"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı ..., evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK.md.166/1) ve terk (TMK.md.164) hukuki sebeplerine birlikte dayanarak boşanma isteğinde bulunmuştur. Mahkemece, davacının, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı talebinin reddine karar verilmiş, terk hukuki sebebine dayalı talebiyle ilgili bir karar verilmemiş, davacıda bu yönden temyize gelmiştir....
Çok uzun süreli eylemli ayrılıkların evlilik birliğinin sarsılması nedeni sayılmasının, terke dayalı özel boşanma sebebine (TMK m. 164) ilişkin düzenlemeyi işlevsiz veya etkisiz duruma getireceğinden de söz edilemez. Çünkü, terk hukuki sebebiyle boşanma davası açılması için, eşlerden birinin samimi olarak ortak yaşamı yeniden kurmak isteğiyle diğerini ortak konuta çağırması, çağrılan eşin ise haklı bir sebep olmamasına karşın ortak konuta dönmemesi gerekmektedir. Oysa, uzun süreli eylemli ayrılıklarda, her iki eşin de ortak yaşamı sürdürmek gibi bir isteği/iradesi bulunmamaktadır. Dolayısıyla, uzun süreli eylemli ayrılıkları evlilik birliğinin sarsılması nedeni (TMK m. 166/1) saymak, terk hukuki sebebiyle açılan boşanma (TMK m. 164) davalarını etkilemez ve bu çözüm yolu terk hukuki sebebine dayalı boşanma davalarının seçeneği (alternatifi) gibi yorumlanamaz....
Davacı, boşanma kararının doğru olduğunu, ancak boşanma sebebinin şiddetli geçimsizlik olarak kabul edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek hükmü gerekçesi ve davalı yararına takdir edilen nafakalar yönünden temyiz etmiştir. Hemen belirtilmelidir ki; terk ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebepleri aynı davada birleşemez. Çünkü davacı, ihtar İsteğinde bulunmakla, o tarihten önceki olayları hoşgörü ile karşılamış, aile birliğinin temelli sarsıntıya uğramadığını, ortak hayatın çekilebilir olduğunu kabul etmiş sayılır. Affedilen ve hoşgörü ile karşılanan olaylara dayanılarak da Türk Medeni Kanunu'nun 166/1-2. maddesi gereğince boşanma kararı verilemez. Aynı Yasa'nın 166/3. maddesinde yer alan "anlaşmalı boşanma" durumu söz konusu olmadıkça da davalının davayı kabul açıklaması sonuç doğurmaz (TMK m. 184/3)....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı kadının haklı bir sebep yokken davacı ile aynı konutta yaşamadığı, ayrılık süresince tarafları barıştırmak isteyen tanıklara da haklı bir sebebinin olduğu yönünde beyanının olmadığı,evlilik birliği içerisinde eşlerin birlikte yaşaması gerektiği,evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında haklı bir sebep olmadan ayrılmasının sebep olduğu, dosyada dinlenen tanık anlatımlarından bu durumun davalı için keyfi olduğu,evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına davalı kadının tam kusurlu olduğu erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, terk nedenine dayalı davanın reddine, ortak çocuk Sefanur Kabak'ın velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir. IV....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili 21/11/2020 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin davalı eş tarafından terk edildiği tanık anlatımları ve sair bütün deliller ile ispatlandığını, müvekkilinin evlilik birliğinin, ortak yaşamın ve aile kavramının bulunmadığı bir birlikteliğe zorlamak insan hakları ile de bağdaşmadığını, evliliğin müvekkilimiz adına külfete dönüştüğünü, davalı eş için ise evli olup olmamanın bir önemi dahi bulunmadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının açıkça ortada olduğunu, bu nedenle yerel mahkeme kararının müvekkili lehine kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan boşanma davasında (TMK m.166/1) davacı taraf; kararın tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
Mahkemece ise tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda uyuşmazlığın davalının kusurlu davranışları nedeniyle tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı hususunun tespiti olduğu saptanmıştır. Davacı istinaf dilekçesinde, 5. Maddede Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasından dolayı açılan davamızın ve genel boşanma sebebine dayanılmasının kabulüne karar verilmesini istemiştir. Mahkemece kurulan hüküm dava sebebinin davacıya açıklattırılmadığı görülmüştür. Mahkemece yapılacak iş davacı vekiline dava sebebinin TMK'nun 164. Maddesindeki Terke dayalı Boşanma veya TMK'nun 166. Maddesinde tanımlanan Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılmasına yönelik dava mı olduğu açıklattırılarak, TMK'nun 166. Maddesine dayandığı takdirde delillerin toplanarak sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir....
Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemece delil yetersizliği nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, davalı ile bir yıldır ayrı yaşadıklarını, evlilik birliğinin ortadan kalktığını, bir araya gelmelerinin mümkün olmadığını, aralarında hiç bir duygusal bağ kalmadığını, hiç bir şekilde anlaşamadıklarını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur. Dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma talebine ilişkindir....
nun 164. maddesi uyarınca terk nedeni ile boşanma yazılmak sureti ile boşanma talep edilmiş ise de kadın tarafından ileri sürülen vakıalar, olayın anlatılış biçimi değerlendirildiğinde; dava dilekçesinde belirtilmek istenenin erkeğin, evlilik birliği sorumluluklarını yerine getirmemek için nedensiz olarak müşterek konuttan ayrıldığının açıklanmasına ilişkin olduğu, maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime ait olduğu, 6100 sayılı HMK'nun 33. maddesine göre; kadın tarafından açılan davada ileri sürülüş şekline göre dava, TMK.'nun 166/1- 2 maddesi uyarınca karşı eşin kusurlu davranışları ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı TMK.'...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı (koca) tarafından; her iki boşanma davası, kadın lehine hükmedilen maddi tazminat, nafaka ve hüküm altına alınan ziynet eşyaları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, davalı tarafından açılan karşı boşanma davası, hem "terk" hem de "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" sebebine dayanmakta olup, bu iki sebebin aynı davada ileri sürülmesinin mümkün bulunmamasına, kaldı ki terk sebebine dayanan boşanma isteğinin reddine mutedair kararın, ihtar kararının tebliğinden itibaren iki ay beklenmeden 22.03.2013 tarihinde dava açılmış olması sebebiyle sonucu bakımından da doğru olmasına, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle ilgili...
DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı - karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların 2010 yılında evlendiklerini bu evliliklerinden çocuklarının olmadığını, davalı erkeğin davacı kadına hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, ekonomik şiddet uyguladığını, sık sık alkol alarak evlilik birliğini ihmal ettiğini, davalı erkeğin başka kadınlar ile sadakat yükümlülüğünü ihlal edecek şekilde mesajlaştığını, davalı erkeğin evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, en son müvekkilinin davalı erkeği bir kadın ile gördüğünü sonrasında ayrıldıklarını, sonuç olarak evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, tarafların boşanmalarına, davacı kadın lehine 1.500,00 TL yoksulluk nafakası, 150.000,00 TL maddi, 150.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı erkekten tahsili ile davacı kadına...