"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesi Davacı-karşı davalı ... ile Davalı-karşı davacı ... arasındaki mal rejiminin tasfiyesi davasına ilişkin mahkemece verilen kısmen kabulüne, kısmen reddine dair Ankara 9. Aile Mahkemesi'nden verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi Davacı-karşı davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı-birleşen dosya davalısı vekili dava dilekçesinde belirtilen mallar nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuş; birleşen dava dilekçesinde, davalı-birleşen dosya davacısı vekili asıl davanın reddine ve müvekkilinin dava konusu evin alımı ve tadilatına ilişkin yapmış olduğu katkının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, asıl davada da reddedilen kısım yönünden davacı-birleşen dosya davalısı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Afyonkarahisar 1.Aile Mahkemesi 10/02/2023 tarih ve 2023/63- 114 E-K sayılı kararıyla; Her ne kadar asliye hukuk mahkemesi tarafından talebin eşler arasındaki mal paylaşımını ilgilendirdiğinden bahisle davada aile mahkemelerinin görevli olduğuna yönelik karar verilmiş ise de; dava dilekçesinden de anlaşılacağı üzere tarafların boşandıktan sonra yeniden evlendikleri ve evlilik birliğinin yeniden kurulmuş olduğunu, mal rejiminin tasfiyesine yönelik yargılamanın ancak boşanma davasının açılmasıyla başlayacağı, taraflar arasında bir boşanma ve mal rejiminin tasfiyesi davası olmadığı için davacının taşınmaz üzerindeki intifaya yönelik şerhin kaldırılması talebinde aile mahkemelerinin görevli olmadığı ifade edilerek karşı görevsizlik kararı verilmiş, Aile mahkemesinin karşı görevsizlik kararı davacı tarafından istinaf edilmekle Konya BAM 2.HD' nin 25/05/2023 tarih ve 2023/1059- 1207 E-K sayılı kararıyla; Davacının işbu davadaki talebinin mal rejiminin tasfiyesine ilişkin olmayıp, eş üzerine...
Somut olaya gelince; eşler, 11.12.1987 tarihinde evlenmiş, 30.06.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 29.04.2013 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği tarihe kadar mal ayrılığ ı(743 sayılı TKM m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202). Tasfiyeye konu 42 KG 300 plakalı 2010 model Ford marka araç, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 30.10.2009 tarihinde satın alınarak davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179)....
Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal aynlığı (TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasa'nın 10. TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu 3 nolu mesken, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 27.02.1997 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Davacı kadın ziynet eşyalarını vermek suretiyle katkıda bulunulduğunu iddia etmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 sayılı TMK 179 m). Dosya içeriği, toplanan deliller, düğün fotoğrafları, tanık beyanları gözetildiğinde davacı-davalı ...'nin kişisel mal olan altınları ile dava konusu yapılan taşınmaza katkıda bulunduğunun kabulü gerekir....
olup yerel mahkemede açılan davanın, davacı için çok büyük önem arz ettiğini, dava açmakta davacının tartışmasız hukuki yararı bulunduğunu, zira davacının boşanma davası sonrasında açacağı mal rejiminin tasfiyesi davasında dava konusu taşınmaza ilişkin yasal hakkını hüküm altına alsa dahi dava konusu taşınmaz davalı eş T8 tarafından diğer davalı T6’na devredildiği yani kaçırıldığı için mal rejiminin tasfiyesi davasında elde edeceği bir hakkın anlamının kalmayacağını, davalı eş T8‘nın edinilmiş olan yegane taşınmazı babasına devrettiği için ortada tahsili kabil bir değer kalmayacağından ilamın infazının tabiatıyla mümkün olmayacağını, bu itibarla davacının eldeki davayı açmasında pek tabi ki hukuki yararı bulunduğunu, davalı T8 mal kaçırma iradesinin her haliyle ortada olduğunu, taraflar arasında şiddetli geçimsizlik devam ettiğinden ve tarafların bir araya gelmesi mümkün olmadığından tarafların birlikte 20.02.2017 tarihli bir protokol tanzim ettiğini ve protokolde tarafların boşanma, velayet...
Türk Medeni Kanunu’nun 219. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Edinilmiş mal, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir” şeklindeki tanıma göre edinilmiş mal kavramının üç unsurdan oluştuğunun kabulü gerekir. Bunlardan ilki; edinilmiş mal, mal rejiminin devamı süresince diğer bir ifadeyle yasal mal rejiminin başlangıcından sonuna kadar olan süreç içinde edinilmiş olmalıdır. Bu unsur gereğince eşler arasında yasal mal rejiminin başladığı tarihten önce edinilmiş olanlar ile mal rejiminin sona ermesinden sonra edinilmiş olan malvarlıkları diğer unsurlara bakılmaksızın, o eşin kişisel malı sayılır. İkincisi “karşılığı verilerek edinilmiş” olmalıdır, kaldı ki bu unsur esasen “edinilmiş mal” tanımının başlıca koşuludur, zira bir malın yasal mal rejimi kapsamında edinilmiş mal sayılması, bu malın ivazlı şekilde elde edilmiş olmasına bağlıdır....
Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir( TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir(4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 s.lı TMK 179 m). Mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmişse de bu karara katılma olanağı bulunmamaktadır....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, yetkiyi düzenleyen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 214/2. maddesi hükmüne göre, eşler veya mirasçılar arasındaki mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, boşanmaya, evliliğin iptaline veya hâkim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda, bu davalarda yetkili olan mahkeme yetkilidir. Buna göre, mal rejiminin tasfiyesi davalarında yetki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre değil, özel düzenlemenin yer aldığı Türk Medeni Kanunu'na göre belirlenmelidir. Somut olayda; eşler Kayseri 5. Aile Mahkemesi'nin 11.02.2014 tarih ve 2012/663 esas-2014/108 karar sayılı ilamı ile boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma ile sona ermiştir. Az yukarıda belirtildiği gibi Kayseri 5....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, katkı payı alacağı isteğine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda mal rejiminin tasfiyesi davaları için herhangi bir zamanaşımı süresi düzenlemesi getirilmemiştir. Bu gibi durumlarda TMK’nin 5. maddesi yollamasıyla 6098 sayılı TBK uygulanmalıdır. Zira; TBK'nin 646.maddesine göre Borçlar Kanunu, Medeni Kanun'un tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir. Buna göre, TBK'nin 146. maddesinde yer alan 10 yıllık zamanaşımı süresi mal rejiminin tasfiyesi davalarında da uygulanmalıdır. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun (17.04.2013 tarihli ve 2013/8-375 Esas, 2013/520 Karar sayılı kararı) ve Dairemizin uygulaması da bu yöndedir. Her ne kadar, Dairemiz önceki uygulamalarında, edinilmiş mallara katılma rejiminin boşanmayla sona ermesi durumunda, TMK'nin 178. maddesindeki 1 yıllık zamanaşımı süresini kabul etmiş ise de; Yargıtay HGK'nin yukarıda açıklanan içtihadı doğrultusunda görüş değişikliğine gidilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı kadın tarafından, mal rejiminin tasfiyesi ve eşya alacağı yönünden; davalı-davacı koca tarafından, kusur belirlemesi, nafakalar ve manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kocanın temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-davalı kadının temyiz itirazlarının incelemesine gelince; a)Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin istem hükmün boşanma bölümü temyiz edilmeyerek kesinleşmiş bulunduğundan incelenebilir duruma gelmiştir....