Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/177 esas sayılı 14/03/2014 tarihli evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile çekişmeli boşanma davası açılmış olup, 15/01/2015 karar tarihli gerekçeli karar ile davanın reddedildiği , dosyamıza konu dava tarihi itibariyle 3 yıllık fiili ayrılık süresinin dolmuş olduğu, TMK 166/son maddesindeki yasal koşullarının gerçekleştiği sabittir. Davacı davalıya küfür ve haraket ederek davalının kişilik haklarını zedelemiş, davalının davacıya ve evliliğe karşı olan duygu durumunu olumsuz yönde etkilemiştir.Tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde, evlilik birliğini sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek bir hal almış, temelinden sarsılmıştır. Evlilik birliğinin sona ermesinde yaşanan olaylar sebebiyle davacı tam kusurludur. Zira evlilik sona erene kadar tarafların birbirlerine sadakat yükümlülükleri devak etmekte olup, evlilik birliğinin en önemli unsurlarından biridir....

DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı - davalı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. BİRLEŞEN DAVA: Mahkemenin iş bu dosyası ile birleştirilen 2020/297 esas sayılı dosyada davalı davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını tarafların boşanmalarına davacı müvekkili lehine 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, 25.000,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemenin iş bu dosyası ile birleştirilen 2021/137 esas sayılı dosyada davacı - davalı T1 vekilinin dava dilekçesinde özetle; TMK'nın 163....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 13/07/2020 NUMARASI : 2019/147 ESAS, 2020/608 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara her iki tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 10/08/1996 tarihinde evlendiklerini, müşterek iki çocuklarının olduğunu, müvekkili ile davalı arasında ilk olarak 2010 yılında Van ilinde bir boşanma davasının görüldüğünü ve müvekkilinin bu boşanma davasından vazgeçtiğini, en son olarak taraflar arasında Urla Asliye Hukuk Mahkemesinde (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) yargılaması yapılan boşanma davasında 2013/516 Esas, 2015/747 Karar sayılı ilam ile davanın reddine karar verildiğini...

anlaşıldığından, davacı kadının zina nedeni ile açtığı boşanma davasının reddine karar verilmesinin gerektiği, TMK.'...

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava pek fena muamele, onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle karşı dava ise zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma istemine ilişkindir. Taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla; inceleme, HMK'nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; Davacı-karşı davalı erkek dava dilekçesinde pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK.m.162) ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK.m.166/1), davalı-karşı davacı ise zina (TMK m. 161) ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebeplerine dayalı olarak boşanma davası açmıştır....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, erkek eşin kusurlu davranışları saptanmışsa da yapılan inceleme ve toplanan delillerden; kadın eşin evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı olarak açtığı karşı boşanma davasından 19.01.2021 tarihinde feragat etmekle erkek eşin önceki kusurlu davranışlarını affettiği veya en azından hoşgörü ile karşıladığı, buna karşılık kadın eşin evlilik birliğinden kaynaklanan görevlerini yerine getirmediği, kadının tam kusurlu olduğu, ... erkek vekili tarafından açılan asıl davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, davalı-davacının yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, karşı boşanma davasının feragat nedeniyle reddine, kadının ziynet alacağına ilişkin davasının ise reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

    İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava, Türk Medeni Kanununun 166/1,2. maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma istemine ilişkindir. İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir (HMK md.355). (1) Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. (2) Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir (TMK md.166/1,2)....

    İlk Derece Mahkemesinin İkinci Kararı İlk Derece Mahkemesinin 24.06.2021 tarihli ve 2021/115 Esas, 2021/441 Karar sayılı kararı ile; davacı-davalı kadının evlilik birliği içinde başka bir erkekle cinsel birliktelik yaşadığı, kadının zina eylemini öğrendikten sonra davalı-davacı erkeğin eşine şiddet uyguladığı, evlilik birliğinin devamı sırasında yedi kez işten çıkışının olduğu, sürekli bir işinin olmadığı ve evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda davacı-davalı kadının ağır kusurlu, davalı-davacı erkeğin ise hafif kusurlu olduğu gerekçesi ile davacı-davalı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, davalı-davacı erkeğin pek kötü ve onur kırıcı davranış nedenine dayalı boşanma talebinin reddine, zina nedenine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, davacı-davalı kadın yararına takdir...

      Asıl dava, evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayalı boşanma ve fer'ileri ile ziynet alacağına, birleşen dava ise evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanmaya ilişkindir. 1- Davalı-davacının TMK'nın 162. maddesi gereğince açılan davada vekalet ücretine ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesinde; Yargılama gideri davada haksız çıkan taraftan alınır (HMK m. 326). Vekalet ücreti de yargılama giderlerindendir (HMK m. 323). Davacı-karşı davalı kadın tarafından Türk Medeni Kanunu'nun 162 ve 166/1. maddesinde düzenlenen hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenlerine dayalı boşanma davası açılmıştır. Mahkemece davacı-karşı davalı kadın tarafından terditli olarak açılan boşanma davalarından evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açtığı davanın (TMK m.166/1) kabulüne karar verilerek boşanma hükmü kurulmuş, Türk Medeni Kanunu'nun 162....

      Bu bağlamda evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açan davacının, davasının kabul edilerek, boşanma kararı elde edebilmesi için iki koşulun gerçekleştiğini kanıtlamış olması gerekir. Bunlardan ilkinde davacı; kendisinden, evlilik birliğinin devamı için gereken “ortak hayatın sürdürülmesi” olgusunun artık beklenmeyecek derecede birliğin temelinden sarsıldığını, ikinci olarak “temelden sarsılmanın” karşı tarafın kusurlu davranışları sonucu gerçekleştiğini ispatlamak zorundadır. Yeri gelmişken belirtmek gerekir ki; söz konusu hüküm uyarınca evlilik birliği, eşler arasında ortak hayatı çekilmez duruma sokacak derecede temelinden sarsılmış olduğu takdirde, eşlerden her biri kural olarak boşanma davası açabilir ise de, Yargıtay bu hükmü tam kusurlu eşin dava açamayacağı şeklinde yorumlamaktadır. Çünkü tam kusurlu eşin boşanma davası açması tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır....

      UYAP Entegrasyonu