nın 19.09.2018 tarihli duruşmadaki beyanı ile öğrendiğini, bilirkişi raporunda da flash bellekteki ses ve videolarının bulunduğu kayıtların çözümlendiğini, 28.09.2018 tarihli bilirkişi raporu ile davalının hem B. S. ile ve hem de Y.A. ile aynı zamanda cinsel ilişki içinde olduğunu ve zina fiili işlediğinin kanıtlandığını beyan ederek talebini öncelikle zina hukuki nedenine dayalı boşanma, olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma şeklinde ıslah etmiştir. 3.Davacı-karşı davalı erkek kadının zina fiilini işlediğini 19.09.2018 tarihli duruşmada tanık Y.A.'...
kusur durumuna göre ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile davacı karşı davalı birleşen karşı davalı kadının ve davalı karşı davacı birleşen davacı erkeğin karşılıklı evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ilişkin boşanma davalarının boşanma yönünden kabulüne ilişkin hüküm istinaf edilmemekle kesinleşmiş olduğundan bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, tarafların boşanmalarına ilişkin hüküm kesinleşmiş olmakla ayrıca zina nedeniyle boşanma davalarındaki boşanma taleplerine ilişkin karar verilmesine yer olmadığına, davacı karşı davalı kadının bir mesleği ve düzenli bir gelirinin olmadığı ve boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile ilk dava tarihinden itibaren davacı karşı davalı kadın için hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının iş bu karar tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL’ye arttırılmasına, tedbir nafakasının davalı karşı davacı birleşen davacıdan alınarak davacı karşı davalı birleşen karşı davalıya verilmesine, hükmün kesinleşmesinden itibaren yoksulluk...
Yasada evlilik birliğinin sarsılması başlığı altında ise; “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir (TMK m. 166/1)” şeklinde genel boşanma sebebi yer almaktadır. Eylemli ayrılık adı altında özel/ayrı bir boşanma sebebi ise düzenlenmemiştir. Ancak, somut olayın özelliğine göre, çok uzun süreli eylemli ayrılıkların, genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle (TMK m. 166/1) açılmış davalarda değerlendirilmesi gerekir. Buna engel olacak yasal bir düzenleme yoktur. Dairemizin, “… Tarafların beş yıllık evlilikten sonra sık sık kavga edip ayrıldıkları son olarak ayrıldıkları ve tanık beyanıyla 5-10 seneden beri bir araya gelmedikleri anlaşılmıştır....
ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı davasının reddine karar verilmesinin gerektiği, davalı-birleşen davacı kadının zina veya evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasına ilişkin olarak ise, ilk derece mahkemesi tarafından davacı-birleşen davalı erkeğin tarafların ayrılmasından sonra başka bir kadınla birlikte yaşamaya başladığı vakıasının sabit görüldüğü, ancak bu davranışın güven sarsıcı davranış safhasında kaldığının belirtildiği, birlikte yaşama olgusunun zina nedeniyle boşanmaya karar verebilmek için başlı başına bir neden olduğu, davacı-birleşen davalı erkeğin istinafının bulunmadığı gözetildiğinde kendisi aleyhine yüklenen bu kusurun kesinleşmiş olduğu, ayrıca dinlenen tanık beyanlarına göre davacı-birleşen davalı erkeğin tarafların ayrılmasından sonra çocuklu bir kadınla birlikte yaşadığı vakıasının sabit olduğu, bu nedenle davalı-birleşen davacı kadının zina nedenine dayalı boşanma davasının kabulüne karar verilmesinin gerektiği...
ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı davasının reddine karar verilmesinin gerektiği, davalı-birleşen davacı kadının zina veya evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasına ilişkin olarak ise, ilk derece mahkemesi tarafından davacı-birleşen davalı erkeğin tarafların ayrılmasından sonra başka bir kadınla birlikte yaşamaya başladığı vakıasının sabit görüldüğü, ancak bu davranışın güven sarsıcı davranış safhasında kaldığının belirtildiği, birlikte yaşama olgusunun zina nedeniyle boşanmaya karar verebilmek için başlı başına bir neden olduğu, davacı-birleşen davalı erkeğin istinafının bulunmadığı gözetildiğinde kendisi aleyhine yüklenen bu kusurun kesinleşmiş olduğu, ayrıca dinlenen tanık beyanlarına göre davacı-birleşen davalı erkeğin tarafların ayrılmasından sonra çocuklu bir kadınla birlikte yaşadığı vakıasının sabit olduğu, bu nedenle davalı-birleşen davacı kadının zina nedenine dayalı boşanma davasının kabulüne karar verilmesinin gerektiği...
İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına küçük düşürücü söz söylediği, ilgisiz olduğu ve ailesinin yanında kadını beğenmediğinden kusurlu olduğu; kadının ise; aynı otel odasında başka bir erkekle kaldığı anlaşıldığından zina yaptığının ispatlandığı anlaşıldığından asıl davanın kabulüne tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, birleşen davanın kabulüne tarafların zina nedeniyle ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış yönünden davanın reddine, çocuğun velâyetinin sosyal inceleme raporu göz önüne alınarak anneye verilmesine baba ile çocuk arasında ortak çocuk ile baba arasında her hafta perşembe günü saat 18:00'den pazar günü saat 19:00'a kadar, sömestr tatillerinde ilk haftası, yaz tatillerinin 1 Temmuz - 31 Temmuz arası, dini bayramların 1. ve 3. günü kişisel ilişki tesisine, çocuk yararına...
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı erkek evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1-2), davalı-karşı davacı kadın ise, zina (TMK m.161), haysiyetsiz hayat sürme (TMK m.163) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1-2) hukuksal nedenlerine dayalı olarak boşanmaya karar verilmesini talep etmiş, mahkemece, ” tanık beyanlarının Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olduğu, tarafların kusurlu davranışlarının ispatlanamadığı ve fiili ayrılığın tek başına boşanma sebebi olamayacağı” gerekçesiyle her iki tarafın da davalarının reddine karar verilmiştir. Davalı-karşı davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında deliller Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi çerçevesinde değerlendirilmiş, 161 ve 163. maddelerde düzenlenen sebepler yönünden bir değerlendirme yapılmamıştır....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava, zina (TMK md.161) olmadığı takdirde evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı (TMK md.166/1- 2) boşanma, fer’ileri ve ziynet alacağı istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK'nın 166/1- 2. maddesine göre; "evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir."...
Davalı davacı kadının davası evlilik birliğinin temelinden sarsılması, onur kırıcı davranış ve zina nedenine dayalı boşanma davasıdır . Davalı davacı kadının karşı dava dilekçesinde TMK m. 161 kapsamında zina ve TMK m.166 kapsamında evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve TMK m. 162 kapsamında onur kırıcı davranış nedeniyle boşanmaları talep edildiği halde zina ve onur kırıcı davranış iddiasına ilişkin TMK m.161 ve TMK m.162 maddesi kapsamında bir gerekçe yazılmamış, ilk derece mahkemesince olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Boşanma davalarının "aynı dava" içinde "birden fazla sebeple" açılması mümkündür. Aile mahkemesi hakimi her bir sebep hakkında inceleme yaparak karar vermek zorundadır (HMK.md.26). Davalı davacı kadının dava dilekçesi, evlilik birliğinin sarsılması sebebi (TMK.md.166/1) yanında zina ve onur kırıcı davranış sebebine dayalı boşanma isteğini de içermektedir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının evlilik birliğinde F. isimli erkekle görüştüğünün ayrıca otel kayıtlarında birlikte kaldıklarının ve samimi tanık anlatımı ile aralarında ilişki olduğunun sabit olduğu bu sebeple zina eyleminin kabulü gerektiği, erkeğinde Ş. isimli kadına bileklik aldığının sabit olduğu, bu hususun güven sarsıcı hareket niteliğinde olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı- davalı kadının ağır, davalı-davacı ekeğin ise az kusurlu bulunduğu gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması ve zina nedeni ile boşanmalarına, uzman raporu idrak çağındaki çocukların beyan ve tercihleri ile yüksek menfaatleri gözetilerek çocuklardan...velâyetinin anneye, ...velâyetinin babaya verilmesine, çocuklarla anne ve baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, velâyeti anneye verilen çocuklar için aylık 1000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, kusuru daha...