AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 07/02/2020 NUMARASI : 2018/126 ESAS - 2020/143 KARAR DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; Aydın 1....
Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Davacı erkek tarafından delil olarak sadece nüfus kayıtları ve tanık beyanlarına dayanılmış olup gösterilen delillerle davalı kadının kusurlu bir davranışının varlığı ispat edilememiştir. Hal böyle iken davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin taktirinde hataya düşülerek boşanmaya karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....
Davalı-karşı davacı erkek vekilinin; erkeğin reddedilen evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma davası ve kusur tespitine yönelik istinaf taleplerinin incelenmesinde; Mahkemece "davalı-karşı davacı koca olan Fatih Tükenmez'in eşine karşı fiziki şiddet, sözlü şiddet ve aşağılama içeren davranışlarının olduğu bu konudaki şiddet olayından sonraki samimi ve inandırıcı tanık anlatımları ve küçük torununun şiddet konusunda ki tanıklığı göz önüne alınarak Fatih'in ağır kusurlu olduğu ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tamamen kusurlu bulunduğu bu bağlamda davacı karşı davalı Fatma'nın evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasının kanıtlandığı buna karşılık davalı karşı davacının evlilik birliğinin temelinden sarsılması yönündeki karşı davasındaki iddiaların soyut nitelikte olduğu ve dosya içeriği ve tanık içeriğine göre kanıtlanmadığı, kadının pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebine dayalı boşanma davasında ise toplanan delillere göre zulüm...
EVLİLİK BİRLİĞİNİN SARSILMASI NEDENİYLE BOŞANMAKISITLANMA 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 166 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 405 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm, davacı-davalı kadın tarafından, kendi davası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı-karşılık davalı tarafından açılmış olan boşanma davası, Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesinde yer alan evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayanmaktadır. Davacı-karşılık davalının Türk Medeni Kanunu'nun 405. maddesi gereğince kısıtlanmış olması, belirtilen sebebe dayanarak boşanma davası açmasına ve koşulları gerçekleştiğinde bu çerçevede boşanma kararı verilmesine engel değildir. Böyle bir davada davacıda mevcut olduğu belirlenen akıl hastalığının evlenmeye engel nitelikte olup olmadığının araştırılmasına da lüzum bulunmamaktadır....
GEREKÇE: Dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma istemine ilişkindir. HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Mahkemece ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 166/1- 2. maddesi uyarınca: boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması ve bu duruma davalının az da olsa kusurlu davranışı ile sebebiyet vermesi gerekir....
Bilindiği üzere TMK’nın “Evlilik birliğinin sarsılması” başlıklı 166. maddesinin 1 ve 2. fıkraları; "Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.” hükmünü taşımaktadır. 17. Genel boşanma sebeplerini düzenleyen ve yukarıya alınan madde hükmü, somutlaştırılmamış veya ayrıntıları ile belirtilmemiş olması nedeniyle evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı noktasında hâkime çok geniş takdir hakkı tanımıştır. 18....
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek dava dilekçesinde zina (TMK md.161) ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK.md.166/1) sebeplerine dayalı olarak boşanma davası açmış, mahkemece tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalaıma karar verilmiştir. Davacı erkeğin dava dilekçesinde yer alan zina nedenine dayalı talepleri hakkında hükmün gerekçesinde bir açıklama yapılmadığı gibi, hüküm fıkrasında da olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamıştır. Davacının açıklanan boşanma sebebine dayalı talebi hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmemesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocuk Ayza'nın velayetinin müvekkiline verilmesine, müşterek çocuk için 1.000,00 TL tedbir/iştirak nafakasının davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, müvekkili için aylık 1.000,00 TL tedbir/ yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, 200.000,00 TL maddi, 200.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan müvekkiline verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delilerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle, davacı-karşı davalı (koca), boşanma talebini; eşinin, iş ortağı erkekle ilişkisi olduğunu ileri sürerek, “haysiyetsiz hayat sürme” ve “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” hukuki sebeplerine dayandırmış olması karşısında, davalı-karşı davacı (kadın)'ın gerçekleşen eyleminin Türk Medeni Kanununun 163'ncü maddesinde yer alan “haysiyetsiz hayat sürme” niteliğinde olmayıp, aynı Yasanın 166/1. maddesi gereğince boşanma sebebi olarak kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, kocanın; gerçekleşen ve mahkemece de sabit görülen eylemleri nazara alındığında, evlilik birliğinin ortak hayatın devamına imkan bırakmayacak derecede temelinden sarsılmasında, baskın ve ağırlıklı kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, davacı-karşı davalı (koca)'nın, kadının karşı boşanma davasının reddi gerektiği yönündeki temyiz itirazları yerinde görülmediği...
Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. (2) Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir (TMK md.166/1,2). Türk Medeni Kanununun 166/1- 2. maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması ve davalı eşin az da olsa kusurlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Yapılan incelemede; davacı-karşı davalı kocanın, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, davalı-karşı davacı kadına atfı kabil bir kusurun varlığının ise ispat edilemediği anlaşılmıştır....