Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kadının ihtiyaçları, paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekmektedir. Bu nedenle davalı- davacının tedbir nafakası davasının reddine yönelik istinaf isteminin kabulü ile HMK 353/1- b-2 maddesi uyarınca tedbir nafakası konusunda yeniden karar verilerek davalı- davacı lehine tedbir nafakası dava tarihinden itibaren aylık 400 TL tedbir nafakasına, nafakanın davacı- davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, mükerrer olmamak üzere karar verilmiştir....
Bu durumda, davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminatın (TMK md.174/1,2) koşulları oluşmuştur. Bu nedenle davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi doğru olduğu gibi, hükmedilen maddi ve manevi tazminatın miktarı da yerindedir. Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri resen alır (TMK m. 169). Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir (TMK md.175). Tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı belirlenirken, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi gözetilir....
Davacı kadın vekili, katılma yoluyla sunulan istinaf dilekçesinde; kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava; Türk Medeni Kanununun 197. maddesi uyarınca ayrı yaşamakta haklılığa dayalı tedbir nafakası istemine ilişkindir. Davalı erkeğin; kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasına yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki boşanma ve karşı boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-davalı kadının çalışmayla sağladığı gelirin yeterli olmadığı ve bu nedenle yararına yoksulluk nafakası hükmedilmesinde yasaya aykırı bir durum bulunmadığının ve ayrıca ortak çocuk 2003 doğumlu ... için hükmedilen 100 TL. nafakanın dava tarihinden boşanma hükmünün kesinleşmesine kadar tedbir nafakası (TMK. md. 169) bu tarihten sonra da iştirak nafakası (TMK. md. 182/2) niteliğinde olduğunun anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın...
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır (TMK md.197). Toplanan delillerden; kocanın, birlik görevlerini yerine getirmekten kaçındığı, kadın eşe fiziksel şiddet uyguladığı ve hakaret ettiği, Türk Medeni Kanunu'nun 197. maddesi koşullarının oluştuğu, hükmedilen nafakanın hakkaniyet ilkesine uygun olduğu, anlaşılmakla, kocanın; kadın yararına TMK md. 197 kapsamında hükmedilen tedbir nafakasına yönelik istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir. 6763 sayılı Yasanın 41. maddesi ile değişik Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341/2. maddesi gereğince; miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı-davacı kadın yararına boşanma davasında hükmolunan tedbir nafakası (TMK m. 169) ile tedbir nafakası davasında (TMK m. 197) hükmolunan tedbir nafakasının tahsilinin, tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde infaz edileceğinin tabi bulunmasına göre, davacı-davalı erkeğin, davalı-davacı kadının kabul edilen tedbir nafakası davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Yapılan yargılama ve toplanan delillerle; davacı-davalı erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediği, ailesinin evlilik birliğine müdahalelerine kayıtsız kaldığı, eşini ve akrabalarını ortak konuttan kovduğu ve eşini istemediğini söylediği, buna karşılık davalı-davacı kadının da eşine hakaret ettiği ve onu aşağıladığı anlaşılmaktadır....
Aile Mahkemesinin, anlaşmalı boşanma üzerine TMK'nın 166/3 uyarınca karar vermesi nedeniyle anlaşmalı boşanma kararı verilmesinden sonra 24.07.2019 tarihinde Konya 1. Aile Mahkemesinin 2019/575 Esasına kayden tedbir nafakası talep edildiği, Zira çekişmeli boşanma davasının anlaşmalı boşanma davasına dönmesi ile ilk davada talep ettiğimiz tedbir nafakasının artık geçerliliği kalmadığı, zira davanın nev'inin değiştiği, tedbir nafakası bağımsız bir davanın konusu olabilecek bir talep olmadığı ve vekalet ücretine hükmedilmesi yerinde olmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın ve vekalet ücreti hükmünün kaldırılmasına karar verilmesi" yönünde istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. TMK.'nun 197. Maddesinde; "Eşlerden biri ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir....
(TMK. md.197) Buna göre, mahkemece; davacı yönünden hükmedilen nafakanın yoksulluk nafakası olarak nitelendirilmesi ve müşterek çocuk yönünden hükmedilen nafakanın iştirak nafakası olarak nitelendirilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, kanuna uygun olmayan bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 1 nolu bendinde yer alan “...karar kesinleşmesine binaen yoksulluk nafakası olarak devamına..." ifadesinin ve 2 nolu bende yer alan "iştirak nafaka" ifadelerinin çıkarılarak yerine "...tedbir nafakası..." ifadelerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 15.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Davacının boşanma yüzenden yoksulluğa düşeceği ve boşanmada daha ağır kusurlu olmadığı nazara alınarak, davacı yararına davalının mali gücü oranında uygun miktarda yoksulluk nafakası tayin ve takdiri gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yoksulluk nafakası talebinin reddi doğru bulunmamıştır. b-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169)....
Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Davalı-karşı davacı (kadın)'ın bir geliri ve malvarlığı bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. O halde, davalı-karşı davacı (kadın) yararına uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, mahkemece, tamamen kusurlu olduğu belirtilip, bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak yoksulluk nafakası (TMK.md.175) talebinin reddi doğru görülmemiştir. 3-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169)....