WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası, taraflardan davalı kadın tarafından, Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak açılmış ve dava; davacı kadının iddialarını ispatlayamaması ve tarafların dava açıldıktan sonra pikniğe gittikleri,buna göre daha önceki olayların affedildiği gerekçesiyle reddedilmiş ve onanarak 26.04.2012 tarihinde kesinleşmiştir. İlk davayı açarak fiili ayrılığa zemin hazırlayan davalı kadın bu sebeple kusurlu olduğu gibi, davanın reddi nedeniyle, erkeğe bir kusur yüklenemeyecektir.Toplanan delillerden, fiili ayrılık döneminde davacı erkeğe kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığı da ispatlanamadığına göre, Türk Medeni Kanununun 166/4 maddesine dayanak teşkil eden ve retle sonuçlanan ilk davayı açan, böylelikle fiili ayrılığa sebep olan davalı kadının, boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dava Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinden kaynaklanan fiili ayrılık sebebine dayalı boşanma istemine ilişkindir. Koca tarafından şiddetli geçimsizlik nedenine dayalı olarak açılan ilk dava retle sonuçlanmış, fakat kesinleşmediği gibi, ret tarihinden itibaren bu dava tarihine kadar 3 yıllık sürede dolmamıştır. Kaldı ki Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi koşulları da oluşmamıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, tazminat taleplerinin reddi yönünden, davalı kadın tarafından ise, tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Fiili ayrılık başlı başına boşanma nedeni yapılamaz. Terk nedenine dayalı bir dava da bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir....

        T2 vekaletnamesinin genel vekaletname olup boşanma davası ile ilgili özel yetkiyi içermediği" gerekçesiyle dosya ilk derece mahkemesine geri çevrilmiş olup eksiklik tamamlandıktan sonra yeniden dairemize gönderilmiştir. Dava; fiili ayrılık (TMK md. 166/4) nedenine dayalı boşanma davası ve fer'ilerine, karşı dava ise; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davası ve fer'ilerine ilişkindir....

        BOŞANMABOŞANMA VE AYRILIK DAVALARINDA YETKİLİ MAHKEME 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 168 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 19 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 326 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 421 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki "boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Balıkesir 1.Aile Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 4.2.2005 gün ve 320-114 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 22.3.2006 gün ve 3448-3898 sayılı ilamı ile; (..Türk Medeni Kanununun 168. maddesi gereğince; boşanma ve ayrılık davalarında yetkili mahkeme eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir. Taraflar evlendikten sonra Düzce'ye yerleşmişlerdir. Davacı kadın 15.08.2002 tarihinde Balıkesir'e taşınmış, boşanma davası ise 25.09.2002 tarihinde açılmıştır....

          Fiili ayrılık nedenine dayalı dava ile ilgili olarakta, ispat edilemediğinden davanın reddine karar vermiştir. Yerel mahkemenin ret kararının usul ve yasaya uygun olduğu düşüncesindeyim. Uygulama bu şekilde gelişecek ve yerleşecek olursa; davacı, eşi ile sadece boşanma konusunda anlaşarak, Tük Medeni Kanununun 166/1 ve 3. madde hükümlerini dolanarak boşanmayı temin edebilir. Bu şekildeki uygulamalar, dairenin yerleşik içtihatlarına Türk Medeni Kanununun 166/1 ve 3. maddesi hükümlerine aykırılık teşkil eder. Yukarıda açıkladığım nedenlerle, değerli çoğunluğun bozma görüşüne katılmıyorum. Farklı düşünüyorum....

            Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle *fiili ayrılığın başlı başına boşanma nedeni yapılamayacağına ve terk nedenine dayalı bir davada bulunmamasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 04.04.2007...

              Dava, erkek tarafından, davalı kadının kusurlu davaranışları ile evlilik birliğinin çekilmez hal alması nedenine dayalı TMK.'nun 166/1 maddesi uyarınca açılan boşanma davasına ilişkindir. Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; tarafların, 25/07/2008 tarihinde resmi olarak evlendikleri, bu evliliklerinden müşterek çocuklarının olmadığı, davacı erkek tarafından, 05/07/2017 tarihli ön inceleme duruşmasında, taraf vekillerince imza altına alınan, tespit edilen uyuşmalığa göre, davalı kadının kusurlu davaranışları ile evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılması nedenine dayalı TMK.'...

              Davalı erkek vekili tarafından Kusur belirlenmesi yönünden kararın istinaf edildiği anlaşılmakla; Taraflar arasında fiili ayrılığa esas olan Ortaca 2 ASHM'nin 2014/75 esas sayılı 2015/104 sayılı karar ile "davacı taraf ispatlayamadığından davanın reddine" gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, bu nedenle davacı kadın açtığı evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı açtığı boşanma davasında, davalı erkeğin kusurunu ispat edememiş olup boşanma davasının reddine karar verildiğinden açtığı bu ispatlanamayan boşanma davası ile tarafların ayrı yaşamasına sebep olan davacının eldeki fiili ayrılığa dayalı boşanma davasında tam kusurlu olduğunun tespit edilmesi gerekir iken kusur nitelendirilmesinin mahkemece yapılmamasının hatalı bulunduğu anlaşılmakla, bu nedenle davalı erkek vekilinin kusur tespitine ilişkin itirazları haklı bulunmuştur....

              Dosyanın incelenmesinde; İlk derece mahkemesince “Tarafların karşılıklı iddialarını ispat edemedikleri, bu sebeple kusursuz oldukları, her ne kadar davalı kadının ortak konutu terk ettiği sabit ise de terk hukuki nedenine dayalı davanın bulunmadığı, fiili ayrılığın ise boşanma nedeni sayılamayacağı” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, ilk derece mahkemesince davalı kadına kusur yüklenmediği halde mahkeme kararı yanlış yorumlanmak suretiyle ortak konutu terk etme vakıasının kadına kusur olarak yüklenmesi doğru olmamıştır. Fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi olmadığı gibi ortada terk hukuki sebebine dayalı açılmış bir dava da bulunmamaktadır. Bölge adliye mahkemesince kadına kusur olarak yüklenen “Eve dönmek için eşine ağabeyi ile görüşmeme şartını öne sürmesi” de davalı kadın tarafından barışma girişimi sırasında söylenmiş olup bu vakıanın da kadına kusur olarak yüklenmesi hatalı olmuştur....

                UYAP Entegrasyonu