WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durum, Türk Medeni Kanunu'nda "irade ilkesine" dayanan bir boşanma sisteminin olmayışından kaynaklanır. Çünkü irade ilkesine göre tarafların karşılıklı rızaları boşanma kararı verilmesi için yeterlidir. TMK'da ise kusur ilkesi, irade ilkesi ve evlilik birliğinin sarsılması ilkeleri gibi tek tipten oluşmayan karma bir sisteme yer verildiği görülmektedir (Gençcan, Ö.U: Boşanma Tazminat ve Nafaka Hukuku, Ankara 2017, s.118). Uyuşmazlığın temelini teşkil eden anlaşmalı boşanma davaları kısmen irade ilkesinin uygulandığı davalardır. Bu durum, maddede yer alan "Bu halde tarafların ikrarlarının hakimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz" cümlesinden de anlaşılmaktadır. Evlilik birliğinin kurulması sırasında karşılıklı iradelerine önem verilen tarafların boşanma konusunda da istek ve beyanlarının dikkate alınması anlaşmalı boşanmanın gereğidir....

    Ancak bu hakkın kullanılabilmesi ve tasfiyeye karar verilebilmesi için boşanma davasının olumlu sonuçlanarak kesinleşmesi gerekir. Somut olayda taraflar arasında devam eden boşanma davası bulunduğu saptanmış olup bu boşanma davasının açılmasıyla davacının mal rejiminden kaynaklanan alacak hakkı doğmuştur. Bu halde tasfiyeye karar verilebilmesi için boşanma davasının sonucunun beklenmesi ve HGK'nun 27.06.2012 tarih 2012/ 8-268 Esas, 2012/ 420 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere boşanma davasının bekletici mesele yapılarak, boşanma davasının olumlu sonuçlanması halinde toplanacak delillere göre bir karar verilmelidir.Öte yandan davacı vekili 24.10.2011 tarihli oturumda tapu iptali ve tescile ilişkin isteği katkı payı alacağı olarak ıslah edip etmeyeceği hususunda vekil edeni ile görüşüp yazılı beyanda bulunacağını bildirmiştir....

      Davacı 5.7.2006 tarihinde boşanma yönündeki isteğinden vazgeçtiğini ve kendisini azledeceğini avukatına sözlü olarak bildirmiş ve aynı gün ... Noterliğinde azilname düzenlettirerek tebliğe çıkarmış, tebligat vekile 6.7.2006 tarihinde, saat 16.00'da tebliğ edilmiştir. Vekil, müvekkilinin yazılı ve sözlü talimatıyla bağlıdır. Davacı boşanma davasının açıldığı tarihten önce boşanma iradesinden vazgeçtiğini ve kendisini azledeceğini vekiline sözlü olarak bildirdiğini dosyada dinlenen tanık beyanıyla kanıtlandığına göre, boşanma dosyasında taraf teşkilinin sağlandığından bahsedilemez. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup mahkemece her aşamada resen dikkate alınması gerekir. Bu nedenle davacının yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulü gerektiği düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum....

        Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından erkeğin boşanma davasının kabulü ve kusur belirlemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesince, eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle taraflarca ikame olunan karşılıklı boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkeğin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine ve kadın tarafından açılan ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiş, ilk derece mahkemesince verilen 09.10.2018 tarihli bu karar davacı- karşı davalı kadın tarafından, erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi ve ziynet alacağı davasının reddi yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddine yönelik olarak istinaf edilmiştir....

          Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesine dayanan işbu karşılıklı boşanma davasında, ilk derece mahkemesince verilen karar boşanma yönünden kesinleşmediği gibi boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan tazminatlar, yoksulluk nafakası ve velayet gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesiyle mümkündür. Bu nedenle davalar arasında bağlantı bulunduğuna göre eldeki karşılıklı boşanma davası ile erkek tarafından açılmış olan davanın birleştirilerek davaların esası hakkında hüküm kurulması gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....

            Türk Medeni Kanunu’nun 166/1 maddesine dayanan işbu karşılıklı boşanma davasında, ilk derece mahkemesinin kararı taraflarca boşanma hükmü yönünden kanun yolu başvurularına konu edilmemek suretiyle, boşanma yönünden kesinleşmiş olmakla birlikte; boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan tazminatlar, yoksulluk nafakası ve velayet gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikle değerlendirilmesiyle mümkündür. Bu nedenle, davalar arasında bağlantı bulunduğuna göre, eldeki karşılıklı boşanma davası ile erkek tarafından açılmış olan davanın birleştirilerek, davaların esası hakkında hüküm kurulması gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....

              Mahkemece, davalı-davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının reddine, davacı-davalı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların TMK'nın 166/1 maddesi uyarınca boşanmaları ve fer'ilerine, kadının açtığı ve birleştirilen nafaka davası yönünden ise bu husus davacı-davalı kadının açtığı boşanma davalarında değerlendirildiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, davalı-davacı erkeğin temyizi üzerine hüküm, Dairemizin 21.11.2017 tarihli ilamı ile, davacı-davalı kadının boşanmaya ilişkin karşı davası bulunmadığı halde, karşı boşanma davasının kabulü ve buna bağlı fer'i taleplerinin hüküm altına alınması yönünden bozularak, sair yönlerden onanmış, taraflar karar düzeltme talebinde bulunmuşlar; ancak karar düzeltme talepleri incelenmeden önce vekilleri tarafından verilen 03.05.2018 tarihli dilekçelerle davalarından feragat ettiklerini açıklamışlardır. 1-Davacı-davalı kadının boşanmaya ilişkin bir karşı davası bulunmadığından ve mevcut olmayan bir...

                Anlaşmalı boşanma kararının verildiği 29.05.2008 günü 22 aylık bir bebektir. 22 aylık bir bebeğin velayetinin anne yerine babaya verilmesi için dava dosyasında anne aleyhinde çok ciddi delillerin bulunması gerekir. Hakim çocuğu ana ve babasına rağmen korumak zorundadır. Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi hükmüne göre protokole müdahale edilmemesi çocuğun güvenliğini zedeleyen önemli bir usul hatasıdır. 3-Değerli çoğunluk, anlaşmalı boşanma davalarında “boşanmanın fer’i hükümlerinde” oluşan bozmaya yönelik temyiz sebebinin hükmün tamamını sakatlamadığı ve hükmün boşanma bölümünün fer’i hükümlere yönelik temyiz davasına rağmen kesinleştiği düşüncesindedir. Anlaşmalı boşanma davası diğer boşanma davalarından “farklı özellikler” taşımaktadır. Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır....

                  Dosyanın yapılan incelemesinde; taraflarca davalı-karşı davacı erkeğin TMK 166/1 maddesine dayalı kabul edilen boşanma davasındaki boşanma hükmü temyiz edilmeyerek kesinleştiğinden kadının davası konusuz hale gelmiştir. Bu durumda konusuz hale gelen kadının boşanma davasının esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi ve dava tarihindeki haklılık durumuna göre yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden hüküm kurulması gerekirken, esas hakkında yeniden karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....

                    Bu kerre dosya tekrar Dairemize gönderilmekle evrak okundu, gereği düşünüldü; Mahkemenin her iki boşanma davası hakkında vermiş olduğu 10.07.2014 tarihli hüküm davacı-davalı erkeğin her iki boşanma davası ile fer'ileri yönünden temyiz edilmiş, Dairemizin 08.06.2015 tarih, 2014/22986 esas ve 2015/11881 sayılı ilamı ile " davacı- davalı erkeğin boşanma davasının da kabulüne karar verilmesi gerektiği" yönünden bozulmuş, bozma uyarınca da yerel mahkemece; kadının davası ile birlikte her iki boşanma davası yönünden yeniden hüküm kurulması gerekeceğinden kadının boşanma davası ile ferilerine yönelik olan erkek tarafından temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Tarafların açıklanan bu yöne ilişkin bir karar düzeltme isteği de bulunmadığına göre Dairemizce yapılacak bir işlem bulunmadığından bozma ilamı uyarınca yargılama işlemlerine devam edilmesi için dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verilmiştir. 21.04.2016 (Perş.)...

                      UYAP Entegrasyonu