"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; * onanmmasına dair Dairemizin * 5.3.2009 gün ve * 1661 - 3908 sayılı ilamiyle ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı Kanunun 442/3. maddesi gereğince; bu maddede gösterilen para cezasının miktarı 5252 sayılı Kanunun 4. maddesiyle artırıldığından ve aynı yasanın 7. maddesiyle, ceza, idari para cezasına dönüştürüldüğünden, 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 17. maddesinin 7. fıkrasıyla da idari para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yıl uygulanan miktarın, o yıl için belirlenmiş olan yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanacağı öngörülmüş olmakla, hesaplanan 169.00 TL. idari para...
Dava; TMK 166/son maddesine dayalı boşanma talebine ilişkindir. 1- Boşanma kararının hukuka aykırı olduğu ve TMK 161/son maddesi şartlarının gerçekleşmediği iddiasına ilişkin istinaf incelemesinde; Dava, TMK 166/son maddesine dayalı boşanma talebine ilişkin olup, Rize Aile Mahkemesi'nin 2014/192 Esas, 2015/40 Karar sayılı dosyasında davacı Hasan Terzi tarafından açılan ve redle sonuçlanarak 23/03/2015 tarihinde kesinleşen boşanma davası ile eldeki davanın açılma tarihi olan 12/11/2018 tarihi arasında TMK 1661/son maddesinde belirtilen 3 yıllık zaman geçmiştir. Tanık beyanlarına göre bu zaman zarfında taraflar arasında ortak hayat yeniden tesis edilememiştir....
Cilt, (TMK. m. 1-351), Ankara 2004 , II. Cilt, (TMK. m. 352-1030) Ankara 2004 , Kısaltma: GENÇCAN-TMK., s. 905) Dosya arasında bulunan tutanaktan da anlaşılacağı üzere davacı kadın; - ev hanımı, - geçimi ana ve babası tarafından sağlanan, - ana ve babasıyla kalan bir kadındır. Bu statüde bulunan davacı kadının baba evine “sürekli kalma” niyetiyle (TMK. m. 19 f. I) gittiği açık seçiktir. Onun sürekli kalma niyetiyle gidebileceği başka bir yer yoktur ki! ../... 2006/4695-6591 -3- Yasa koyucu TMK. m. 168 değişikliği ile “bu gibi kadınlara” kolaylık sağlamayı hedeflemiştir. Kadın bu olayda olduğu gibi baba evinin bulunduğu yerde de boşanma davası açamayacaksa TMK. m. 168 değişikliğinin uygulama olanağı bağlamında bir anlamı kalmayacaktır/kalamaz....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı kadın dava dilekçesinde zina (TMK m. 161) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuksal sebeplerine dayalı olarak boşanma davası açmıştır. Mahkemece davacı-karşı davalı kadının boşanma davasının TMK 161. maddesi uyarınca kabulü ile boşanmaya karar verilmiş, kadının TMK 166/1. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma talebi hakkında hüküm kurulmamıştır. Mahkeme dava konusu yapılan her bir boşanma sebebi hakkında ayrı ayrı hüküm kurmak zorundadır (HMK m. 26/1). Davacı-davalı kadının Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....
Bu sebeple eylemli ayrılık sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. IV) davasının koşulları oluşmuştur. B) Davalı kadının kendisine defalarca yapılan bildirime rağmen hastahanede tedavi gören kocasını aramadığı da sabit olmakla evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. I-II) koşulları (GENÇCAN-Boşanma-2, s. 277-278) da gerçekleşmiştir. Değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, zina hukuki sebebine dayalı boşanma davası (TMK m. 161) hakkında bir hüküm kurulmaması, velayet ve tazminatların miktarları yönünden, davalı kadın tarafından ise kusur belirlemesi, müşterek çocuklar yararına hükmolunan nafakaların miktarları ve erkek lehine hükmolunan tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek "aynı" boşanma davasında iki ayrı hukuki sebeple (TMK m. 161 ve 166/1) boşanma isteminde bulunmuştur. Mahkeme dava konusu yapılan herbir boşanma sebebi hakkında ayrı ayrı hüküm kurmak zorundadır ( HMK m. 26/1). Yerel mahkeme genel boşanma sebebine (TMK m.166/1) dayalı olarak hüküm kurarak, özel boşanma sebebine (TMK m. 161) dayalı istem hakkında bir karar vermemiştir....
(Ömer Uğur GENÇCAN, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu, Bilimsel Açıklama-İçtihatlar-İlgili Mevzuat, Ankara 2004 , Kısaltma: GENÇCAN-TMK, s. 943-944) TMK. m. 174 f. I hükmüne göre “mevcut” veya “beklenen menfaatleri” boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir. Boşanma davasında koşulları varsa “hem kadın hem de koca yararına” maddi tazminat (TMK. m. 174 f. I) verilebileceği kuşkusuzdur. Bu çerçevede/kapsamda dava dosyası incelenecek olursa; A) MEVCUT MENFAATLER YÖNÜNDEN İRDELEME Öncelikle belirtmeliyim ki “mevcut menfaatlerin” boşanma yüzünden zedelenmesi dava dosyasında kanıtlanmış değildir. Bilindiği üzere TMK. m.185-186 hükümleri evliliğin genel hükümleri arasında yer alır....
Anlaşmalı boşanma davalarında “boşanmanın malî sonuçları” arasında yer alan maddî tazminata ilişkin ifade 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu m. 174 hükmüne dayalıdır/yöneliktir. Anlaşmalı boşanma davalarında “boşanmanın malî sonuçları” hakkında alınan beyan eşler arasındaki diğer alacakları (=Örneğin; Eşya, altın, taşınmaz alımına katkı) kapsamaz. Bu durum özellikle boşanma davasından ayrı açılan alacak ve tazminat davalarında gözden kaçırılmamalıdır. (Ömer Uğur GENÇCAN, Boşanma Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara 2006, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma-2, s. 370-371 Davacı koca tarafından açılan değer artış payı (Mehrwertanteil) (TMK. m. 227, ZGB. Art 206) alacağı davasının incelenebilmesi ve bu konuda işin esası hakkında bir karar verilebilmesi için katılma alacağı (TMK. m.231) davasında olduğu gibi eşler arasındaki geçerli kural mal rejiminin (yasal mal rejimi=edinilmiş mallara katılma rejimi) (= TMK. m. 202 f.I, 218-241) sona ermesi (TMK. m. 225 f....
TMK. m.185-186 hükümlerine ilişkin “yoksunluk” tek başına “mevcut menfaatleri” boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir kuralının uygulanmasına bir gerekçe oluşturabilir mi? TMK. m.185-186 hükümlerine göre “zarar mutlaka vardır/oluşur” anlayışı açılan “her boşanma davasında” sadece davanın kabul edilmesi olgusunu istekte bulunan tarafa (kadın ya da koca) “otomatik olarak” maddi tazminat (TMK. m. 174 f. I) verilmesini gerektirir düşüncesini zorunlu kılar ki Kanun Koyucunun madde metninde yer alan “mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen” sözcüklerine bu takdirde gerek bile kalmaz. Bu anlayışa göre; -Zaten menfaatler TMK. m.185-186 hükümlerine göre “zorunlu olarak” zedelenmiştir, -Zaten kanıtlamaya gerek de yoktur, -Zaten kanıtlanacak bir olgu da yoktur. Oysa boşanma davasında maddi tazminat (TMK. m. 174 f....
Cilt (TMK. m. 1-351), Ankara 2004 , Kısaltma: GENÇCAN-TMK, s. 943-944) TMK. m. 174 f. I hükmüne göre mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir. Boşanma (TMK m. 161-166 ) davasında koşulları varsa "hem kadın hem de koca yararına" maddi tazminat (TMK. m. 174 f. I) verilebileceği kuşkusuzdur. Bu çerçevede/kapsamda dava dosyası incelenecek olursa; A) Öncelikle belirtmeliyim ki "mevcut menfaatlerin" boşanma yüzünden zedelenmesi dava dosyasında kanıtlanmış değildir. Bilindiği üzere TMK. m.185-186 hükümleri evliliğin genel hükümleri arasında yer alır. (Ömer Uğur GENÇCAN, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu, Bilimsel Açıklama-İçtihatlar-İlgili Mevzuat, : I. Cilt (TMK. m. 1-351), Ankara 2004 , Kısaltma: GENÇCAN-TMK, s.1068-1082); Ömer Uğur GENÇCAN, "4721 Sayılı Türk Medenî Kanununa Göre Evliliğin Genel Hükümleri", Yargıtay Dergisi, Cilt:29, Ocak-Nisan 2003, Sayı:1-2, Sayfa:43-49....