Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

eden boşanma davasına sunduğu, katılanın bu durumu, boşanma davasının 20/07/2010 tarihli duruşması sırasında öğrenmesi üzerine, sanık hakkında adli ve idari merciilere şikayette bulunması şeklinde gelişen olayda; Sanığın aksi ispat edilemeyen, katılanın hastalığının niteliği gereği, hastanın kendisine zarar vermesini önlemek için hastalığı ile ilgili bilgilerin yakınlarına verilmesi gerektiği, bu tür hastaların manik depresif dönemlerinde, rahatsızlıklarını kabul etmedikleri ve verdikleri kararların serbest irade ürünü olamayabileceği, bu nedenle, amacının boşanma kararı verilmesini önleme ve aileyi koruma olduğu, hastalık ile ilgili bilgileri, katılanın yasal kocası ve birinci derecede yakınına verdiği şeklindeki savunması, katılanın, daha önce de, sanık doktora eşi ile birlikte gittiklerine ilişkin beyanları, sanığın, kişisel veri niteliğindeki katılanın hastalığı ile ilgili kendi el yazısını içeren belgeyi, suç işleme kastıyla hareket ederek üçüncü kişi ya da kişilere verdiğine dair...

    ve fazladan ödenen tutarın iadesi istemiyle dava açılmıştır....

      Alındı ama, şu ana kadar onun alındığı anlamda bir ilişki yaşamadım...”; “...Kongrede olup bitenlere kızdım ve o zamandan beri partiye 1 kez akşam uğradım. Bu arada haftada bir gün akşamları ...'nin yanında kalmaya çalışıyorum. Bütün bütün yalnız kalmasın diye...” şeklinde ifadeler yer almaktadır. Katılanın iç dünyası ve kişiliğini ortaya koyan, doğası gereği, eşi ve üçüncü kişilerle paylaşmak istemediği günlükteki yazıların, özel yaşam alanında yer aldığında tereddüt yoktur. Kişiye bağlı ve onun kişisel gelişimiyle ilgili olan özel hayatın gizliliği hakkı, evlilikle tamamen ortadan kalkmaz. Tarafların evli olmaları ve aynı konutu paylaşmalarından dolayı birbirlerinin kişisel eşyalarına ve özel yaşam alanına giren hususlara kolayca ulaşabilme imkanına sahip bulunmaları, eşlerin hiçbir sınır olmaksızın birbirlerini sürekli gözetleyebileceği ve denetleyebileceği şeklinde yorumlanamaz....

        Aile Mahkemesinin 07.12.2022 Tarihli ve 2022/472 Esas, 2022/1042 Karar Sayılı Kararı Dava kişisel eşyanın iadesi davası olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 6 ncı maddesine göre genel yetkili mahkeme yani gerçek kişinin dava açıldığındaki yerleşim yeri mahkemesi yetkili olduğu, davalının usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunduğu ve davacının yargılama aşamasında davalının Zonguldak ilinde ikamet ettiğini belirttiği gerekçeiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. B. Zonguldak 2. Aile Mahkemesinin 06.02.2023 Tarihli ve 2023/46 Esas, 2023/94 Karar Sayılı Kararı Somut olayda; davalının süresi içinde sunduğu cevap dilekçesinde; davanın yetkisiz mahkemede açıldığı, davacının ikametinin ve iş yerinin ......

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Dava; kişisel eşyanın iadesi (bedelinin iadesi) istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine 03/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen kişisel eşyanın iadesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I İlgisi nedeniyle Kayseri 4. Aile Mahkemesinin 2011/133-124 E.K. sayılı dosyası ile Kayseri 8. İcra Müdürlüğünün 2011/1410 E. sayılı dosyasının dosya içerisine konularak temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 25.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel eşyanın iadesi Mahalli Mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kişisel eşyanın iadesi davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, mehir senedinde yazılan ziynet ve eşyaların ve düğününde takılan ziynetlerin aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedellerinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden nazara alınması gerekir. 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4.maddesi, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun üçüncü kısım hariç olmak üzere ikinci kitabında belirtilen bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını hükme bağlamıştır....

                AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 14/06/2022 NUMARASI : 2020/374 ESAS, 2022/530 KARAR DAVA KONUSU : Kişisel Eşyanın İadesi KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nın 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalının müvekkiline kötü muamelesi neticesinde müvekkilinin evden ayrılmak zorunda kaldığını ve tarafların Kayseri 2....

                HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1598 KARAR NO : 2023/793 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ŞUHUT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/03/2022 NUMARASI : 2019/196 ESAS 2022/47 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli))|Kişisel Eşyanın İadesi KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

                Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 09.05.2019 tarihli ve 2015/708-2019/414, 17.06.2014 tarihli ve 2012/1510-2014/331 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere; TCK'nın 135 ve 136. maddelerindeki kişisel verilerin korunmasına ilişkin düzenlemelerde sadece sır niteliğinde kişisel verilerin korunacağına ilişkin bir hükmün bulunmaması ve aksine 135. maddenin gerekçesinde gerçek kişiyle ilgili her türlü bilginin kişisel veri olarak kabul edilmesi gerektiğinin belirtilmesi karşısında, her türlü kişisel verinin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi, başkasına verilmesi, yayılması ve ele geçirilmesi fiilleri TCK'nın 135. maddesindeki kişisel verilerin kaydedilmesi ve aynı Kanunun 136. maddesindeki verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçlarını oluşturur. Bu nedenle herkes tarafından bilinen ve/veya kolaylıkla ulaşılması ve bilinmesi mümkün olan kişisel bilgiler de, yasal anlamda “kişisel veri” olarak kabul edilmektedir....

                  UYAP Entegrasyonu