Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Boşanma davasının kabulü nedeniyle, davada kendisini vekille temsil ettiren davacı koca yararına 10.4.2008 tarihli ilk hükümle vekalet ücreti takdir edilmiş, davalının boşanma davasına ilişkin temyiz itirazları reddedilerek bu bölüm Yargıtayca onanmış, karar düzeltme süresinin başvurusuz geçirilmesiyle boşanma hükmü ve bu dava nedeniyle davacı lehine hükmedilmiş olan vekalet ücretine ilişkin karar 12.3.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Bozma; davalı kadının açtığı birleşen nafaka davasının kabul edilmesi ve davalı lehine yoksulluk nafakası takdir edilmesi gerektiğine ilişkindir....

    Anlaşmalı boşanma davasında "nafaka" yönünden çekişmenin sürdüğünü kabul eden değerli çoğunluğun temyiz istemini sadece "nafaka" ile sınırlayarak anlaşmalı boşanma hükmünün boşanma bölümünün kesinleşmesine sebebiyet vermesi anlaşmalı boşanma kavramı ile bağdaşmamaktadır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma ve Nafaka Taraflar arasındaki "boşanma" ve buna karşı açılan "karşı boşanma" davasının daha önce bağımsız olarak açılan "nafaka" davasıyla birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı (koca) tarafından, boşanma haricindeki bölümleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle avukat, açtığı veya takip ettiği dava ve işlerde, noter tarafından onaylanan ya da düzenlenen vekaletname aslını veya avukat tarafından onaylanmış aslına uygun örneğini dava dosyasına konulmak üzere ibraz etmek zorunda (HMK. m. 76/1) olup, boşanma davasını davalı-karşı davacı (kadın) adına açan ve takip eden avukat nafaka davasını da takip ettiğine ve davalar birleştirildiğine göre, nafaka davasındaki vekalete...

        Sayın çoğunluk tarafından "davalı (kadın) tarafından davacı aleyhine 22.02.2012 tarihinde nafaka davası açıldığı ve 'ayrı yaşamakta ve nafaka talep etmekte haklı olduğu' kabul edilerek Türk Medeni Kanununun 197. maddesi gereğince nafakaya hükmolunduğu, bu kararın da kesinleştiği anlaşılmakla, nafaka davasında davalı yararına nafaka bağlanmasını gerektirici sebep ve delillerin eldeki boşanma davasında toplanan delillerle birlikte değerlendirilerek, sonucu uyarınca karar verilmesi gerektiğinden" bahisle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Dava kamu düzenine ilişkin bir dava olmadığı gibi, mahkemece, resen delil toplanmasını gerekli kılar nitelikte bir dava da değildir. Bu nedenle gerek davalı, gerekse davacı tarafından delil olarak dayanılmayan nafaka dosyasındaki "nafaka bağlanmasını gerektirici sebep ve delillerin" davacı aleyhine değerlendirilmesi amacıyla mahkeme kararının bozulması usul ve yasaya aykırıdır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı kadın tarafından; kocanın boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, boşanma davasında tedbir nafakasına hükmedilmemesi, nafaka miktarları ve birleşen nafaka davasında koca lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı koca 11.9.2014 tarihinde davasından feragat etmiştir. Davadan feragat, davaya son veren bir taraf işlemidir....

            Örneklemek gerekirse boşanma bölümünün kesinleştiğini gören taraf ne diye eşine tazminat ya da nafaka vermeyi kabul etsin ki! Nasıl olsa artık boşanmış sayılan eş karşı tarafa hiçbir şekilde nafaka ya da tazminat artık vermeyeceğini açıklarsa nafaka ya da tazminat almayı bekleyen eşi nasıl koruyabiliriz? O halde anlaşmalı boşanma davasından “feragati” içeren temyiz davasının davacısı olan eşlerin temyiz dilekçelerine değer verilerek hükmün “bu sebeple” bozulmasına ve tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. I-II) davasına yönelik olarak varsa delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden değerli çoğunluğun farklı görüşüne katılmıyorum....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nafaka-Boşanma Taraflar arasındaki "nafaka" ve "boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (kadın) tarafından; kocanın boşanma davası ve nafaka miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 29.04.2013 (Pzt.)...

                Reddedilen boşanma davasında "davacı ağır kusurlu" kabul edilmiştir. Fiili ayrılık süresi içinde davalı-davacının herhangi bir kusuru ispatlanamadığına göre, kesin hükme aykırı olarak boşanmaya sebep olan fiili ayrılıkta, davalı-karşı davacı(nın) ortak kusurlu kabul edilmesi ve buna bağlı olarak manevi tazminat talebinin reddedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 3-Davalı, karşılık davası ile "daha önce hükmedilmiş olan nafakanın artırılmasını" talep etmiştir. Daha önce davalı lehine hükmedilmiş nafaka, reddedilen boşanma davasında Türk Medeni Kanununun 169'ncu maddesine göre tayin edilen, dava süresince geçerli olan tedbir nafakası olup, bağımsız bir nafaka davasında tayin edilen bir nafaka değildir. Önceki boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesiyle kendiliğinden kalkmıştır. Dolayısıyla karşı dava tarihinde hukuken devam eden bir nafaka mevcut değildir. Ne var ki, karşı dava ile telep edilen nafakanın artırılmasına ilişkin istek, bağımsız nafaka talebi niteliğindedir....

                  Bu husus nazara alınmadan davalı (birleşen davacı) yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir. 3-Davalı tarafından açılan, boşanma davasıyla birleştirilen nafaka davası boşanma davasından önce 26.08.2013 tarihinde açılmıştır. O davada, davaların birleştirilmesinden önce 23.10.2013 tarihli oturumda, nafaka davasının açıldığı tarihten geçerli olmak üzere davalı (birleşen davacı) yararına aylık 400 lira nafaka tayin edilmiştir....

                    Davalı-karşı davacı (kadın)'ın dava tarihi itibariyle ayrı yaşamakta ve nafaka talebinde haklılığı toplanan delillerle gerçekleştiğine göre, bu davanın da kabulü ile sözü edilen dava tarihinden geçerli olmak üzere davacısı (kadın) yararına (boşanma davası süresince Türk Medeni Kanununun 167'nci maddesine dayanılarak tayin edilen nafaka ile tahsilde tekerrüre yol açmayacak şekilde) uygun miktarda tedbir nafakası tayin ve takdiri gerekir. Bu husus nazara alınmadan birleştirilen nafaka davasıyla ilgili yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....

                      UYAP Entegrasyonu