Aile Mahkemesi'nde 2017/34 esas sayılı dosyası ile boşanma davasının olduğunu, kadının boşanma davasının henüz kesinleşmediğini ancak kadının bu süreç içerisinde bir başka erkek ile gönül birlikteliği yaşadığını ve ayrıca dini imam nikah ile evlendiğini, kadının dini nikah ile evlenerek birlikte yaşamasının zina nedeni ile boşanma şartlarını oluşturduğundan tarafların boşanmasına karar verilebileceğini ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi uyarınca zina nedeniyle olmadığı taktirde 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya bırakılmasına, 50.000,00 TL maddî ve 100.000,00 manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı kadına dava dilekçesi usulüne uygun olarak 02.07.2020 tarihte tebliğ edilmiş olup davalı kadın tarafından yasal süresi içinde cevap dilekçesi verilmemiştir. III....
Davacı vekilinin, 25.2.2015 tarihli oturumda, öncelikle özel boşanma nedeni olarak zina sebebiyle boşanmaya karar verilmesi, mahkeme aksi kanaatte olduğu takdirde, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak boşanmaya karar verilmesi yönündeki beyanı davanın ıslahı olarak da kabul edilemez. Islah istemi, açık bir irade bildirimi ile yapılmalıdır. Üstü kapalı (zımni) ifadelerden ıslah yapıldığı yolunda bir sonuç çıkartılmamalıdır (Prof. Dr. Ejder Yılmaz, Islah 4.bas. sayfa:547). Bu durumda, davacının münhasıran zina (TMK m. 161) hukuki sebebine dayalı olarak boşanma davası açtığı, evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1-2) hukuki sebebine dayalı olarak açtığı bir boşanma davası bulunmadığı halde, yazılı şekilde evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1-2) nedeniyle boşanmaya karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....
Hükmün gerekçe kısmında, kadının zina sebebine, erkeğin ise onur kırıcı davranış sebebine dayalı boşanma davasında; tarafların zina ve onur kırıcı davranış nedeni ile boşanmaya neden olan olaylar sonrasında aynı evde birlikte oturmaya devam ettikleri, boşanma davasından çok kısa bir süre önce beraberce 2013 yılında Monaco Prensliğinin 150. yıl kutlamalarına katılmak için yurtdışına gittikleri, üç gece aynı odada birlikte kaldıkları, tatil dönüşünden sonra boşanmayı gerektirir bir olayın varlığının kanıtlanamadığı, bu nedenle önceki olayların affedildiği en azından hoşgörü ile karşılandığı, hoşgörülen ve affedilen olaylara dayanılarak boşanma karar verilemeyeceği gerekçesi ile zina ve pek kötü davranış sebebiyle açılan davaların reddine karar verildiği belirtilmiş, tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile açmış oldukları boşanma davasında ise, erkeğin güven sarsıcı davranışlar içerisine girdiği, sadakate aykırı davrandığı, kadının da sürekli ağır hakaretlerde bulunduğu...
Hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, kadının davasının zina hukuki sebebine dayalı olarak kabul edilmemesi, erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar ve velayet yönünden temyiz edilmiştir. Dairemizin 2013/509 esas, 2014/276 karar sayılı bozma ilamı ile: " Davacı-karşı davalı kadın öncelikle zina (TMK m.161) sebebine, olmadığı takdirde, evlilik birliğinin sarsılması sebebine (TMK. m.166/1-2) dayalı olarak, davalı-karşı davacı erkek ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayanarak boşanma davası açmıştır. Zina, mutlak boşanma sebebidir. Zina vakıasının gerçekleşmesi halinde boşanma sebebi gerçekleşmiş sayılır. Zina, olmadığı takdirde evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine kademeli olarak dayanılmış ise. zinanın ispatlanması halinde, bu sebeple boşanma kararı verilmesi gerekir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda her iki tarafın da birbirine karşı güven sarsıcı davranışta bulunduğu sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandıkları, karşılıklı olarak birbirlerine hakaret ve küfür ettikleri, erkek eşin evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeni ile açılan davayı kabul ettiği, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde her iki tarafın da eşit kusurlu olduğu, taraflar eşit kusurlu olduklarından maddî ve manevî tazminat şartlarının oluşmadığı, kadının gelirinin ve mesleğinin bulunmadığı, bu hali ile boşanmayla yoksulluğa düşeceği ve kadının zina hukuki nedeni ile açmış olduğu davasının ispatlanamadığı gerekçesi ile; zina hukuki nedeni ile açılan davanın reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeni ile açılan davanın kabulü ile; tarafların 4721...
Temyiz Sebepleri Davalı kadın vekili, davanın kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmolunan manevî tazminat ve miktarı, zina nedeni ile açılan davanın reddine karar verilmesine rağmen vekâlet ücreti hükmedilmemesi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davacı erkek lehine manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarı, davalı lehine zina nedeni ile açılan davanın reddine karar verilmesi nedeni ile vekâlet ücreti takdiri gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. 2....
Bu hale göre mahkemece zinayı ispatlayan davacıya az da olsa kusur yüklenmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir..." şeklindeki ilamı dikkate alındığında zina özel ve mutlak boşanma sebebi olup karşı taraf davalının açılmış bir boşanma davası olmadığı bu hali ile kusur kıyaslaması yapılamayacağı anlaşılmış, Davacı tarafın zina sebebine dayalı açılan boşanma davasında davalının dinlenen tanık beyanlarından telefonunu özel himaye altına aldığı anlaşılmış olup istenen HTS kayıtlarında da Esma isimli kadınla görüşme ve mesaj kayıtlarının olduğu anlaşılmış olup,zina nedenine dayalı boşanma davasının objektif koşulu cinsel ilişki olduğundan bu hususta dosya kapsamında sübuta ermediğinden zina nedeniyle açılan boşanma davasının reddine karar verilmiştir. Toplanan delillerden, davalı erkeğin zinasının temadi etmediği anlaşılmaktadır. O halde, davacı kadının özel boşanma sebeplerinden zina hukuki sebebine (TMK m. 161) açılan boşanma davasının reddine karar verilmiştir....
Bu hale göre mahkemece zinayı ispatlayan davacıya az da olsa kusur yüklenmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir..." şeklindeki ilamı dikkate alındığında zina özel ve mutlak boşanma sebebi olup karşı taraf davalının açılmış bir boşanma davası olmadığı bu hali ile kusur kıyaslaması yapılamayacağı anlaşılmış, Davacı tarafın zina sebebine dayalı açılan boşanma davasında davalının dinlenen tanık beyanlarından telefonunu özel himaye altına aldığı anlaşılmış olup istenen HTS kayıtlarında da Esma isimli kadınla görüşme ve mesaj kayıtlarının olduğu anlaşılmış olup,zina nedenine dayalı boşanma davasının objektif koşulu cinsel ilişki olduğundan bu hususta dosya kapsamında sübuta ermediğinden zina nedeniyle açılan boşanma davasının reddine karar verilmiştir. Toplanan delillerden, davalı erkeğin zinasının temadi etmediği anlaşılmaktadır. O halde, davacı kadının özel boşanma sebeplerinden zina hukuki sebebine (TMK m. 161) açılan boşanma davasının reddine karar verilmiştir....
boşanma davasının TMK 161. maddesinde belirtilen dava sebebinin öğrenilmesinden başlayarak 6 ay içerisinde açılmadığından bahisle hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar verilmiştir....
İstinaf Sebepleri Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; önceki istinaf kanun yolu dilekçesini tekrar ederek, zina ve haysiyetsiz hayat sürme nedeni ile kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafaka yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur. C....