Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

O halde koca da sürekli kalma niyetinden (=TMK m.19) değil yasal zorunluluk nedeniyle o hanede kayıtlıdır/o ilçede kayıtlı kala kalmıştır. Kanun Koyucu TMK. m. 168 değişikliği ile “Davacı gibi kadınlara” kolaylık sağlamayı hedeflemiştir. (Ömer Uğur GENÇCAN, Boşanma Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara 2006, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma-2, s. 422) Başka bir anlatımla 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu boşanma veya ayrılık davasının açılmasını “kolaylaştırabilmek” düşüncesiyle davanın eşlerden birinin yerleşim yerinde açılabileceğini kabul ettiğine kadının da “eş olduğu” gözetildiğinde boşanma veya ayrılık davasının “kadının da yerleşim yerinde” açılacağı konusunda bir duraksama olamaz....

    O halde koca da sürekli kalma niyetinden (=TMK m.19) değil yasal zorunluluk nedeniyle o hanede kayıtlıdır/o ilçede kayıtlı kala kalmıştır. Kanun Koyucu TMK. m. 168 değişikliği ile “Davacı gibi kadınlara” kolaylık sağlamayı hedeflemiştir. (Ömer Uğur GENÇCAN, Boşanma Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara 2006, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma-2, s. 422) Başka bir anlatımla 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu boşanma veya ayrılık davasının açılmasını “kolaylaştırabilmek” düşüncesiyle davanın eşlerden birinin yerleşim yerinde açılabileceğini kabul ettiğine kadının da “eş olduğu” gözetildiğinde boşanma veya ayrılık davasının “kadının da yerleşim yerinde” açılacağı konusunda bir duraksama olamaz....

      Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise zina hukuksal nedene dayalı davanın reddi, tazminat ve nafaka miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı erkek tarafından evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1), davalı-karşı davacı kadın tarafından ise zina ( TMK m. 161 ) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1 ), hukuki sebeplerine dayalı olarak boşanma davaları açılmıştır .Mahkemece davacı-karşı davalı erkeğin davası reddedilmiş, davalı-karşı davacı kadının ise evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayalı boşanma davasının kabulüne, zina hukuksal sebebine dayalı boşanma davasının ise reddine karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, özellikle davalı-davacı kadının tanık beyanları...

        (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Terke dayalı boşanma davası açılabilmesi için,davaya hakkı olan tarafın isteği ile hakimin diğer tarafa iki ay zarfında tarafların birlikte (TMK.md.186) veya Türk Medeni Kanununun 188.maddesi şartlarının oluşması sebebiyle eşlerden biri tarafından seçilen ya da hakim tarafından belirlenen (TMK.md.195) bağımsız eve dönmesini, aksi halde, doğacak sonuçları, başka bir ifade ile eşinin boşanma davası açma hakkının doğacağını ihtar etmesi (TMK md.164) gerekir. Davacı koca tarafından ihtar kararının tebliğ tarihinden itibaren iki ay dolmadan boşanma davasının açıldığı görülmüştür....

          Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar (TMK m. 185). Eşler oturacakları konutu birlikte seçerler. Birliği eşler beraberce yönetirler. Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar (TMK m. 186). Ana, baba ve çocuk, ailenin huzur ve bütünlüğünün gerektirdiği şekilde birbirlerine yardım etmek, saygı ve anlayış göstermek ve aile onurunu gözetmekle yükümlüdürler (TMK m.322). Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır (TMK m. 327)” şeklindedir. Yasada evlilik birliğinin sarsılması başlığı altında ise; “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir (TMK m. 166/1) ” şeklinde genel boşanma sebebi yer almaktadır. Eylemli ayrılık adı altında özel/ayrı bir boşanma sebebi ise düzenlenmemiştir....

            Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz (TMK m. 175). Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, geliri ve malvarlığının bulunmadığı anlaşılmaktadır. O halde, davalı-davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası (TMK m. 175) takdiri gerekirken, hatalı gerekçe ile yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir. 3-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169)....

              O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK m. 4, TBK m. 50 ve 52) dikkate alınarak davalı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. 4-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169)....

                B) EŞLER ARASINDA BİR MAL REJİMİ SÖZLEŞMESİ YOKSA ZAMANAŞIMI Eşler arasında bir mal rejimi sözleşmesi "yoksa" katılma alacağı (TMK m. 231) yönünden zamanaşımı süresi: - Bir yıllık süre: Mal rejiminin sona ermesi (TMK m. 225) ve katılma alacağının (TMK m. 231) varlığının öğrenilmesinden itibaren başlar, - On yıllık süre: Her durumda mal rejiminin sona ermesinden (TMK m. 225) başlar. a)BİR YILLIK SÜRE Eşler arasında bir mal rejimi sözleşmesi "yoksa" katılma alacağı (TMK m. 231) yönünden zamanaşımı süresi, mal rejiminin sona ermesi (TMK m. 225) "ve" katılma alacağının (TMK m. 231) varlığının öğrenilmesinden itibaren "bir yıldır". Eksik katılma alacağında da (TMK m. 241) dava hakkı, alacaklı eş veya mirasçılarının haklarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıldır....

                  O halde koca da sürekli kalma niyetinden (=TMK m.19) değil yasal zorunluluk nedeniyle o hanede kayıtlıdır/o ilçede kayıtlı kala kalmıştır. Kanun Koyucu TMK. m. 168 değişikliği ile “Davacı gibi kadınlara” kolaylık sağlamayı hedeflemiştir. (Ömer Uğur GENÇCAN, Boşanma Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara 2006, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma-2, s. 422) Başka bir anlatımla 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu boşanma veya ayrılık davasının açılmasını “kolaylaştırabilmek” düşüncesiyle davanın eşlerden birinin yerleşim yerinde açılabileceğini kabul ettiğine kadının da “eş olduğu” gözetildiğinde boşanma veya ayrılık davasının “kadının da yerleşim yerinde” açılacağı konusunda bir duraksama olamaz....

                    (Y2HD, 20.04.2006, 21518-5959, GENÇCAN-TMK-2., s.1388-1389) Boşanma davası davacı “kadın” tarafından “sürekli kalma niyetiyle” oturduğu (TMK. m. 19 f. I) (=yerleşim yeri) ve bu sebeple yerleşim yeri (TMK. m. 168) olan yerde/doğru yerde açılmıştır. Bu sebeplerle değerli çoğunluğun “farklı düşüncesine” katılmıyorum....

                      UYAP Entegrasyonu