Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-TL maddi ve 150.000,00.-TL manevi tazminata karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; "Yapılan yargılama sonunda dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde; tarafların 07/04/2014 tarihinde evlendikleri, bu evliliklerinden iki müşterek çocuklarının olduğu, davanın öncelikle TMK'nun 163. maddesi kapsamında haysiyetsizce hayat sürme nedenine dayalı boşanma, olmadığı takdirde TMK'nun 162. maddesi kapsamında hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma, olmadığı takdirde TMK'nun 166/1 kapsamında evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal nedenine dayalı boşanma davası olduğu dosya kapsamından anlaşılmıştır. Davalının haysiyetsizce hayat sürdüğü veya davacının hayatına kast edip pek kötü muamelede bulunduğu iddialarının ispatlanamaması nedeniyle davacının söz konusu özel boşanma nedenlerine dayalı boşanma taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir....

GEREKÇE; Asıl dava; TMK'nun 162. maddesinde yer alan hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedenine dayalı boşanma, aksi halde evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma istemine ilişkindir. Birleşen dava ise; evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma istemine ilişkindir. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Tarafların 27/10/1995 tarihinde evlendikleri, bu evliliklerinden müşterek 31/08/1996 doğumlu Ahmet ve 05/05/2001 doğumlu Aslı isimli çocuklarının olduğu, incelenen aile nüfus kayıtlarından anlaşılmaktadır....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile zina davalı erkeğin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesinde düzenlenen zina eyleminin ispatlanamadığı, dosya kapsamı itibari ile davalının davacıya yönelik hayata kast eyleminin bulunmadığı, erkeğin davacı kadına uyguladığı, psikolojik, fiziksel, ekonomik şiddetin 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesinde düzenlenen hayata kast, pek kötü veya ağır derecede onur kırıcı davranış olarak değerlendirilemeyeceği, yaşanan tartışmalarda davalı erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı, eşine "orospu, orospu çocuğu, anası bozuk,...yüzsüz kadın...."...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından kendi davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı kadın, davalı-karşı davacı erkek aleyhine hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK 162) hukuki sebebine dayalı boşanma davası açmış, davalı-karşı davacı erkek davacı-karşı davalı kadın aleyhine evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1-2) hukuki sebebine dayalı karşı boşanma davası açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda her iki davanın da reddine karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın, Türk Medeni Kanununun 162. maddesinde yer alan "pek kötü muamele" ve "onur kırıcı davranış" sebebine dayanarak boşanma davası açmış, dava reddedilmiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davalı erkeğin eşine sürekli ve ağır fiziki şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. Fiziki şiddet uygulamaktan hakkında ceza davası ikame edilmiş ve mahkum olmuştur. Davalının eşine yönelik bu eylemleri pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış oluşturur. Bu sebeple Türk Medeni Kanununun 162. maddesindeki boşanma sebebi oluşmuştur....

        Bu nedenlerle, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davanın kabulüne ve tarafların boşanmalarına, pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış sebebine dayalı boşanma davasının şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir."...

        Tüm dava dosyası, İlk Derece Mahkemesince verilen karar, davalı tarafın istinaf nedenleri birlikte değerlendirildiğinde; İlk Derece Mahkemesince davacı erkek tarafından TMK'nun 162 maddesi uyarınca hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedenlerine dayalı açılan boşanma davası ile TMK'nun 166/1- 2 maddesi uyarınca açılan boşanma davaları hakkında; kadının zinası ispat edildiği halde bu eylemin TMK'nun 162 ve 166/1- 2 maddesi uyarınca kadına yüklenecek kusur olmasına rağmen İlk Derece Mahkemesince ayrı ayrı açılan bu davalardan da erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi hatalı ise de bu yönde tarafların istinaf başvuruları olmadığı dikkate alındığında bu hataya değinilmekle yetinilmesinin gerektiği, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanlığının 2019/971- 9295 E.K....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalının, davacıya fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığının, hakaret ettiğinin, başkalarının yanında davacıyı zor durumda bıraktığının, küçük düşürdüğünün, cinsel birliktelikten kaçındığının ispatlanmış olduğu, davacının boşanmakta haklı olduğunu kanıtlamış olduğu, davalının uyguladığı şiddetin, başkalarının yanında davacıya hakaret edip, küçük düşürmesinin davacı yönünden pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış niteliğinde olduğu, evlilik birliği içerisinde davalının kusurlu kabul edildiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve pek kötü ve onur kırıcı davranış nedenine dayalı boşanmanın koşullarının gerçekleşmiş olduğu, ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının mevcut olduğunu gösteren bir delil olmadığı gerekçesi ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi uyarınca pek kötü davranış ve 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca evlilik...

          Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davacı-karşı davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkeme 09.06.2015 tarihli kararla taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davalarını ayrı ayrı TMK’nun 166/1 maddesi uyarınca kabul etmiş, işbu 09/06/2015 tarihli karar davalı-karşı davacı kadın tarafından “Davacı-karşı davalının açtığı boşanma davasının kabulü ve maddi ile manevi tazminat taleplerinin reddi” yönünden temyiz edilmiş, Dairemizin 04.05.2017 tarih, 2015/23265 esas ve 2017/5500 karar sayılı ilamıyla davacı-karşı davalı erkeğin davasının münhasıran Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesinde düzenlenen hayata kast, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış sebebine dayalı olarak ikame edildiğinden, erkeğin davasının Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi olarak değerlendirilerek, bu hukuki sebebe göre karar verilmesinin...

            Somut olayda, davalı-davacı erkek duruşmada ve 08.03.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle davanın hukuki sebebini zina sebebi ile boşanma yanında, haysiyetsiz hayat sürme ve pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma olarak ıslah ettiğini beyan etmiştir. Mahkemece, davalı-davacı erkek tarafından ıslaha ilişkin maktu ıslah harcı yatırılmamış olduğu böylelikle usulüne uygun yapılmış bir ıslah işlemi olmadığı gerekçesiyle davalı-davacı erkeğin haysiyetsiz hayat sürme ve pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebine dayalı boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Oysa Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 176 vd. maddelerine göre, taraflardan herbiri dava/cevap dilekçesini ıslah ederek yeni bir vakıa ekleyebilir, davanın hukuki sebebini genişletip, değiştirebilir ıslah karşı tarafın veya mahkemenin kabulüne bağlı olmadığı gibi bu konularda harç ödenmesine de gerek yoktur....

              UYAP Entegrasyonu