Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı - Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin ve ziynet alacağı talebinin reddi ile erkeğin reddedilen boşanma davasında yararına vekâlet ücretine hükmolunmaması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-karşı davacı kadının boşanma davası ve ferilerine yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Karşılıklı boşanma, kadının ziynet ve alacak istemli davalarının yapılan yargılaması sonunda mahkemece, erkeğin boşanma davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile ferilerine hükmedilmiş, kadının ziynet ve alacak talebinin ise reddine karar verilmiştir....

    Hukuk dairesinin 18.02.2015 tarihli 2014/2861 esas 2015/2399 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere "Boşanmanın kesinleşmesine kadar haksız işgalin söz konusu olmayacağı ancak boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren intifadan men olgusunun başlayacağının kabulü gerekir." Ayrıca Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesinde öngörülen aile konutu şerhi tarafların boşanmalarına ilişkin kararının kesinleşmesi ile hukuki niteliğini yitirir. Şerhin şeklen sicil kaydında yer alması kayıt maliki olmayan boşanan eşe herhangi bir hak bahşetmez. (Yargıtay 8. HD 30.09.2020 tarihli 2018/5547 esas 2020/5592 karar sayılı kararı). Her ne kadar mahkemece boşanma protokolü gereğince de ecrimisil talebinde bulunulamayacağı belirtilmiş ise de davacı tarafından boşanma protokolünden sonraki dönem için bir talepte bulunulmuştur. Boşanma protokolünde geleceğe yönelik ecrimisil talebinden vazgeçildiğine dair bir kayıt bulunmamaktadır....

    Bu bakımdan boşanma dava dosyasındaki tarafların karşılıklı olarak eşya, tazminat ve nafaka ile ilgili beyanları ve anlaşmalarının boşanmanın feri (eki) niteliğindeki konulara ilişkin olduğu, ayrıca eldeki davada yargılama sırasında kadının karşı tarafla ev alınması konusunda anlaştıklarına ilişkin beyanının mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak taleplerinden vazgeçtiği anlamına gelemeyeceği,mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bir anlaşma yapılmadığı, davacının boşanma dava dosyasında mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkından feragat ettiğine ilişkin açık bir beyanı olmadığı gibi, mal rejiminin tasfiyesine yönelik, hükme esas alınan bir protokol (anlaşma belgesi) de bulunmadığına göre, davacı tarafından eldeki davanın açılmasına engel bir durum yoktur....

      Aile Mahkemesinin 2009/857 Esas numarasına kaydedilen boşanma davası devam etmektedir. TMK.nun 225/2. maddesi hükmüne göre; kabul ile sonuçlanan boşanma davasının açıldığı tarihte eşler arasındaki mal rejimi sona erer. Başka anlatımla, boşanma kararı kesinleşinceye kadar eşler arasındaki evlilik birliği devam eder. Boşanma kararı ile evlilik birliğinin sona ermesi mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davaların görülebilirlik koşuludur. Somut olayda; eşler arasında görülen Denizli 2. Aile Mahkemesinin 2009/857 Esas sayılı boşanma davasının sonuçlanarak kesinleşmesi beklenmeden mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkında yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır....

        İflas sayılı dosyası ile devam etmekte olduğunu, davacı şirketin iflas masasına 19 no’lu kayıt ile 333.482,92 TL alacak kayıt isteminde bulunmuş olduğunu, İflas İdaresinin, alacak kaydının reddine karar vermiş olduğunu, davacının alacak kayıt talebinin iflas İdaresinin kararı ile reddedilmiş olduğunu, İflas İdaresi alacak kaydını "Alacaklı vekilince masaya kaydedilen toplam 333.482,92-TL alacak talebinin sunulan belgelerin alacağı tevsik edici nitelikte olmaması ve talebin yargılamayı gerektirmesi " gerekçesiyle reddetmiş olduğunu, İflas idaresinin kararının haklı ve yerinde olduğunu, davacı tarafın sunmuş olduğu çeklerin, alacağın varlığını tek başına kanıtlamaya yeterli olmadığını, tarafların arasındaki temel ilişkinin ispat edilmesi gerektiğini, davacı şirket ile müflis şirketin aralarında ticari ilişkinin mevcut olup olmadığının tespiti için taraf defterlerinin ve BA BS formlarının incelenmesi gerekmekte olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen fatura içeriğindeki malların teslim edilmediğine...

          Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, asıl davada davacı tarafından davalıya anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklı olarak ödenen 600,00 USD'nin yoksulluk nafakası kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi ve birleşen davada taraflarca anlaşmalı boşanma protokolü kapsamında belirlenen iştirak nafakası miktarına, değişen ekonomik şartlar nedeni ile hakimin müdahalesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun'un 2 nci, 4 üncü, 6 ncı, 182 nci ve 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun138 inci maddesi. 3....

            Davacı vekili, mahkemenin ret yönünde kurmuş olduğu hükmün yerinde olmadığını, alacağa dayanak teşkil eden protokolün anlaşmalı boşanma protokolü olmadığını, davalının bu protokolü boşanma dosyasına sunmasından sonra protokol çerçevesinde hareket etmeyerek çekişmeli olarak boşanma davasına devam ettiğini ancak protokolde yer alan kayıtsız şartsız borç ikrarının gerçekte davalının müvekkiline borcu olup olmadığının araştırılmadan ve bu yöndeki deliller toplanmadan karar verilmesinin yerinde olmadığını, mahkemenin, anlaşmalı boşanma için hazırlanan protokolün hükmü kalmadığından bahisle protokolde yer alan beyan ve miktara dayanarak alacak davasının açılamayacağı yönündeki gerekçesinin yerinde olmadığını beyan ederek istinaf talebinde bulunmuştur. GEREKÇE : Dava, boşanma protokolünde davalının davacıya ödemeyi kabul ettiği iddia edilen bedele yönelik olarak açılan alacak davasıdır....

            Davacı vekili, mahkemenin ret yönünde kurmuş olduğu hükmün yerinde olmadığını, alacağa dayanak teşkil eden protokolün anlaşmalı boşanma protokolü olmadığını, davalının bu protokolü boşanma dosyasına sunmasından sonra protokol çerçevesinde hareket etmeyerek çekişmeli olarak boşanma davasına devam ettiğini ancak protokolde yer alan kayıtsız şartsız borç ikrarının gerçekte davalının müvekkiline borcu olup olmadığının araştırılmadan ve bu yöndeki deliller toplanmadan karar verilmesinin yerinde olmadığını, mahkemenin, anlaşmalı boşanma için hazırlanan protokolün hükmü kalmadığından bahisle protokolde yer alan beyan ve miktara dayanarak alacak davasının açılamayacağı yönündeki gerekçesinin yerinde olmadığını beyan ederek istinaf talebinde bulunmuştur. GEREKÇE : Dava, boşanma protokolünde davalının davacıya ödemeyi kabul ettiği iddia edilen bedele yönelik olarak açılan alacak davasıdır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Ziynet Eşyasına Dayalı Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davası, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, ziynete dayalı alacak davası ve vekalet ücreti yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise davacı-karşı davalı kadının boşanma davası, kusur belirlemesi, nafakalar ve ziynete dayalı alacak davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Hükmü temyiz eden davacı-karşı davalı vekili Av. ... ve davalı-karşı davacı ... 07.07.2017 tarihli dilekçeyle temyiz taleplerinden feragat ettiklerini bildirdiklerinden, temyiz dilekçelerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir....

              . - K A R A R - Dava, oto takas protokolünden kaynaklanan ve cezai şart bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı vekili, davacı talebinin zamanaşımına uğradığını, esas yönünden de davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

                UYAP Entegrasyonu