Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK m. 174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 3-Davacı-karşı davalı kadın boşanma davası ve fer'ilerinin yanında mal rejiminin tasfiyesi talebinde bulunmuştur. Dava açılırken alınan başvurma harcı dava dilekçesindeki tüm talepleri kapsar. Kadının mal rejiminin tasfiyesine ilişkin talebi yönünden peşin nispi harcı alınmamıştır. Boşanma kararı temyiz edilmeyerek kesinleşmekle taraflar arasındaki mal rejimi sona erdiğinden davacı kadının mal rejiminin tasfiyesine yönelik davası da görülebilir hale gelmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katılma alacağına ilişkindir. Davalı taraf; süresinde istinaf talebinde bulunmuş ve kararın kaldırılmasını talep etmiştir. HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda; Tarafların 05/07/2005 tarihinde evlendikleri, Kayseri 6. Aile Mahkemesi'nin 2018/215 Esas, 2018/1113 Karar sayılı dosyası ile tarafların boşanmalarına karar verildiği, kararın 25/03/2022 tarihinde kesinleşerek nüfusa tescil edildiği anlaşılmıştır. Eşler arasındaki mal rejimi, boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Başka bir mal rejimi seçilmediğinden ; taraflar arasında evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı 08/03/2018 tarihine kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir....
Davacı kadın, boşanma dava dilekçesi ile birlikte dava konusu edilen Kocaeli ili, Körfez ilçesi, Yarımca mahallesi, 965 ada, 2 nolu parselin evlilik birliği içerisinde edinildiğini, bu taşınmaz nedeni ile mal rejiminin tasfiyesini talep ettiği, davalı erkeğin süresi içerisinde cevap dilekçesinde boşanma davasına ilişkin savunma yaptığı, mal rejimi ile ilgili herhangi bir savunmada bulunmadığı, mal rejimi davasının boşanma davasından tefrik edilmesinden sonra yapılan 05/12/2019 tarihli tensip zaptı ile davalı tarafa savunmasını ve delillerini sunmak üzere 2 haftalık kesin süre verildiği, tensip zaptının davalı erkeğe usulüne uygun şekilde 13/12/2019 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, davalı erkeğin cevap dilekçesi vermediği, 13/12/2021 tarihli dilekçesi ile de istinafa konu ettiği savunmayı dile getirdiği, tanık bildirdiği, bu halde mahkemece süresinde sunulmayan cevap dilekçesi ve tanık delilinin reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı, erkeğin süresi içerisinde...
Mahkemece, taraflar arasındaki yabancı mahkeme kararında yanların boşanma ve mal rejimi, velayet, nafaka, tazminat yönlerinden verilen kararın ... ....Aile Mahkemesinin kesinleşen 2008/379 Esas 2009/289 Karar sayılı ilamı ile tanınmasına ve tenfizine karar verildiğini, yanlar arasında kesin hüküm bulunduğunu açıklayarak taraflar arasındaki mal paylaşımı konusunda kesin hüküm olduğundan davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Taraflar 04.12.1992 tarihinde evlenmişler, 07.12.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 22.01.2008 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM'nin 170. maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar 4722 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince, eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Dava konusu ... tarafından yaptırılan konutun 20.03.2001 tarihinde ödemelerine başlanmış ve taksitleri evlilik birliğinin devamı süresince devam etmiştir. Dava, mal rejiminin tasfiyesi ile katkı payı alacağı ve katılma alacağı isteğine ilişkindir....
Dava, mal rejiminin tasfiyesine dayalı katılma alacağına ilişkindir. Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, 26/01/1996 tarihinde evlenen tarafların, Köln Sulh (Aile) Mahkemesinde 31/01/2015 tarihinde açılan dava sonucu 15/06/2016 tarih ve 300 F 17/15 sayılı kararı ile boşandıkları, İstanbul 2. Aile Mahkemesi'nin 2017/105 E. sayılı ilamı ile Tanınmasına ve Tenfizine karar verildiği, kararın taraflarca istinaf yoluna başvurulmaksızın 01/12/2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/son maddesine göre, boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir.Taraflar arasında evlenme tarihi olan 26/01/1996 tarihinden TMK.nun yürürlüğe girdiği 01/01/2002 tarihine kadar 743 sayılı kanunun 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı, 01/01/2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar da başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202. mad.)....
Dava; mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı katılma alacağı istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. Bilindiği gibi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun yürürlüğe girdiği 01/01/2002 tarihinden sonra eşler arasında başka bir mal rejimi kararlaştırılmadıkça, yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimidir. 01/01/2002 tarihinden önce 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin yürürlükte olduğu dönemde ise, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (TKM m.170)....
Taraflar 21.07.1996 tarihinde evlenmiş, 16.09.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 15.09.2009 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK'nun 225/2.m.) Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM'nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK'nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.). Dava, kademeli olarak açılmış eşler arasındaki edinilmiş mallara katılma rejiminin mal ayrılığına dönüştürülmesi, bu mümkün olmadığı takdirde mal rejiminin tasfiyesi ile tasfiyeye bağlı alacağın tespit edilip ödenmesine ilişkindir. Mahkemece katılma alacağı hesaplanıp katılma alacağına hükmedilmiş, hükmü her iki taraf temyiz etmiştir. Katılma alacağı talebi nispi harca tabi olup, nispi peşin harcın alınması gerekir....
Aile Mahkemesi de, davacı taşınmazın alımında kişisel mallarını ullandığını belirtmiş olup, dava konusu taşınmazın aile konutu niteliğinde olmadığı, mal rejimi kapsamında bir hak iddiası içermediği ve mal rejimi tasfiyesine yönelik bir istekte bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından, boşanma davası açılması üzerine davacı tarafca, taşınmaz alımı sırasında kendi kazancı (parası) ile taşınmazın alındığını, geleneğe uygun olarak aile reisi olan davalı adına tapu işlemi yapıldığını ve davacının parası olmadığını belirterek tapu iptali ve tescili davası açtığı, davacı ... ile davalı ... 'ın boşandıkları, taşınmazın aile konutu niteliğinde olmadığı, isteğin mal rejimi kapsamında bir hak iddiası içermediği ve mal rejiminin tasfiyesine yönelik bir istek mevcut olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, dava Borçlar Kanunu’ndan doğmakla uyuşmazlığın Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....
Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM'nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise, yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK'nun 202, 4722 sayılı Yasa'nın 10.m.). Dava konusu 429 ada 1 parsel sayılı taşınmazda mevcut 17 nolu bağımsız bölüm 25.10.2002 tarihinde davalı-karşı davacı .. ... adına ferdileştirme suretiyle tapuya tescil olunmuş, 03.03.2011 tarihinde ise davalı-karşı davacı ....l'in babası dava dışı .... .... adına satış yolu ile tapuya tescil olunmuştur. Dava konusu ... ... .. plakalı araç ise 01.03.2010 tarihinde davacı-karşı davalı .... adına trafiğe tescil olunmuş, 21.03.2011 tarihinde ise üçüncü şahsa devredilmiştir. Toplanan delil ve tüm dosya kapsamına göre; öncelikle dava konusu edilen SS ........