"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (kadın) tarafından, müşterek çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası yönünden; davalı-davacı (koca) tarafından ise her iki boşanma davası ve ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı (koca)'nın ziynet alacağına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davalı-davacı (koca)'nın, eşine bağımsız konut temin etmeyip onu kendi annesi ile oturmaya zorladığı ve eşine hakaret ettiği, buna karşılık davacı-davalı (kadın)'ın da kocasına hakaret içeren sözler söylediği anlaşılmaktadır....
Dava, ziynet eşyalarının ve kişisel eşyaların aynen, olmazsa bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, boşanma, ziynet alacağı davasıyla birlikte açılan davada, boşanma yönünden davanın ayrılmasına, kişisel eşyaların ve ziynet eşyalarının iadesi yönünden dosyanın yeni esasa kaydedilmesine karar verilmiş ve bu dava yönünden yetkisizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde, yetki itirazında bulunmuş, yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri olan İzmir Aile Mahkemeleri olduğunu savunmuştur. Mahkemece, kişisel eşyaların iadesi davalarının adi alacak niteliğinde olduğu ve genel yetkili mahkemelerin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. HMK.nun 167. maddesi uyarınca davaların ayrılmasına karar veren mahkeme HMK.nun 167/son uyarınca davalara bakmaya devam eder....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından yoksulluk nafakası ve ziynet eşyalarının iadesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davacı-karşı davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Dairemiz bozma ilamı ile, mahkemece verilen hüküm sadece yoksulluk nafakası yönünden bozulmuş, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümler onanmıştır. Bu nedenle, mahkemece verilen hüküm boşanma, tazminat taleplerinin reddi ve ziynet eşyalarının iadesi yönünden kesinleşmiştir....
ilk hüküm Dairemizin 20.06.2017 tarihli ilamı ile ziynet alacağı davası yönünden bozulmuş, boşanma ve ferîleri yönünden ise onanmıştır....
ilk hüküm Dairemizin 20.06.2017 tarihli ilamı ile ziynet alacağı davası yönünden bozulmuş, boşanma ve ferîleri yönünden ise onanmıştır....
Ziynet eşyalarına yönelik bu istek boşanmanın eki niteliğinde olmayıp ayrıca nispi harca tabi olup, nispi harç tamamlattırılmadan müteakip işlemler yapılamaz (Harçlar Kanunu md.30-32). Açıklanan nedenlerle nispi peşin harç noksanlığı tamamlattırılmadan boşanma davasıyla birlikte talep edilen ziynet eşyalarına yönelik işin esasının incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Asıl ve karşı dava, TMK 166/1.madde gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasıdır. Karşı davacı kadının ziynet eşyası davası da vardır. İlk derece mahkemesince, daha önce verilen karar istinaf incelemesinden geçmiş, karşı davacı kadının yoksulluk nafakasına yıllık nafaka artışı talebi konusunda karar verilmemesi ve ziynet eşyası alacağı davası yönünden kararın kaldırılmasına dair karar verilmiş, yine boşanma ve ferilerine ilişkin diğer yönlerden verilen kararın temyiz edilmesi üzerine istinaf kararı onanmıştır. HMK 26/1.madde gereğince, "Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." TMK 176/son madde gereğince, "Hakim, istem halinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir."...
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Kocasının Soyadını Kullanmaya İzin-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, karşı boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve ziynet alacağı yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise asıl davanın kabulü, tazminatlar, nafakalar, kocanın soyadını kullanmaya izin davası ve ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Tarafların ziynet alacağına yönelik temyiz itirazlanın incelenmesinde; 6100 sayılı HMK'nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun'un 44. maddesi ile de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal...
Bu durumda, mahkemece, davacı tarafın dava dilekçesindeki beyan ve taleplerine göre usulünce dava konusu edilen ziynet eşyaları yönünden (1 adet set takımı ile 1 adet gerdanlık olarak belirtilen eşyaların da kapsamına göre) delillerin, sübutun ve talebin değerlendirilmesi gerekir. Mahkemece bedele ilişkin miktara dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verildiği, dava tarihinin hükümde gösterilmediği, gerekçeli kararda dava tarihinin 09/11/2017 olarak belirtildiği, oysa boşanma davasında kadının karşı dava dilekçesi ile açtığı boşanma ve alacak dava tarihinin 16/01/2018 olduğu, bu haliyle faiz başlangıç tarihi olarak infazda tereddüt oluşacağı, gerekçeli karardaki 09/11/2017 tarihin ise erkeğin açtığı boşanma dava tarihi olması sebebiyle davalı aleyhine faizin başlama tarihinde yanlışlık yapıldığı anlaşılmıştır....
O hâlde, davacı-karşı davalının manevi tazminat isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, hükmün bozulması gerekmiştir. 3-Davalı-karşı davacı kadının ziynet alacağına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; hükme konu alacak miktarının 7.500,00-TL olduğu karar tarihi itibarıyla 41.530,00 TL olan temyiz kesinlik sınırının altında kaldığından, ziynet alacağına ilişkin temyiz isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir....