayrı ayrı vekalet ücretine hükmolunmaması ile boşanma ve bağımsız tedbir nafakası davalarındaki vekalet ücretleri ile yargılama giderleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davacı-davalı kadının temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-davacı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a)Dosyadaki...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Üzerindeki İpoteğin Kaldırılması ve Tapu Kütüğüne Şerh Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından; ipoteğin kaldırılması talebi ile ilgili hüküm kurulmaması ve aile konutu şerhinin kapsamı yönünden, davalı banka tarafından ise; aile konutu şerhi, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı ile davalı bankanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı, dava dilekçesinde dava konusu taşınmazın tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması ve taşınmaz üzerindeki davalı banka lehine kurulan ipotek işleminin geçersizliğine hükmedilmesini...
Bu itibarla, davacı-davalı erkeğin temyiz yolu kapalı olan ihtiyati tedbir talebinin kabul edilmesine dair karara yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-İlk derece mahkemesi hükmüne karşı davalı-davacı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmadığından ve bölge adliye mahkemesince kadının temyiz talebine konu erkeğin davasının kabulü, ortak çocuk lehine hükmedilen nafakalar, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının miktarı ve aile konutu şerhi konulması talebinin tefrik edilmesi yönlerinden yeni hüküm tesis edilmediğinden; kadının belirtilen hususlara yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 3-Tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılması ve taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulması istemlerine ilişkindir. Davacı malik olmayan eş, aile konutu niteliğinde bulunan taşınmazın, malik olan davalı eş tarafından “açık rızası bulunmadan" davalı banka lehine ipotek ettirildiğini ileri sürerek, aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasını ve taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasını talep ve dava etmiştir. Alacağı bankadan temlik alan şirket, ,dava konusu taşınmazın tapu kaydında aile konutu olduğuna dair bir şerhin bulunmadığını, bankanın iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması -Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından ipoteğin kaldırılması talebinin reddi yönünden; davalı banka tarafından ise aile konutu şerhi konulması yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 6.10.2015 günü duruşmalı temyiz eden davacı ... ile vekili Av. ... ve karşı taraf temyiz eden davalı ... vekili Av. ... ile davalı ...geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
Türk Medeni Kanunun 194. madde hükmü ile eşlerin fiil ehliyetine getirilen sınırlama aile konutuna şerhin konulması ya da konulmaması koşuluna bağlanmadığı gibi işlem tarafı olan üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmamasının da herhangi bir önemi bulunmamaktadır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa dahi aile konutudur. Eş söyleşiyle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh "kurucu" değil açıklayıcı" şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, "emredici" niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak "belirli olan" bir işlem için verilebilir....