Ücret sözleşmesinin sulh protokolünden önce yapıldığının HUMK'nın 299. maddesi uyarınca ispatlanamadığı hallerde, bu sözleşmenin tarafı olmayan hasım tarafın sorumluluğu, bu ücret sözleşmesi yapılmamış olsa idi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tespit edilebilecek miktar kadardır. Bundan ayrı sulh olan taraflar, mahkemenin hasım tarafa yükleteceği vekalet ücretinden de müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. Vekilin müvekkili ile birlikte sulh protokolünü imzalamış olması bu sorumluluğu ortadan kaldırmayacağı gibi, iş sahiplerinin karşılıklı olarak vekalet ücreti taleplerinden vazgeçmeleri de kendileri yönünden bağlayıcıdır. O halde; resmi şekilde onaylanmayan ücret sözleşmesinin sulh protokolünden önce yapıldığının HUMK'nın 299. maddesi uyarınca ispatı için davacı taraftan delilleri sorulup tespit edilmeden hüküm tesisi yanlıştır....
Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 30.04.2015 gün ve 2010/242-2015/178 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiş, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, verilen karar ve temyiz talebinin reddine dair 16.08.2018 tarihli ek karar, davacı vekili sıfatıyla Avukat ... tarafından temyiz edilmiştir. Davacı yüklenici vekili; davalı şirket ile arsa sahibi dava dış... Konut Yapı Kooperatifi arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesine bağlı olarak davacı ile davalı şirket arasında düzenlenen 10 Kasım 2006 tarihli sözleşme ile ... ilçesi 4785 ada 1 parselde yer alan taşınmaz üzerinde yapılacak ......
Kararda faiz başlangıcı tarihleri infazda karışıklığa veya duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gereklidir (HMK.m.297/2) Somut olayda Mahkemece, katkı payı alacağına ilişkin alacak isteğine, dava tarihi dikkate alınarak faiz hükmedilmesi gerekirken faiz başlangıcının karar tarihinden başlatılması usul ve yasaya aykırı olmuştur 3-Davalı mirasçıları vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Tasfiyeye konu edilen Kuşadası 1754 ada 1 parsele kayıtlı 1 nolu mesken eşler arasında mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihinden ( 02.10.2000 ) sonraki bir tarih olan 25.08.2004 tarihinde davalı eş ... adına satış yolu ile tapuya tescil edilmiştir. Bu taşınmaz yönünden davanın reddi gerekirken yazılı şekilde davacılar lehine mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak hesaplanması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen takibe karşı yukarıdaki gerekçeler ile iş bu menfi tespit davası açılmış ise de davaya konu olan her iki tarafın da davacıdan sadır olduğu kabul olunan senedin kira ilişkisinden kaynaklı olarak düzenlendiği gözetildiğinde taraflar arası uyuşmazlığın TTK'da düzenlenen ilgili hükümlere göre değil kira ilişkisinden kaynaklı hükümlere göre incelenip söz konusu senetten kaynaklı davacının borcunun bulunup bulunmadığının tespitinin gerektiği kanaatine varıldığından uyuşmazlığın 6100 sayılı HMK'nın 4. Maddesinin a bendi göz önüne alınarak Sulh Hukuk Mahkemeleri tarafından görülüp sonuçlanması gerektiği kanaatine varılmakla (benzer bir değerlendirme Yargıtay 19. HD'nin 2016/3083 E. ve 2017/535 K. Sayılı ilamında ve ayrıca Yargıtay 3. HD'nin 2017/2058 E. 2017/6010 K....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış boşanma ve fer'ileri ile mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı katılma alacağı davası olup, dairemizin 2022/421 esas sırasında kayıtlı iken dairemizce yapılan inceleme sonucunda boşanma dosyadan TEFRİK edilmesine karar verilen katılma alacağına istemine ilişkindir. Davacı kadının mal rejimine ilişkin talebi boşanma davasının eki niteliğinde olmayıp nispi harca tabidir. Dava açılırken alınan başvuru harcı, dava dilekçesindeki isteklerin tümünü kapsar. Dava katılma alacağından kaynaklı belirsiz alacak davasıdır. Davacı 1000- TL üzerinden belirsiz alacak davası açmıştır. Dava belirsiz alacak davası olduğuna göre mahkemece yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda belirli hale gelecek olup değer arttırımı sonradan gündeme gelecek ve harç tamamlanması gerekecektir....
Davalı duruşmaya katılarak; 12/10/2022 tarihli protokol altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, davacıdan maddi ve manevi tazminat, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası, talebinin bulunmadığını, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı bir alacak istemediğini, ziynet alacağı bulunmadığını, ilerde bu hususlar ile ilgili dava açmayacağını belirterek anlaşmalı boşanma kararı verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; açılan davanın kabulü ile tarafların TMK 166/3 gereği anlaşmalı olarak boşanmalarına, nafaka ve tazminat talepleri bulunmadığının tespitine, birbirinden katılma alacağı talebi bulunmadığının tespitine, karşılıklı ziynet eşya alacağı olmadığının tespitine, 12/10/2022 tarihli protokolün tasdikine karar verilmiştir....
Taraflarca sunulan boşanma protokolünde ve duruşmadaki sözlü beyanlarında aralarında mal rejiminden kaynaklı alacakları olmadığı yönünde herhangi bir beyanları bulunmamaktadır. Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir (HMK m. 26/1). Bu itibarla boşanma protokolünde ve duruşmadaki beyanlarında bulunmamasına rağmen tarafların mal rejiminden kaynaklı alacaklarının olmadığının tespiti yönünde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 363/1. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA oybirliğiyle karar verildi. 10.11.2021 (Çrş.)...
Davacı - karşı davalı vekili tarafından ibraz edilen 11/10/2016 tarihli dava dilekçesi ile boşanma protokolünden kaynaklı tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde bedelin tespiti ile ödenmesi ve ecrimisil istemli olarak Bafra 2. Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesinin 2016/467 Esas sayılı dosyasında dava açıldığı, davalı - karşı davacı vekili tarafından ibraz edilen 01/11/2016 havale tarihli karşı dava dilekçesi ile ödenen bedel ve masraflar nedeniyle alacak istemli olarak karşı dava açıldığı, bu esas numarası ile asıl ve karşı davanın görülmeye devam edilip delillerinin birlikte toplandığı, dava değerlerinin tespit edilip, buna göre her iki dava yönünden harçların tamamlattırıldığı, Bafra 2....
Sulh Hukuk Hakimliğince verilen 11.06.2009 gün ve 2279-1307 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık daire satış protokolünden kaynaklanmış olup, dosyanın temyiz incelemesi görevi Yüksek 3. Hukuk Dairesi'ne aittir. Nevar ki, aynı Dairece de görevsizlik kararı verildiğinden görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığı'na gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 28.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Protokolünden kaynaklandığından kararın temyizen incelenmesi görevi ... .... Hukuk Dairesi'ne ait olup, 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un .../.... maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60/.... maddesi gereğince dosyanın anılan Yüksek Daireye gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli ... .... Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 02.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....