Ayrı yerlerde açılan davaların; evlilik birliğinin korunması (Md.195-201) hükümlerine dayalı olarak TMK. nun 197. maddesine göre açılan tedbir nafakası davası ile boşanma hükümlerine dayalı olarak TMK. nun 166. maddesine göre açılan boşanma davasından ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında boşanma davası olsun yahut olmasın eşler evlilik birliğinin ayrı dava ile korunmasını isteyebilir ve MK. md.201 uyarınca nafaka isteyen eş yerleşim yerinde açtığı dava ile tedbir alınmasını; nafaka verilmesini isteyebilir. Tedbir isteğinin boşanma davasında istenilmesini zorunlu kılan bir hüküm yasada yer almamaktadır. Kaldı ki, tedbir nafakası davası ve boşanma davası aynı sebepten doğmadığı için biri hakkında verilecek hüküm diğerini etkileyecek nitelikte bulunmamaktadır. Ayrıca, nafaka alacaklısı davacı; davasını ikametgahında açabilecekken, boşanma davasında yetkili mahkemeler buna göre daha sınırlıdır. Birleştirme durumunda yetkili mahkeme davacı aleyhine sınırlandırılmaktadır....
Ancak, Türk Medeni Kanunu’nun 197. maddesi uyarınca tedbir nafakası talep edilmesi için, usulüne uygun harcı yatırılarak açılmış bir davanın bulunması ve nafaka isteyen eşin ayrı yaşamakta haklı olduğunu ispat etmesi gerekir. Somut olayda; davalı-davacı kadının, birleşen davasında ayrı yaşamakta haklı olduğunu ileri sürmek suretiyle tedbir nafakası talebinde bulunmuştur. Davalı-davacı kadının bu talebi, Türk Medeni Kanunu’nun 197. maddesi uyarınca ayrı yaşamakta haklı olan eşin tedbir nafakası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, kadının birleşen davasındaki nafaka talebinin hukuki nitelendirmesinde hata yapıldığı gibi, mahkemece kocaya yüklenen kusurlar nazara alındığında ayrı yaşamakta haklı olan kadının tedbir nafakası (TMK md.197) talebinin reddi de doğru olmamıştır. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün de Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1- b.2. maddesi uyarınca düzeltilmesi yoluna gidilmiştir....
Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi bicimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Tedbir nafakasında eslerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK Md. 186/son). Davacı eşin ekonomik durumunun davalı (kocadan) daha iyi olması davalı (kocayı) tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ancak, hükmedilecek nafakanın miktarını tayinde bu husus dikkate alınmak zorundadır. Böylece "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir (TMK. Md. 4)....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada davalı kocanın boşanma davası açtığı boşanma davasının redle sonuçlanmasına rağmen ayrı yaşamın devam ettiği ileri sürülerek davacı ve müşterek çocuklar lehine tedbir nafakası istenilmiş; mahkemece,müşterek çocuklar için talep edilen tedbir nafakasının kısmen kabulüne ancak davacının çalışmaya başlaması nedeniyle nafakaya ihtiyacı bulunmadığı belirtilerek davacının tedbir nafakası yönünden istemin reddine karar verilmiştir.TMK’ nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler. Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine Kanunda öngörülen önlemleri alır....
Boşanma davasında (TMK. 169. md. gereğince) hükmedilen tedbir nafakası red kararının kesinleşmesi ile sona ereceğinden davacı eşin ayrı yaşamaya dayalı açtığı tedbir nafakası davasında ayrı yaşama olgusunun kanıtlanması halinde mükerrer olmayacak şekilde mahkemece; davacı lehine "hakkaniyet" ölçüsünde bir miktar tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu istemin tümüyle reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/122 esas sayılı boşanma dosyası üzerinden devam etmesi gerektiği gerekçesiyle davanın, taraflar arasındaki boşanma davası ile birleştirilmesine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Ayrı yerlerde açılan davaların; davacı ... yönünden, evlilik birliğinin korunması (Md.195-201) hükümlerine dayalı olarak TMK. nun 197. maddesine göre açılan tedbir nafakası davası ve diğer davacı ... yönünden TMK nun 364. maddesine göre açılan yardım nafakası ile davalı tarafından boşanma hükümlerine dayalı olarak açılan boşanma davasından ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında boşanma davası olsun yahut olmasın eşler evlilik birliğinin ayrı dava ile korunmasını isteyebilir ve MK. md.201 uyarınca nafaka isteyen eş yerleşim yerinde açtığı dava ile tedbir alınmasını; nafaka verilmesini isteyebilir. Tedbir isteğinin boşanma davasında istenilmesini zorunlu kılan bir hüküm yasada yer almamaktadır....
Bu nedenle tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumlarına göre, mahkemece TMK 169.maddesi uyarınca kadın lehine aylık 150 TL tedbir nafakası hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı gibi, ayrı yaşamakta haklı olduğunu ispatlayan kadın lehine TMK 197 maddesi uyarınca tedbir nafakası bağlanmasında da bir isabetsizlik yoktur, bu yöndeki istinaf talebinin reddi gerekmiştir....
Dava; ayrı yaşamakta haklılık iddiasına dayalı tedbir nafakası (TMK md. 197) istemine ilişkindir. Davalı erkeğin; kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasına (TMK md. 197) yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hâle gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir.Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hâkim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır (TMK m.197)....
Dairemizin önceki kararı ile "Yapılan yargılama sonucu mahkemece asıl davanın reddine karar verildiği, birleşen davanın kabulü veya reddi konusunda herhangi bir hüküm oluşturulmadığı gerekçede ise sadece "müşterek çocuk Şüheda ve davalı-birleşen davada davacı kadın yararına tedbir nafakasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur" şeklindeki yetersiz gerekçe ile tedbir nafakası kararı verildiği, asıl davada davalı kadının cevap dilekçesinde tedbir iştirak ve yoksulluk nafakası talebinde bulunduğu, birleşen davada TMK 197. Maddesi uyarınca tedbir nafakası talep edildiği, mahkemece verilen tedbir nafakasının TMK 169. Maddesine göre mi yoksa TMK 197....
Birlikte yaşamaya ara verilmesi halinde ayrı yaşamakta olan eş bunu kanıtlayarak hakimden tedbir nafakası isteyebilir(TMK 197.mad.). Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.(TMK.182/2.mad) İştirak nafakası, velayet hakkı kendisine bırakılmayan eşin, velayet hakkı verilen eşe çocuğun bakım ve eğitim giderleri karşılığı gücü oranında yapacağı katkıdır. Iştirak nafakası velayet hakkı kendisine bırakılan eş tarafından çocuk adına istenir(TMK. 329.md). Somut olayda taraflar Mersin 5. Aile Mahkemesinin 25.06.2012 2012/408 E.-2012/509 K.sayılı kararı ile boşanmışlar, boşanma sırasında tarafların müşterek çocuğu F. N. 'a nafaka bağlanmamıştır....