"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı ve velayeti anneye bırakılan çocuklar için takdir edilen nafakaların boşanma hükmünün kesinleşme tarihine kadar tedbir, bu tarihten itibaren kadın için yoksulluk, çocuklar için iştirak nafakası olduğunun ve müşterek çocuk 06.05.1993 doğumlu ...'...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı koca tarafından, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle velayeti anneye bırakılan müşterek çocuk için dava tarihinden boşanma hükmünün kesinleşmesine kadar takdir edilen nafakanın tedbir, bu tarihten itibaren takdir edilen nafakanın ise iştirak nafakası olduğunun tabii bulunmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren...
İlk derece mahkemesi hükmünün gerekçesinde; her ne kadar dosyada bulunan iki adet SİR raporlarının aksine olarak; çocuğun velayeti davacı tarafa verilmiş ise de; velayetin değişimi için gerekli olan; davalının velayeti üstlenmesine engel bir durumun bulunmadığı, uzmana babası ile birlikte kalmak istediğini beyan ettiği, dosya kapsamından, davacı tarafça velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durumun varlığının ispatlanmadığı, davalı tarafın evlenmesinin tek başına velayetin değişimi için bir neden olamayacağı, davalının velayet görevini ihmal ettiğinin ispatlanamaması nedeniyle davanın reddine dair karar verilmesi gerekirken, çocuğun babası ile alıştığı yaşam biçimini değiştirmenin çocuğu örseleyeceğinin anlaşılması karşısında ve uzman raporu ile, 15 gün annesi ile 15 gün babası ile kalan küçüğün yaşı ve boşanma sonrası ihtiyaç duyduğu anne ve baba sevgisinden mahrum kalmadığının tespit edilmesine rağmen, ilk derece mahkemesince davanın kabulü yoluna gidilmesi usul ve kanuna aykırı olduğundan...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm; davalı-karşı davacı (kadın) tarafından, kocanın boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı-karşı davacı (kadın)'ın nafaka talebi reddedildiğine göre, velayeti anneye bırakılan müşterek çocuk.kararın kesinleşmesinden sonra tayin edilen nafakanın yoksulluk değil, iştirak nafakası (TMK md. 182/2) olduğunun anlaşılmasına, bunun hüküm yerinde "yoksulluk" nafakası olarak yazılmış olmasının, açık yazım hatası niteliğinde olup, mahallinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 304. maddesi gereğince mahkemece re'sen tashihinin mümkün bulunmasına göre, yerinde...
ın adının ve soyadının ... olarak değiştirilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde; kızı ...'ın babasının kardeşinin ...'ta yüz kızartıcı suç işlemesinden dolayı çocuğunun ileride mağduriyet yaşamaması için çocuğun isminin ..., soyisminin İli olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; küçüğün babasının ..., annesinin ... olduğu, ...'ın velayetinin davacı olan annesi ...'ye bırakıldığı anlaşılmaktadır. 1-...'ın isminin değiştirilmesi yönünden; 4721 Sayılı Türk Medeni Yasasının 27. maddesi hükmü uyarınca "kişi haklı nedenlere dayanarak adının değiştirilmesini hakimden isteyebilir."...
Dava, evlilik dışı doğan ve tanıma yoluyla nüfusa tescil edilen küçüğe annesinin de yaşının küçük olması nedeniyle Türk Medenî Kanununun 337. maddesi uyarınca vasi tayin edilmesi istemine ilişkindir. TMK'nın 337/2 maddesinde "Ananın, küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayetin kendisinden alınmış olması durumunda hakimin çocuğun menfaatine göre vasi atayacağı veya velayeti babaya tevdi edeceği" öngörülmüştür. Somut olayda ise, küçüğün anne ve babası sağ ve ergindir. Öncelikle tartışılarak değerlendirilecek konu velayetin anneye veya küçüğü tanıyan babaya tevdii edilip edilmeyeceğine yönelik olacaktır. Velayetin tevdii hususu aile mahkemesinin görev alanı içerisinde bulunduğundan öncelikle bu husus aile mahkemesince değerlendirilecek, küçüğün anne veya babasının velayeti altına konulması mahkemece uygun görülürse aile mahkemesince bu konuda karar verilecek, aksi halde TMK'nın 337. maddesi gereğince küçüğe vasi tayin edilmek üzere dosya aile mahkemesi sıfatıyla ......
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava velayetin değiştirilmesi isteminden ibarettir. Davacı baba boşanma kararı ile birlikte velayeti anneye bırakılan ortak çocuk 2016 doğumlu Hacer Buğlem'in velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmiş, İlk Derece Mahkemesince; velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığı gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi talebinin reddi kararı verilmiş, hüküm davacı baba tarafından istinaf edilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 13/02/2023 NUMARASI : 2022/838 ESAS 2023/271 KARAR DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; boşanma ile velayeti davalı babaya bırakılan ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine çocuk için 4000 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini savunmuştur....
O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. 3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre velayeti anneye bırakılan küçüğün ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası çoktur. Mahkemece Medeni Kanunun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir....
Aile Mahkemesince tanındığını, yaşı küçük çocuğun velayetinin anneye veya babaya verilmediği belirtilerek küçüğün velayet durumunun açık olduğu gerekçesiyle Aile Mahkemesine ihbarda bulunulmuştur. ... Aile Mahkemesince, velayet altında bulunmayan her küçüğün vesayet altına alınacağından bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. ... Sulh Hukuk Mahkemesince, TMK'nın 335. maddesinde yer alan ''Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velayeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz. Hakim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velayeti altında kalırlar'' hükmü gereğince asıl olanın küçüğün velayet altında bulundurulması olduğu, velayeti askıda olan küçüğün anne ve babasının sağ ve ergin oldukları, velayet hakkının kullanılmasına dair yasal bir engelin olmadığı gerekçesiyle öncelikle velayetin düzenlenmesinin değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir....