AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/1031 ESAS DAVA KONUSU : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Eşya Alacağı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile boşanma davasının kesinleştiğini, evlenirken mehir senedi düzenlendiğini ve davalıların imzaladığını, mehirden kaynaklı alacağının iadesini, davalıların taşınmazlarına, araçlarına ve banka hesaplarına ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir. Davacı 06/08/202 tarihindeki dilekçe ile davalıların menkul ve gayrimenkulleriyle üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminden kaynaklanan davalar K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık 4857 sayılı İş Kanunundan Kaynaklanan kötü niyet tazminatı, kıdem tazminatı, işçi ücreti alacağı istemine ilişkin bulunduğuna ve davada zilyetliğe dayanılmadığına göre, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 26.01.2012 tarih ve 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih 1 sayılı Kararı ile aynen kabul edilen ve 18.02.2012 tarih 28208 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (9.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 24.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, yargılama sırasında boşanma ve boşanmanın mali sonuçlarına ilişkin birbirlerinden katkı payı ve mal rejiminden kaynaklanan taleplerinin olmadığını belirttikleri ve tutanağa geçen beyanlarını imzaladıklarını, hükmün 5 numaralı bendinde de "...Tarafların karşılıklı olarak maddî manevî tazminat , nafaka, eşya ,katkı payı ve mal rejiminden kaynaklanan talepleri olmadığından bu konularda karar verilmesine yer olmadığına..." karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin 13.07.2011 tarihinde kesinleştiği, davacı tarafın beyanlarının, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 188 inci maddesinin birinci bendi uyarınca kesin delil niteliğini haiz mahkeme için ikrar niteliğinde olduğu ve eldeki dava bakımından kendilerini bağladığı, taraflar arasında anlaşmalı olarak boşanmaya karar verilmesi durumunda boşanmanın mali sonuçlarına ilişkin...
"İçtihat Metni"Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminden kaynaklanan alacak ... ... (....) ile ..... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının reddine dair ..... Aile Mahkemesi'nden verilen 21.06.2013 gün ve 32/584 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ..... vekili; boşanma davası ile birlikte açılan ve sonrasında tefrik edilen davada, evlilik birliği içinde satın alınarak davalı adına tescil edilen .. ...... plakalı araç nedeniyle 15.000,00-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı Necati vekili; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 25/10/2021 NUMARASI : 2021/117- 2021/708 DAVA KONUSU : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Katılma Alacağı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara taraflar istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Taraflar arasında Şarkışla asliye hukuk mahkemesinin 2020/342 esas sayılı dosyası ile taraflar arasındaki boşanma davasının devam ettiğini, şimdilik 10.000,00- TL katılma alacağı, katkı alacağı ve değer artış payı alacağının tasfiyenin sona ermesinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalı adına kayıtlı 2574 ada, 22 parsel sayılı taşınmaz, T.C....
Davalıdan tedbir ve yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat, ev eşyası alacağı, ziynet eşyası alacağı ile mal rejiminden kaynaklanan alacak taleplerim yoktur. Protokolde belirtilen hususlara göre boşanmamıza karar verilmesini istiyorum." şeklinde beyanda bulunmuştur. Davalı yargılama aşamasında "Protokoldeki imza bana aittir. Her hangi bir zorlama olmadan kendi hür irademle imzaladım. Davacı boşanmak istiyor ben de boşanmak istiyorum, yapacak bir şey yok. Protokolde her ne kadar müşterek çocuk için 1.000,00- TL. nafaka istenmeyecek şeklinde yazılmışsa da yanlış yazılmıştır, Müşterek çocuğumuzun velayetinin davacıya verilmesini kabul ediyorum. Davacıya müşterek çocuk için aylık 1.000,00- TL. iştirak nafakası ödeyeceğim. Davacıdan tedbir ve yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat, ev eşyası alacağı, ziynet eşyası alacağı ile mal rejiminden kaynaklanan alacak taleplerim yoktur....
Dava konusu 393 ada 1 parselin edinme tarihine göre davacının isteği bu taşınmaz bakımından 743 sayılı TKM'nin (Mülga) 170. maddesi gereğince eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen maldan kaynaklanan katkı payı alacağı, 6241 ada 8 parsel 3 nolu bağımsız bölüm, ... plakalı araç, ... adlı yat ile ..., ... işletmeleri ve emekli maaşı yönünden 4721 sayılı TMK'nun 202 ve devam maddeleri gereğince kabul edilen yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan ve TMK'nun 219, 229, 230, 231, 232, 235 ve 236. maddeleri gereğince açılan katılma alacağına ilişkindir. 4721 sayılı TMK'nun 166/ 3. maddesine dayalı olarak açılan boşanma davalarında evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır....
Taraflar 21.07.1996 tarihinde evlenmiş, 16.09.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 15.09.2009 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK'nun 225/2.m.) Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM'nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK'nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.). Dava, kademeli olarak açılmış eşler arasındaki edinilmiş mallara katılma rejiminin mal ayrılığına dönüştürülmesi, bu mümkün olmadığı takdirde mal rejiminin tasfiyesi ile tasfiyeye bağlı alacağın tespit edilip ödenmesine ilişkindir. Mahkemece katılma alacağı hesaplanıp katılma alacağına hükmedilmiş, hükmü her iki taraf temyiz etmiştir. Katılma alacağı talebi nispi harca tabi olup, nispi peşin harcın alınması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminden kaynaklanan alacak ... ile ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Bolu Aile Mahkemesi'nden verilen 12.07.2013 gün ve 470/492 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, karar tarihi olan 12.07.2013 tarihine en yakın bir tarih olduğu anlaşılan keşfin yapıldığı 04.03.2013 tarihine göre belirlenen 115000 TL değerin hesaplanmaya esas alınmasının doğru olduğuna, ancak araba alım satımları ile Denizbank'tan çekilin krediler ve araçlar için harcanan paralar edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu boşanma davasının açıldığı ve mal rejiminin sona erdiği 11.05.2010 tarihinden...
Zira eşlerin belki başkalarıyla yaptıkları ikinci ve daha sonraki evliliklerini takiben yıllar önce boşandıkları eşin mal rejiminden kaynaklanan istekleri ve dava tehdidi altında yaşamalarının hem kendileri hem toplum düzeni bakımından olağan ve katlanılması gereken bir durum olduğunu söylemek doğru ve mümkün değildir. Eşlerin birbirlerine karşı manevi bağları boşanma ile tamamen kopmuş olup, eğer bir haksızlığa uğradıkları, karşı taraftan maddi ve manevi alacak ve istekleri bulunduğu düşüncesinde iseler, boşanma kararının kesinleşmesinin hemen akabinde dava açarak birbirlerinden alacaklarını istemelerine bir engel bulunmadığı gibi dava açmak için uzun yıllar beklemelerini gerektirecek makul ve mantıklı bir neden olabileceği de söylenemez. Kaldı ki, eşler evlilik içinde edinilen ya da katkı yapılan varlıklarını, alacak ve borçlarından doğan dava haklarını boşanma gündeme geldiğinde duraksamadan bilebilecek durumdadırlar....