Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bölge Adliye Mahkemesince de belirtildiği üzere, taraflarca daha önce açılıp karar verilen dosyadaki boşanma hükmü kesinleştiğinden eldeki davada erkeğin boşanma istemi yönünden dava konusuz kalmış ise de boşanma kararının kesinleşmesinden önce erkek tarafından açılan eldeki bu dava nedeniyle, taraflar arasında boşanma davalarına ilişkin kusur durumu henüz taraflar yönünden bütünüyle kesinleşmemiştir. 2.Bölge Adliye Mahkemesince hem daha önce açılıp görülen boşanma dava dosyasında kesinleşen kusur durumları, hem de erkeğin eldeki boşanma dava dosyasındaki tüm delillerle belirlenecek tarafların kusur durumları harmanlanarak, erkeğin eldeki davadaki tazminat talepleriyle ilgili hukuka uygun olarak hüküm kurulması gerekirken; eldeki boşanma dosyasında erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesi ile tazminat taleplerinin reddi doğru değildir....

    Davalı- karşı davacı erkek de dava açmakta haklı olup, davasının kabulüne karar vermek gerekli ise de; davacı karşı davalı kadının boşanma davasının kabulüne karar verilmiş, boşanma hükmü temyiz edilmediğinden kesinleşmiştir. Bu durumda, davalı karşı davacı erkeğin boşanma davasındaki boşanma talebinin konusu kalmamıştır. O halde, bu husus gözetilerek davalı karşı davacı erkeğin boşanma talebi hakkında, "Konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm tesisi ile yargılama gideri ve vekalet ücreti konularında, davada haklılık durumuna göre (HMK m. 331/1) karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....

      CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafla ile dava dilekçesinde belirtildiği gibi------boşanma davamız sürerken------ fakat iş bu protokol hükümlerini ihlal eden tarafın ; protokol hükümleri incelendiğinde bizzat davacı taraf olduğu görüleceğini, İş bu protokol de davacının bahsettiği dava konusu çekin olmadığıda görüleceğini, protokol ------ sayılı boşanma davası -----sayılı dosyasıyla devam eden mal paylaşımı davasına sunulmak üzere düzenlendiğini, düzenlenen protokolün boşanma, nafaka, velayet hükümleri boşanma davasına, diğer hükümleri ise ---- paylaşımı boşanma, nafaka, velayet hükümleri boşanma davasına, diğer hükümleri ise aslen mal paylaşımı davasında tarafların mal paylaşımını kendi rızaları ile filen düzenlediklerini göstermek maksadıyla düzenlendiğini, İş bu protokol hükümlerine göre davacı tarafa dosyada davacı olarak görünen --- ---- ----kalacak ve ben bundan bir hak talep etmeyeceğim ,davacı tarafla bunun karşılığında tarafıma----- devredecek --- davacı olarak...

        Her ne kadar davacı kadın, tarafların kesinleşen boşanma kararına konu protokolün geçersiz olduğunu, boşanma kararının verilmesinden sonra 6 yıl birlikte yaşadıklarını, daha sonra kendisi tarafından bir boşanma davası açılması üzerine önceki boşanma kararının tebliğe çıkarıldığını, bu tebligattan haberdar olmadığı için boşanma kararına karşı yasal haklarını kullanamadıklarından kararın kesinleştiğini ileri sürmekte ise de, davalı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen Turgutlu Aile Mahkemesinin 2021/209- 1071 Esas-Karar sayılı ilamının incelenmesinde, davacı tarafından 08/03/2021 tarihinde çekişmeli boşanma davası açıldığı, mahkemece dava tarihinden sonra taraflar arasında daha önce İzmir 16....

        Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi davalının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir. Açıklanan sebeple davacının davaya çekişmeli boşanma davası olarak devam etme iradesinin tespiti ile devamında dilekçelerin karşılıklı verilmesi safhasının tamamlanması ve dayanılan deliller değerlendirilerek gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün boşanma davası yönünden bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı erkek tarafından kadının boşanma davası ve fer'ileri ile kendi boşanma davası hakkında hüküm kurulmaması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı kadın tarafından boşanma davası 29.03.2013 tarihinde, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise.... Aile Mahkemesine süresinde verdiği cevap dilekçesi ile 07.05.2013 tarihinde karşı boşanma davası açılmıştır. Mahkemece davanın kabulü ile Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden boşanma davasının kadın tarafından 27.06.2013 tarihinde açılmış olduğu, davalı erkek tarafından ise bu tarihten sonra bağımsız olarak "yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınmasına” ilişkin dava açıldığı ve bu davanın halen derdest olduğu anlaşılmaktadır. Yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınması halinde, bu ilamın kesin hüküm etkisi, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ve sonuç doğuracak (5718 s. MÖHUK m. 59), dolayısıyla taraflar yabancı mahkeme kararının kesinleştiği tarihte boşanmış olacaklardır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı kadın tarafından açılan boşanma davası ile davalı-karşı davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının birleştirilerek yapılan yargılaması sonucunda davacı-karşı davalı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş, erkek tarafından açılan birleşen davada ise boşanma talebi yönünden olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamıştır. Asıl ve birleşen her iki davada tarafların boşanma ve boşanmanın fer'i (eki) niteliğindeki istekleri hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından, kendi boşanma davası ve boşanmanın fer'ileri ile ziynet alacağı davasının reddedilen kısmı ile ziynetlerin reddedilen kısmı yönünden erkek yararına hükmolunan vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Taraflar, Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesine dayalı olarak boşanma davası açmıştır. Mahkemece, ilk hükümde her iki boşanma davasının kabulü ile boşanmalarına karar verilmiştir....

                  I-II) boşanma davası açıldığı yönündeki görüşüne katılmıyorum. Yerel mahkeme de aynı düşüncededir. Nitekim hem kısa kararda hem de gerekçeli kararda tarafların TMK m. 163 hükmü gereğince boşanmasına karar verilmiş olup hüküm davacı tarafından da temyiz edilmemiştir. Dava iki ayrı boşanma sebebiyle açılmışsa her bir dava hakkında ayrı ayrı karar oluşturulması gerekmektedir. Oysa davacı suç işleme sebebiyle boşanma (TMK m. 163) davası açmış olup bu sebeple boşanmaya karar verilmiştir. Değerli çoğunluk iki ayrı sebeple boşanma davası açıldığı düşüncesinde ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle de (TMK. m. 166 f. I-II) boşanma davası hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmemesini tenkit etmesi gerekirdi. Dava “Suç işleme sebebiyle boşanma (TMK m. 163)” davası olduğuna göre ceza davasının sonucu beklenmeli midir? Davalının bir iftira ile karşı karşıya kalması olası olduğundan ceza davasının sonucu beklenmelidir....

                    UYAP Entegrasyonu