Dava, kadın tarafından, erkeğin kusurlu davranışları ile evlilik birliğinin temelden sarsılması nedenine dayalı TMK'nun 166/1- 2 maddesi uyarınca açılan boşanma ve ferilerine ilişkindir. Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; tarafların 08/02/1980 tarihinde resmi olarak evlendikleri, bu evliliklerinden, 4 ergin müşterek çocuklarının olduğu, davacı kadın tarafından davalı erkeğin kusurlu davranışları ile evlilik birliğinin temelden sarsılması nedenine dayalı TMK'nun 166/1- 2 maddesi uyarınca boşanma ferilerine ilişkin talepte bulunarak dava açıldığı anlaşılmıştır....
Türk Medeni Kanunu'nun 166 maddesinde yer alan çekilmezlik ve temelden sarsılma unsuru erkeğin davasında gerçekleşmemiştir. Bu durumda, erkeğin davasının reddi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. 3-Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre ilk derece mahkemesince davalı-karşı davacı kadın lehine takdir edilen maddi ve manevi tazminat ile nafakaların miktarlarının uygun olduğu ve erkeğin bu yöndeki istinaf taleplerinin reddi gerekirken kabulü ile tazminatların ve nafakaların miktarlarının indirilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....
Davacı erkeğin, 13.08.2014 tarihinde evlilik birliğinin temelinden sarsılma nedenine dayalı olarak boşanma davası açtığı, yine 13.02.2015 tarihinde birleşen boşanma davasını açtığı, yapılan yargılama sonucunda davanın kablüne şeklinde hüküm kurularak tarafların boşanmalarına karar verildiği, hükmün taraflarca temyizi üzerine Dairemizin 16.01.2018 tarih 2016/14027 esas, 2018/633 karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verildiği, davalı ve davacı mirasçıları tarafından karar düzeltme talep edildiği görülmüştür. Dosyanın yapılan karar düzeltme incelemesinde davacı erkeğin temyiz incelemesinden sonra, boşanma hükmü henüz kesinleşmeden 19.02.2018 tarihinde öldüğü karar düzeltme dilekçesine ekli nüfus kaydından anlaşılmaktadır. Bu durumda evlilik birliği ölümle sona ermiş, boşanma davalarının konusu kalmamıştır....
Bu halde, boşanma kararı verilemez. Durum böyleyken, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken; yetersiz gerekçeyle boşanma kararı verilmesi doğru değilse de; boşanma hükmü temyiz edilmediğinden bu husus bozma nedeni yapılmamış; yanlışlık eleştirilmekle yetinilmiştir. 2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle tarafların boşanmayı gerektirir kusurlu davranışlarının bulunmadığının, yoksulluk nafakasına hükmedilebilmek için nafaka yükümlüsünün kusurunun aranmayacağının (TMK.md.175) ve davacı kadının boşanma sonucu yoksulluğa düşeceğinin (TMK md. 175/1) anlaşılmasına göre; davacı kadının tüm, davalı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 3-Yukarıda açıklandığı gibi, tarafların boşanmayı gerektiren kusurlu davranışları bulunmamaktadır. Boşanma sonucu maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat yükümlüsünün kusurunun varlığı şarttır (TMK.md.174/1-2)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile)Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından kusur belirlemesi ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının tedbir nafakasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı erkek tarafından açılan terk hukuksal nedenine dayalı boşanma davasının (TMK. md. 164) kabul edilerek, tarafların boşanmalarına karar verildiği ve boşanma hükmünün temyizin kapsamı dışında kalarak kesinleştiği anlaşılmaktadır. Terk nedenli boşanma davası kabul edilip, boşanma hükmü kesinleştiğine göre kusurun tamamen davalıda olduğunun kabulü gerekir....
Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa erkeğin güven sarsıcı davranışına delil olarak ibraz edilen emlak vergisi makbuzu örnekleri vakıayı ispata yeterli olmadığı gibi, davacı kadının tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davacı kadının boşanma davasının reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm; kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Fiili ayrılık, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesindeki diğer koşullarla birlikte gerçekleşmiş olmadıkça, Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesine dayalı boşanma davası bakımından; boşanma sebebi olarak kabul edilemez. Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, kendi davasının reddi ve karşı davanın kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-karşı davalı kadının kendi boşanma davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı-karşı davalı kadının, erkeğin boşanma davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Medeni Kanunu'nun 166/1-2. maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Türk Medeni Kanununun 166/3.maddesine dayalı bir boşanma davası bulunmadığı gibi, tarafların kabulü de boşanma yönünden hukuki sonuç doğurmaz (TMK.md.184/3) Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm her iki dava yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-davacı kadının kendi boşanma davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-davacı kadının kocanın boşanma davasına yönelik temyiz incelemesine gelince; Davacı-davalı kocanın tanıklarının beyanında geçen olaylardan sonra tarafların biraraya geldikleri anlaşılmıştır. * Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; Boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir....