DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma Tazminat, Nafaka KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı karşı davalı tarafın 22/06/2020 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesi ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davacı müvekkiline verilmesini, 500,00 TL iştirak nafakası ile 25.000,00 TL maddi 25.000,00 TL manevi tazminatın davalı kadından tahsili ile davacı erkek müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından, nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Toplanan delillerden; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda birlik görevlerini yerine getirmeyen davacı kadın tamamen kusurludur. Davalı erkeğin kusurlu bir davranışı kanıtlanamamıştır. Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır. Bu hükmü, tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamak ve değerlendirmek doğru değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından, kusur belirlemesi, tazminatlar, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Toplanan delillerden; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda eşine hakaret eden davacı erkek tamamen kusurludur. Davalı kadının kusurlu bir davranışı kanıtlanamamıştır. Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır. Bu hükmü, tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamak ve değerlendirmek doğru değildir....
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin evlilik birliğinin sarsıldığı, müvekkilinin kusurlu olduğu, davacının herhangi bir kusuru bulunmadığı yönündeki tespitleri usul ve yasaya aykırı olup, kabulünün mümkün olmadığını, dava konusu olaylar neticesinde, evlilik birliğinin devamı eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığı noktası yerel mahkemece hatalı değerlendirildiğini, taraflar arasında davacının yarattığı sorunlar dışında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak herhangi bir anlaşmazlık bulunmadığını, kaldı ki müvekkilinin davacıdan kaynaklanan sorunları gidermek için de elinden gelen gayreti gösterdiğini, bu noktada kanaatlerince ortada kurtarılabilir bir evlilik varken boşanma kararının verilmiş olmasının hatalı olduğunu, diğer yandan, kabul anlamına gelmemekle beraber yerel mahkemece evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı sonucuna ulaşılması yerel mahkeme kararındaki kanaatin aksine tamamen davacının tutum ve davranışlarından...
DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı dava dilekçesinde özetle; Tarafların 44 yıldır evli olduklarını, evliliklerinden iki reşit çocuklarının olduğunu, evliliklerinin ilk dört yılında davalının ailesi ile yaşadıklarını, daha sonra ayrı bir eve çıktıklarını, davalının evin hiçbir ihtiyacıyla ilgilenmediğini, kazancını sürekli dışarıda yediğini, sürekli aldattığını, hayatında kadınlar olduğunu, kadınlar yüzünden vurulduğunu, dört yıldır da ayrı yaşadıklarını, çocuklarla ilgilenmediğini beyan ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve davalının kusurundan dolayı 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesindeki iddiaların asılsız olduğunu, açılan davanın reddi ile müvekkili lehine 200.000,00- TL maddi, 200.000,00- TL manevi tazminata, yargılama giderlerinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece davanın reddine karar verildiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan boşanma davasında (TMK m.166/1) davacı taraf, kararın tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve ferilerine ilişkin (TMK m.166/1) eldeki davada, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak (HMK md. 355) mahkememizce yapılan inceleme sonucunda; Mahkemece delillerin toplandığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmadığı sabit olup mahkemenin ret gerekçesinde isabetsizlik yoktur....
Türk Medeni Kanununun 166.maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir.Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer.Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonrada mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "ASIL DAVANIN KABULÜNE, tarafların Türk Medeni Kanunun 166/1. maddesi gereğince EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİYLE BOŞANMALARINA, KARŞI DAVANIN KABULÜNE, Davalı karşı davacı tarafın TMK'nın 161. Maddesi gereğince Zina Hukuksal Nedenine dayalı asli boşanma talebinin Hak Düşürücü Süre nedeniyle REDDİNE, Davalı karşı davacı tarafın feri talebinin kabulü ile; tarafların Türk Medeni Kanunun 166/1. maddesi gereğince EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİYLE BOŞANMALARINA, Tarafların müşterek çocukları olan ZWOLLE/HOLLANDA 26/03/2004 d.lu Sametcan İÇYAR'ın 26/03/2022 tarihinde reşit olduğundan velayet ve iştirak nafakası talepleri hakkında Karar Verilmesine Yer Olmadığına, TMK'nın 169. Maddesi kapsamında; 29/06/2021 tarihinde tarihli tensip kararıyla dava tarihinden itibaren hükmedilen çocuk lehine aylık 250,00 TL tedbir nafakasının 26/03/2022 tarihinde ortadan kalktığının Tespitine, TMK'nın 169....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, kusur belirlemesi, nafakaların miktarı, tazminatlar, velayet ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, davalı kocaya yüklenebilecek evlilik birliğinin temelinden sarsılmasını gerektirebilecek bir kusurlu davranış ispat edilememiştir. Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 22/06/2021 NUMARASI : 2020/836- 2021/471 DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların görücü usulü evlendiklerini, müvekkilin bedensel engelli olduğunu ancak engelinin çalışmasına ve hayatını idame ettirmesine engel olmadığını, davalının sadece konuşma engeli olduğunu düşünen müvekkilin evlilik sonrası davalı ile birlikte yaşamaya başlayınca başka sorunları olduğunu öğrendiğini, davalının ailesinin davalının bebek dünyaya getirdiğinde dahi gelmediklerini, adeta bir yükten kurtulmuşcasına davalıyı arayıp sormaktan kaçındıklarını, davalının...