Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Anlaşmalı boşanma davalarında “boşanmanın malî sonuçları” hakkında alınan beyan eşler arasındaki diğer alacakları (=Örneğin; Eşya, Değer Artış Payı Alacağı Davası, Katılma Alacağı vb.) kapsamaz. Anlaşmalı boşanma davasında hüküm fıkrasında yer alan ‘tarafların nafaka, tazminat ve başkaca talepleri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına’ şeklindeki anlatımda yer alan “başkaca talep” ifadesi “boşanmanın fer’i hükümlerini” içerir. Anlaşmalı boşanma davasında taraflar boşanmanın fer’i hükmü olmadığından değer artış payı alacağı konusunda beyanda bulunmak zorunda olmadıkları gibi bu konuda beyanda bulunmasa bile diğer koşulları varsa hâkim boşanma kararı vermek zorundadır. Bu sebeplerle değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın kabulü ile tarafların anlaşmalı olarak boşanmaların, İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; eşini sevdiğini ayrılmak istemediğini belirterek anlaşmalı boşanmalarına ilişkin verilen ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak çekişmeli yargılama yapılarak davacının boşanmaya haklı gerekçeleri olmadığından boşanma talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın kabulü ile tarafların anlaşmalı olarak boşanmaların, İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; eşini sevdiğini ayrılmak istemediğini belirterek anlaşmalı boşanmalarına ilişkin verilen ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak çekişmeli yargılama yapılarak davacının boşanmaya haklı gerekçeleri olmadığından boşanma talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir....

    Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi davalı-karşı davacının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davalarının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir. Açıklanan sebeple usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün her iki dava yönünden bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple her iki dava yönünden BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 28.06.2016 (Salı)...

      Davacı vekili 28/02/2023 tarihli dilekçe ekinde 21/02/2023 tarihli anlaşmalı boşanma protokolü sunmuştur. 07/04/2023 tarihli duruşma celsesinde, davacı vekili "davalı ile anlaşma sağlayamadıklarını, dosyanın çekişmeli boşanma olarak devam ettirmek istediklerini " beyan etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; "Her ne kadar müvekkil anlaşmalı boşanma protokolü imzalamış ise de bundan vazgeçmiştir. Böylelikle çekişmeli olarak açılan dosya ıslah edilerek anlaşmalı boşanma davasına çevrilmiştir. Tekrar ıslah edilip çekişmeli boşanma davasına dönme ihtimali yoktur. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep ederiz. Mahkemeniz aksi kanaatte ise davalı müvekkile yapılan tebligat usulsüzdür bununda dikkate alınmasını "talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece TMK 166/3 maddesinin şartlarının oluşmaması nedeniyle açılan davanın reddine, tarafların TMK 166/1 maddesine göre boşanma davası açmalarında muhtariyetlerine karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Anlaşmalı boşanma yönünden oluşan karar kesinleşinceye kadar eşleri bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmelerini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir....

        Anlaşmalı boşanma davasında "nafaka" yönünden çekişmenin sürdüğünü kabul eden değerli çoğunluğun temyiz istemini sadece "nafaka" ile sınırlayarak anlaşmalı boşanma hükmünün boşanma bölümünün kesinleşmesine sebebiyet vermesi anlaşmalı boşanma kavramı ile bağdaşmamaktadır....

          Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi davacının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir....

            KARŞI OY YAZISI Tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına (TMK. m. 166/3) karar verildiği konusunda değerli çoğunluk ile aramızda görüş birliği vardır. Davacı vekili temyiz dilekçesinde açıkça yazarak “anlaşmalı boşanma kararının kaldırılmasını” talep etmiştir. Davacı bir anlık bunalım sonucu anlaşmalı boşanma yaptıklarını da açıklamıştır. Davacının temyiz dilekçesi davadan feragati içermektedir. Hükmün bu yönde bozulması gerektiği halde anlaşmalı boşanma kararının kaldırılmasını isteyen davacının isteği dışında boşanmasına karar vermek usul hükümlerine göre mümkün değildir. Değerli çoğunluğun farklı düşüncesine katılmıyorum....

              İstinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince, daha önce kadın tarafından açılan ve feragat edilen anlaşmalı boşanma davasından sonra davalı-davacı erkekten kaynaklı yeni bir olay olmadığı, boşanmaya neden olan olaylarda davacı-davalı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kararın gerekçesinin düzeltilmesine, davacı-davalı kadının manevi tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, davalı-davacı erkek yararına 7.500 TL maddi tazminata karar verilmiştir. Feragat edilen dava münhasıran TMK'nın 166/3. maddesine dayalı olarak açılmışsa, anlaşmalı boşanma davasından feragat, dava tarihinden önceki olayların affedildiği sonucunu doğurmaz. O halde, taraflardan biri feragatle sonuçlanan anlaşmalı boşanma davasının dava tarihinden önceki vakıalara dayanarak herhangi bir boşanma sebebine dayalı olarak boşanma davası açabilir. Açılan davada anlaşmalı boşanma davasının dava tarihinden önceki vakıaların da kusur belirlemesinde dikkate alınması gerekir....

                UYAP Entegrasyonu