Her ne kadar davacı kadın, tarafların kesinleşen boşanma kararına konu protokolün geçersiz olduğunu, boşanma kararının verilmesinden sonra 6 yıl birlikte yaşadıklarını, daha sonra kendisi tarafından bir boşanma davası açılması üzerine önceki boşanma kararının tebliğe çıkarıldığını, bu tebligattan haberdar olmadığı için boşanma kararına karşı yasal haklarını kullanamadıklarından kararın kesinleştiğini ileri sürmekte ise de, davalı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen Turgutlu Aile Mahkemesinin 2021/209- 1071 Esas-Karar sayılı ilamının incelenmesinde, davacı tarafından 08/03/2021 tarihinde çekişmeli boşanma davası açıldığı, mahkemece dava tarihinden sonra taraflar arasında daha önce İzmir 16....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı kadın tarafından açılan boşanma davası ile davalı-karşı davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının birleştirilerek yapılan yargılaması sonucunda davacı-karşı davalı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş, erkek tarafından açılan birleşen davada ise boşanma talebi yönünden olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamıştır. Asıl ve birleşen her iki davada tarafların boşanma ve boşanmanın fer'i (eki) niteliğindeki istekleri hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir....
Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi davalının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir. Açıklanan sebeple davacının davaya çekişmeli boşanma davası olarak devam etme iradesinin tespiti ile devamında dilekçelerin karşılıklı verilmesi safhasının tamamlanması ve dayanılan deliller değerlendirilerek gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün boşanma davası yönünden bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden boşanma davasının kadın tarafından 27.06.2013 tarihinde açılmış olduğu, davalı erkek tarafından ise bu tarihten sonra bağımsız olarak "yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınmasına” ilişkin dava açıldığı ve bu davanın halen derdest olduğu anlaşılmaktadır. Yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınması halinde, bu ilamın kesin hüküm etkisi, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ve sonuç doğuracak (5718 s. MÖHUK m. 59), dolayısıyla taraflar yabancı mahkeme kararının kesinleştiği tarihte boşanmış olacaklardır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı erkek tarafından kadının boşanma davası ve fer'ileri ile kendi boşanma davası hakkında hüküm kurulmaması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı kadın tarafından boşanma davası 29.03.2013 tarihinde, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise.... Aile Mahkemesine süresinde verdiği cevap dilekçesi ile 07.05.2013 tarihinde karşı boşanma davası açılmıştır. Mahkemece davanın kabulü ile Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından, kendi boşanma davası ve boşanmanın fer'ileri ile ziynet alacağı davasının reddedilen kısmı ile ziynetlerin reddedilen kısmı yönünden erkek yararına hükmolunan vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Taraflar, Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesine dayalı olarak boşanma davası açmıştır. Mahkemece, ilk hükümde her iki boşanma davasının kabulü ile boşanmalarına karar verilmiştir....
Yerel mahkeme tarafından kusurun kadının savunmasında ileri sürdüğü gerekçelerle kocada olduğu ve “dava açma hakkı bulunmaması” sebebiyle kocanın boşanma davasının reddine karar verilmiş olup bu karar koca tarafından “elimizdeki boşanma davasına dayanak gösterilen sebeplerle” boşanma kararı verilmesi gerekir düşüncesiyle temyiz edilmişse de karar Dairem tarafından onanmak suretiyle kesinleşmiştir. Davalı-davacı koca tarafından “aynı olguya” dayanılarak “yeniden” boşanma davası açılmıştır. Yeni bir olgu iddia edilmediği gibi yeni bir olgu da kanıtlanmamış olmakla davalı-davacı koca tarafından açılan boşanma davasının reddi gerekir. Değerli çoğunluğun “farklı düşüncesine” katılmıyorum....
Davacı kadın dava dilekçesinde hayata kast, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış sebebine (TMK m. 162) dayalı olarak boşanmaya karar verilmesini talep etmiş, mahkemece evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/2) hukuksal sebebine dayalı olarak boşanma kararı verilmiştir. Özel boşanma sebebine dayalı olarak açılan davada genel boşanma sebebiyle (TMK m.166/2) boşanma kararı verilemez....
I-II) boşanma davası açıldığı yönündeki görüşüne katılmıyorum. Yerel mahkeme de aynı düşüncededir. Nitekim hem kısa kararda hem de gerekçeli kararda tarafların TMK m. 163 hükmü gereğince boşanmasına karar verilmiş olup hüküm davacı tarafından da temyiz edilmemiştir. Dava iki ayrı boşanma sebebiyle açılmışsa her bir dava hakkında ayrı ayrı karar oluşturulması gerekmektedir. Oysa davacı suç işleme sebebiyle boşanma (TMK m. 163) davası açmış olup bu sebeple boşanmaya karar verilmiştir. Değerli çoğunluk iki ayrı sebeple boşanma davası açıldığı düşüncesinde ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle de (TMK. m. 166 f. I-II) boşanma davası hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmemesini tenkit etmesi gerekirdi. Dava “Suç işleme sebebiyle boşanma (TMK m. 163)” davası olduğuna göre ceza davasının sonucu beklenmeli midir? Davalının bir iftira ile karşı karşıya kalması olası olduğundan ceza davasının sonucu beklenmelidir....
Somut olaya gelince, tarafların boşanma dosyasına malvarlığı haklarına ilişkin düzenleme içeren yazılı boşanma anlaşması sundukları, ancak TMK 166/1. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma koşulları oluşmadığından mahkeme boşanma davasını çekişmeli boşanma davası (TMK m. 166/2,3) olarak yürütüp boşanmaya karar verildiği, yazılı boşanma anlaşmasının boşanmanın eki haline getirilmediği anlaşılmaktadır. -//- Yazılı boşanma anlaşmasındaki boşanmanın fer'i niteliğinde olmayan mali haklara ilişkin düzenleme, anlaşmalı boşanma şartına bağlı bir sözleşme niteliğinde olup, anlaşmalı boşanma şartı gerçekleşmediğinden herhangi bir hukuki sonuç doğurmaz....