Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Gerçekleşen bu durum karşısında fiili ayrılık (TMK madde 166/4) sebebine dayalı davacı-karşı davalı erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulü gerekirken, yazılı şekilde reddi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması gerekli hale gelen kadının davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 12.03.2018(Pzt.)...

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm tazminatlar ve yoksulluk nafakası yöönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava fiili ayrılık (TMK. m. 166/4.) nedenine dayalıdır. Bu davaya dayanak oluşturan 1999/38 esas sayılı dava kesinleşmemiştir. Dosyadaki delil durumuna göre boşanmaya neden olan olaylarda başka kadınla yaşayan davacı koca tam kusurludur.Türk Medeni Kanununun 166/1,2,3,4. koşullarının hiçbiri gerçekleşmediği halde boşanmaya karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, hükmün boşanma yönü temyize gelmediğinden bozma nedeni yapılmayarak yanlışlığa işaret olunmakla yetinilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından, hükmün tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece, tarafların fiilen 5 yıldır ayrı yaşadıkları gerekçesiyle boşanmalarına karar verilmiştir. Fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi değildir. Davacı erkek tarafından açılan terke dayalı bir boşanma davası da bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Yapılan yargılamada davacı erkek tarafından somut bir vakıaya dayanılmadığı gibi davalı kadından kaynaklanan kusurlu bir davranışın varlığı da kanıtlanamamıştır....

        Fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası; taraflardan davacı kadın tarafından Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak açılmış ve dava, taraflar arasındaki geçimsizliğin ispatlanamadığından bahisle reddedilmiştir. Kadın tarafından açılan ilk boşanma davasında, gerekse davacı-karşı davalı kadın tarafından açılan tedbir nafakası talebine yönelik ... 2. Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinin 2010/20 esas ve 2010/242 karar sayılı dosyası ile temyize konu bu davada toplanan delillerle davacı kadının evi terk ederek gittiği anlaşılmaktadır. İlk davanın açılmasından sonra tarafların bir araya geldikleri iddia edilmediği gibi, fiili ayrılık döneminde erkekten kaynaklanan ve ona kusur olarak yüklenebilecek yeni bir maddi olayın varlığı da kanıtlanamamıştır. Öyleyse davalı-karşı davacı erkeğe bir kusur yüklenemez....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından; kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, nafakalar, vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise; kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ve nafakaların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davaların Türk Medeni Kanunun 166/son maddesine dayalı boşanma davası olduğu, ilk olarak tarafların karşılıklı açtıkları boşanma davalarının ispat edilememesi nedeniyle reddine karar verildiği, fiili ayrılık döneminde tarafların bir araya gelmedikleri, bu dönemde de tarafların kusurlu bir davranışının varlığının ispat edilemediği, boşanmaya sebep olan olaylarda...

            Mahkemece 27.09.2017 tarihli karar ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilinin TMK 166/son maddesinden açtıkları dava yanında TMK 166/1.maddeye dayalı dava da bulunduğu, bu konuda karar verilmediğini istinaf etmesi üzerine, Dairemizin 2017/3183 Esas, 2019/1173 Karar, 11.07.2019 tarihli kararı ile davacının fiili ayrılık (TMK 166/son) ve TMK 166/1.maddeye dayalı boşanma davası açtığı halde TMK 166/1.maddesinden açtığı davada olumlu olumsuz karar verilmemesi nedeniyle kararın kaldırılmasına karar verilmiş, dosya ilk derece mahkemesine gönderilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda 28.09.2020 tarihli karar ile; Davacının TMK 166/4 maddesine dayalı fiili ayrılık sebebiyle boşanma davasının ve terditli TMK 166/1 maddesine dayalı evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davasının reddine karar verilmiştir....

            DAVA KONUSU : Boşanma (Fiili Ayrılık Nedenine Dayalı Boşanma) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların fiili ayrılık sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir....

            DAVA KONUSU : Boşanma (Fiili Ayrılık Nedenine Dayalı Boşanma) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların fiili ayrılık sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir....

            Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, taraflar arasında daha önce görülen ve erkeğin davasına dayanak teşkil eden davanın, "Boşanma davasına konu edilen davalının eylemlerinin davacı tarafından affedildiği, affedilen eylemlere dayanılarak boşanma talep edilemeyeceği, terke dayalı olarak açılan bir boşanma davasının da bulunmadığının anlaşıldığı" gerekçesiyle reddedilip kesinleştiğinin, bu tarihten sonra tarafların bir araya gelmediklerinin, fiili ayrılık döneminde davalı kadına kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığının ve erkeğin ilk boşanma davasında, kadının boşanmayı gerektirir kusurlu bir davranışı kanıtlanamadığının, böylece bu tarihten önceki olaylar artık kadına kusur olarak yüklenemeyeceğinin de anlaşılmasına göre, Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesine dayanak teşkil eden ve retle sonuçlanan ilk davayı açarak fiili ayrılığa sebep olan ve birlikte yaşamaktan kaçınan davacı erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi değildir. Terke dayalı boşanma davası yoktur. Davalıdan kaynaklanan kusurlu bir davranışın varlığı da kanıtlanamamıştır. Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir....

                UYAP Entegrasyonu