GEREKÇE : Dava, asıl ve birleşen davada evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılmış boşanma talebi ile ayrıca birleşen davada ziynet eşya bedeli alacağına ilişkindir. Mahkemece, her iki boşanma davasının kabulüne, birleşen dava yönünden ziynet eşyası alacak talebinin reddine karar verilmiş, hükme karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK'nun 355.maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Tüm dosya kapsamı ve istinaf başvuruları birlikte değerlendirildiğinde; 1- Birleşen davada, davalı/b.davacı kadının dava dilekçesinde, boşanma dava sebebi olarak "kötü, fena muamele-darp nedeniyle boşanma davası" açıklamasıyla talepte bulunulduğu, hukuki nedenler kısmında TMK 166.maddesinden bahsedildiği anlaşılmıştır....
Dosyanın incelenmesinde, erkek tarafından açılan boşanma davasına karşı, davalı/k.davacı kadının açtığı karşı boşanma davasında boşanma ve fer'ileri ile boşanmanın fer'isi olmayan ziynet eşyası alacak talebinde bulunduğu, sadece ziynet eşyası alacak talebinin peşin harcı olan 341,55 TL nispi karar harcının yatırıldığı, karşı boşanma davası yönünden başvuru ve maktu peşin karar harcının alınmadığı anlaşılmış olup, bu harçlar alınmadan kadının boşanma davasının esası hakkında yargılama yapılıp hüküm kurulması doğru olmamıştır. 2- Anayasanın 141/3.maddesi; “bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” hükmünü içermektedir....
Davacı karşı davalı (kadın) vekili istinaf dilekçesinde, kusur belirlemesi, erkeğin boşanma, maddi ve manevi tazminat talebinin kabulü, kadının boşanma, nafaka, tazminat taleplerinin reddi kararlarının yanlış olduğunu dava ettikleri bileziklerin erkek tarafından duruşma öncesinde teslim edildiğini, ziynet eşyası davası yönünden davanın konusuz kaldığı için vazgeçtiklerini, davacı kadın lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davalı lehine vekalet ücreti verilmesinin yanlış olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı karşı davacı erkek vekili istinafa cevap dilekçesinde; başvurunun esastan reddi ile kararın onanmasını talep etmiştir. Asıl ve karşı dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle TMK 166/1. maddesi gereğince boşanma davasıdır. Asıl dava içerisinde boşanmanın feri niteliğinde olmayan ziynet davası da vardır....
Taraflar 17.7.2003 tarihinde evlenmiş, 24.1.2005 tarihinde koca tarafından açılan boşanma ve ferilerine dair davanın kabulüne ilişkin hükmün boşanmaya ilişkin bölümü 12.9.2007 tarihinde kesinleşmekle evlilik birliği son bulmuştur. Temyiz incelemesine konu davanın davacısı- boşanma dosyasında davalı sıfatını taşıyan ..., boşanma davasına cevaplarını bildirirken, boşanmaya karar verilmesi durumunda evlilik birliği içinde koca adına edinilen araç için katılma alacağı ve evlilik birliği içinde satıldığını bildirdiği kişisel eşyalarına (takılarına) yönelik alacak isteğinde bulunmuş, boşanma davası ile birlikte görülen ziynet eşyalarına ilişkin talebi bakımından usule uygun açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm 27.7.2009 tarihinde kesinleşmiştir....
İlk Derece Mahkemesince kadının, kabulüne karar verilen ziynet eşyası alacak davası yönü ile 29/07/2020 tarihli 285,10.TL nispi karar ilam harcının yatırılması için istinaf eden davalı tarafa muhtıra çıkarıldığı, muhtıranın 03/08/2020 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalı erkek tarafından kabulüne karar verilen ziynet eşyası alacak davası yönünden nispi karar ilam garcının yatırılmadığı, 21/09/2020 tarihli ek karar ile erkeğin ziynet eşyası alacak davası yönünden istinaf başvurusunun reddine karar verildiği, ek kararın 26/09/2020 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalı erkek tarafından ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmadığı, bu hali ile davalı erkeğin ziynet eşyası alacak davasına ilişkin usulüne uygun istinaf başvurusunun olmadığı anlaşılmıştır. TMK nun 166/1- 2 maddesi gereğince "Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir....
GEREKÇE : Asıl ve karşı davanın konusu, TMK.nun 166/1.maddesi uyarınca geçimsizlik sebebiyle açılan boşanma; ayrıca karşı davada ziynet eşyasına ilişkin alacak davasıdır. Yerel mahkemece verilen 07/03/2019 tarihli ve 2017/620 Esas 2019/117 Karar sayılı ilamına karşı, davacı/k.davalı erkeğin istinaf başvurusu üzerine Dairemiz'in 13/01/2020 tarihli ve 2019/1610 Esas 2020/12 Karar sayılı ilamı ile yerel mahkeme kararının eksik inceleme sebebiyle tamamının kaldırılmasına karar verildiği, yerel mahkemece devam edilen yargılama sonunda, her iki boşanma davasının kabulüne, karşı davada kadının ziynet eşyası alacak davasının ise reddine karar verilmiş, hükme karşı davalı/k.davacı kadın tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur....
Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre boşanma kararı verilmesi gerekirken yetersiz ve yasal olmayan gerekçeyle davanın reddi doğru bulunmamıştır. 2-Davacı kadın tarafından boşanma davası (TMK md. 166/1) ve bununla birlikte ziynet eşyalarına yönelik alacak davası açılmıştır. Mahkemece boşanma davasına yönelik karar verilmiş ise de ziynet alacağı hakkında bir hüküm kurulmamıştır. Mahkemece ziynet alacağı hakkında olumlu yada olumsuz hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 20.03.2017(Pzt.)...
Yukarıda açıklandığı üzere, davacının boşanma dosyasına verdiği dilekçedeki talep miktarı ile birleşen dosyadaki ziynet eşyası miktarı arasında açıkça çelişki bulunmaktadır. Mahkemece açıklanan bu çelişki üzerinde durulmadan ve ziynet eşyasının miktarı konusundaki duraksama giderilmeden ayrıca davacının boşanma dilekçesinde gösterdiği miktarla bağlı olup olmadığı değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi de isabetli olmamıştır. Davalı vekilinin temyiz itirazları kısmen yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün evlilik öncesi alacak ve ziynet eşyalarına ilişkin bölümünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, hükmün kısmen bozulması nedeniyle taraflar lehine Avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 388/4....
alacak miktarını 128.500 TL'ye çıkarmıştır....
Dava, kadın tarafından açılan kişisel ziynet eşyası alacak davasına ilişkindir. Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; tarafların 19/07/1996 tarihinde resmi olarak evlendikleri, kadın tarafından kişisel ziynet eşyası alacak davasına ilişkin talepte bulunarak dava açıldığı anlaşılmıştır. Davacı vekilinin dava dilekçesinde özet ile; "Tarafların Mersin 1. Aile Mahkemesinin 2012/767 esas ve 2013/694 karar sayılı dosyaları ile boşandıkları ve kararın 10/02/2014 tarihinde kesinleştiği, boşanma sonrasına müvekkilinin tüm ziynet eşyalarının davalıda kaldığı, bu ziynet eşyalarının 4 çift burma bilezik, 2,5 metre zincir, beşibiryerde, yüzükler ve kol bağı olduğu" iddia ve vakıalarını ileri sürerek, ziynet eşyaları davalıda duruyorsa aynen iadesi, eğer satılmış ise de değerinin dava tarihindeki değeri üzerinden hesaplanarak işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır....