Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Affedilmiş veya hoşgörüyle karşılanmış olaylar da Türk Medeni Kanunu'ııun 166/1-2. maddesine dayalı boşanma davası için; boşanma sebebi olarak kabul edilemez. Kaldı ki, davalı-karşı davacı kadına kusur olarak yüklenen "eşinin isteğine rağmen barışmaya yanaşmadığı" vakıası da toplanan delillerle ispatlanamamıştır. Gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı erkek tamamen kusurludur. Kadından kaynaklanan boşanmayı gerektirir maddi bir hadisenin varlığı kanıtlanamamıştır. Türk Medeni Kanununun 166.maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır....

    Edinilmiş mallara katılma rejiminin devam ettiği sırada eşlerden biri adına edinilen edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı bulunmaktadır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK m.229) ve denkleştirmeden (TMK m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK m.219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK m.231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK m.236/1). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olduğundan, talepte bulunan eşin gelirinin olması veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunması gerekmemektedir. Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (TMK m.227/1, 228/1, 232 ve 235/1)....

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek mirasçıları tarafından, ziynet ve çeyiz alacağı yönünden; davacı-karşı davalı kadın tarafından ise katılma yoluyla boşanma hükmü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı karşı davacı erkek mirasçılarının ziynet ve çeyiz alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; kabul edilen ziynet alacağı 17.305,00 TL ve çeyiz alacağı miktarı ise 3.765,00 TL olup, karar tarihindeki kesinlik sınırı 78.630,00 TL.'yi aşmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-a maddesi gereğince temyiz sınırının altında kaldığı için kesindir....

      yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ziynet alacağı davası yönünden KESİN, boşanma davası yönünden ise kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi....

      Bentten sonra gelmek üzere yeni paragraf OLUŞTURULMASINA, yerine yeni bent ve paragraf oluşturulmasına karar verilen kısımları dışındaki hüküm fıkralarının AYNEN MUHAFAZASINA, "4- )Davacının manevi tazminat talebinin reddine, 14- Artan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, Davalı koca kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden para alacağı talebi yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı kadından alınarak davalı kocaya verilmesine, " 4- Ziynet eşyası alacağı yönünden alınması gereken 1.593,94 TL nispi harçtan peşin alınan 398,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.195,44‬ TL harcın davalı kocadan alınarak hazineye gelir kaydına, 5- Davalı koca tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının davacı kadından alınarak davalı kocaya verilmesine, 6- Kararın taraflara tebliğine, HMK. 353/1- b-2 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan incelemede, 362/1- a maddesi uyarınca ziynet alacağı...

      Bozma Kararı 1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2.Dairece, davacı kadının, dava dilekçesinde boşanmanın yanında ziynet alacağı talebinde de bulunduğunu, başvuru harcı dava dilekçesindeki bütün istekleri kapsadığını, ziynet alacağı talebi, boşanma davasının fer'îsi niteliğinde olmayıp nispi harca tabi ise de, davacı kadının adli yardım talebinin kabulüne karar verildiğine göre, ziynet alacağına ilişkin davada işin esasına girilmesi gerekirken ziynet alacağının boşanma davasının fer'îsi niteliğinde olduğu boşanma davasının reddedilmesi nedeniyle ziynet alacağı talebinin de reddi gerektiği gerekçesiyle ziynet alacağı davasının reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, ayrıca davacı kadın, katılma alacağının tahsilini de istediği, katılma alacağına ilişkin talebin, mal rejiminin sona ermesi halinde görüleceği, rejim sona ermedikçe bu talebin incelenmesinin ve tasfiyeye gidilmesinin mümkün olmadığı, taraflar arasında açılan boşanma davası...

        Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, taraflar arasında düzenlenen 07.01.2007 tarihli protokol ve ibra senedi ile birbirlerinde alacak ve borçları kalmadığı hususunda akladıklarına, protokol içeriğinde ziynet eşyalarının davacıya iade edildiği bildirildiğine ve protokol taraflarca inkâr edilmediğine göre, mahkemece ziynet eşyalarına ilişkin olarak verilen kararda bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün bu bölümünün açıklanan nedenlerle ONANMASINA, Davacı vekilinin bankadaki mevduat ve otomobilden kaynaklanan katılma alacağına yönelik temyiz itirazlarına gelince; davaya konu bankadaki para ile evlilik birliği içerisinde edinildiği ileri sürülen otomobil, tarihi açıklanan boşanma protokolü kapsamında yer almamaktadır. TMK.nun 222/son maddesi uyarınca, bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir....

          Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından boşanma davasının reddi ve kısmen reddedilen ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı kadının ziynet alacağı davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Davacı kadının talep ettiği ziynet alacağı tutarı karar tarihindeki temyiz inceleme kesinlik sınırını aşmadığından, bölge adliye mahkemesi kararı 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun madde 362/1-a bendine göre kesin niteliktedir....

            Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirmek ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir. (6100 Sayılı HMK'nın 33.maddesi) İddianın ileri sürülüş şekline göre, dava, artık değere katılma alacağına ve ziynet alacağına ilişkindir. Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK mad.229) ve denkleştirmeden (TMK mad.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK mad.219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK mad.231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK mad.236/1). Katılma alacağı, Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur....

            , dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde boşanma ve ferileri yönünden TEMYİZ YOLU AÇIK, ziynet alacağı yönünden ise KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi....

            UYAP Entegrasyonu