Gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu anlaşılmakla, kadın tarafından açılan boşanma davasının da kabulü gerekirken, reddi doğru değildir. Ancak, davacı-karşı davalı erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile verilen boşanma hükmü temyizin kapsamı dışında bırakılmak suretiyle usulen kesinleşmiştir. Bu durumda kadının boşanma davasındaki boşanma talebinin konusu kalmamıştır. O halde, bu husus gözetilerek kadının boşanma talebi hakkında '’konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm kurmak ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti yönünden haklılık durumuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 3- Davalı-karşı davacı kadının tazminat talepleri ile ilgili olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Tarafların karşılıklı boşanma davalarında yerel mahkemece verilen “davalı-karşı davacının davasının reddine, davacı-karşı davalının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına” dair olan ilk hüküm; davalı-karşı davacının temyizi üzerine Dairemizin 11.09.2014 tarihli 2014/5613-17030 sayılı ilamıyla “davacı-karşı davalının da eşini evden kovduğu ve eve almadığı, bu duruma göre davalı-karşı davacı tarafından açılan boşanma davasının da kabulü gerektiğinden” bahisle bozulmuş; bozma sebebine göre, davacı-karşı davalının boşanma davası ve fer'ileri incelenmemiştir....
Boşanma davasının eki niteliğinde olan maddi ve manevi tazminatlar (TMK.md. 174/1-2) boşanma davası içinde istendiği ve boşanma kararı ile birlikte karara bağlandığı takdirde; bu şekilde kararlaştırılan tazminatlar boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren muaccel (istenebilir) hale geleceğinden; talep halinde faiz başlangıcının da bu kesinleşme tarihi olması gerekir. Tazminatların, boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra bağımsız bir dava açılarak talep edilmesi halinde ise; faizin tazminata ilişkin dava tarihinden başlatılması gerekir. Somut olayda davacı kocanın boşanma davası ile birlikte manevi tazminat (TMK.md. 174/2) isteminde bulunmadığı, boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra eldeki davayı açarak ayrı bir davayla manevi tazminat isteminde bulunduğu dikkate alındığında, dava tarihi yerine , boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden geçerli olarak yasal faize hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Bu durumda, davacı-davalının boşanma davasının reddine, davalı-davacının karşılık boşanma davasının kabulüne karar vermek gerekirken, deliller yanlış değerlendirilerek, davacı-davalının davasının kabulü, davalı-davacının karşılık boşanma davasının ve tazminat istemlerinin reddi doğru olmamıştır. Ne var ki, davacı-davalının boşanma davasının kabulü temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olduğundan, yanlışlığa değinilmekle yetinmek gerekmektedir. Ancak, davalı-davacı, reddedilen boşanma davası, kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat taleplerine ilişkin hükmü temyiz etmiştir. Taraflar arasındaki kusur durumu henüz kesinlik kazanmamıştır. Davanın açıldığı tarihte görevli olan aile mahkemesinin görevi devam etmektedir. Mevcut duruma göre davacı-davalı tam kusurlu, davalı-davacı kusursuzdur....
Mahkemece, verilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin boşanma davası, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz edilmiş, hüküm Dairemizin 17.02.2016 tarih 2015/11040 esas, 2016/2724 karar sayılı ilamı ile onanmış, davalı-karşı davacı tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur. Davacı-karşı davalı erkek, dava dilekçesinde iddiasının dayanağı olan vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini (HMK m. 19/l-e) belirtmediği gibi dilekçesinde delillerini (HMK m. ll9/l-f) de bildirmemiştir. Davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının, erkeğin davalı-karşı davacı kadından kaynaklı hangi boşanma sebeplerinin olduğunu ve bu sebepleri hangi delillerle ispatlayacağını sunmadığı için reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü doğru olmamıştır. Ancak davalı-karşı davacı kadının kabul edilen birleşen boşanma davasındaki boşanma hükmü temyiz edilmediğinden boşanma kesinleşmiş olup, davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının konusu kalmamıştır....
Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi davacının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m.166/1-2) olarak görülmesi gerekir. Açıklanan sebeple usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak boşanma davasının çekişmeli boşanma davası olarak sürdürülüp gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 03.10.2018(Çrş.)...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı erkek tarafından Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı fiili ayrılık nedeniyle açılmış boşanma davasına karşı, davalı-karşı davacı kadın tarafından da, eşine karşı aynı hukuki sebeple 14.01.2013 tarihinde "karşı boşanma" davası açılmış ve harcı yatırılmıştır. Mahkemece, erkeğin boşanma davası kabul edilmiş, kadının karşı boşanma davası hakkında ise hüküm kurulmamıştır. Karşılıklı dava açılması durumunda mahkemece davaların her biri hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı mirasçısı ... tarafından boşanma ve ferileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesince davacı kadın tarafından açılan boşanma ve ziynet alacağı davalarının yapılan yargılaması sonucunda; boşanma davası kabul edilerek tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferileri yönünden karar verilmiş, ziynet alacağı davasının ise reddine karar verilmiştir....
Boşanma Hukukunun temel ilkelerinden birinin tarafların kusur durumlarının belirlenmesine ilişkin olduğu, Türk Medeni Kanunu’nun 166/1 maddesine dayanan iş bu boşanma davasında, ilk derece mahkemesinin kararı taraflarca, boşanma davası yönünden kanun yolu başvurusuna konu edilmemek suretiyle, boşanma yönünden kesinleşmiş olmakla birlikte; boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan tazminatlar, yoksulluk nafakası ve velayet gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi bu davalarda delillerin birlikle değerlendirilmesiyle mümkündür....
Davacı kadın öncelikle zina (TMK m. 161) kabul edilmediği takdirde evlilik birliğinin sarsılması sebeplerine (TMK m. 166/1) dayalı olarak boşanma talebinde bulunmuştur. Zina, mutlak boşanma sebebidir. Zina vakıasının gerçekleşmesi halinde boşanma sebebi gerçekleşmiş sayılır. Zina, olmadığı takdirde evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine kademeli olarak dayanılmış ise; zinanın ispatlanması halinde, bu sebeple boşanma kararı verilmesi gerekir. Böyle bir durumda artık genel boşanma sebebinin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılmaz ve bununla ilgili ayrıca bir hüküm oluşturulması da gerekmez. Hal böyleyken, mahkemece bozma ilamımıza uyularak yapılan yargılama sonucunda sadece TMK.m.161 uyarınca boşanma kararı verilmesi gerekirken TMK m. 166/1 uyarınca da boşanma kararı verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....