Somut olayda davacı aracın edinilmesine kişisel mal niteliğindeki ziynetleri ile katkıda bulunduğunu iddia etmekle öncelikle aracın edinilmesinde kullanılan ziynetlerin miktarı ve değeri tespit edilerek belirlenen bu ziynet bedeli aracın değerinden düşülmeli ve kalan miktarın yarısına TMK 236. maddesi gereğince katılma alacağı olarak karar vermek gerekirken, ziynet bedelinin tamamına karar verdikten sonra, aracın edinilmesinde kullanılan ziynet miktarı dikkate alınmadan mükerrer tahsile neden olacak şekilde katılma alacağına hükmedilmesi doğru değildir....
yerinde olmadığı, boşanma davasının devamı süresince, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları ile hakkaniyet ilkesi nazara alındığında, çalışmayan ve herhangi bir geliri bulunmayan kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin ve hükmedilen tedbir nafakası miktarının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile her iki tarafın istinaf talebinin esastan reddine, davacı karşı davalı kadının ziynet alacağına yönelik talebinin dosyadan tefrikine karar verilmiştir....
Somut olayda; davacı kadının reddedilen ziynet alacağı 70.554,22 TL, kabul edilen ziynet alacağı 28.238,48 TL olup bölge adliye mahkemesince ziynet alacağı davasına yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle tarafların ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2- Feragat ve kabul, 6100 sayılı Kanun'un 307 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından TMK 163 maddesine dayanan talebi hakkında hüküm kurulmaması, kusur belirlemesi, iştirak nafakasının miktarı yararına hükmolunan manevi tazminatın miktarı, maddi tazminat talebinin reddi, yoksulluk nafakası talebinin reddi, ziynet alacağı talebinin reddi, kadının ziynet alacağı davasının kabulü yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise; boşanma davasının reddi ile erkeğin boşanma davasının kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-karşı davalı erkek 21.05.2015 tarihli ıslah dilekçesinde "haysiyetsiz hayat sürme ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması" hukuki sebeplerine dayalı olarak boşanma talebinde bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından, her iki boşanma davası ve fer'ileri ile reddedilen ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece, evlilik birliğinin sarsılmasına yol açan olaylarda davalı-davacı kadının tamamen kusurlu olduğu kabul edilerek, kadının boşanma davasının reddine, erkeğin boşanma davasının kabulüyle boşanmaya karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden mahkemece kadına isnat edilen güven sarsıcı davranış eyleminin gerçekleşmediği anlaşılmaktadır...
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, davacının boşandığı eski eşine karşı ziynet eşyası alacağı, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak ve mal rejiminden kaynaklanan alacak davası ile birlikte talep ettiği alacak miktarı için ihtiyati haciz (İİK m. 257 vd.) talebinde bulunmuş, Mahkemece koşulları bulunmadığı gerekçesi ile ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesine bağlı alacaklar evlilik sona ermiş ise sona erme tarihinden, evlilik boşanma ile sona ermiş ise boşanma dava tarihi itibari ile muaccel hale gelir. Bu nedenle mal rejimine dayalı alacak talebinde bulunulduğu ve kanundaki diğer koşullarında mevcut olduğu takdirde, teminat durumu da mahkemece takdir edilerek ihtiyati haciz kararı verilmesi mümkündür. İhtiyati haciz talep edildiği tarihte alacağın varlığının kanıtlanması gerekmez ise de; sunulan delil ve belgelerle alacağın varlığının "yaklaşık ispat" ilkesi çerçevesinde muhtemel gözükmesi gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından boşanma davasının kabulü ve ziynet alacağının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının ziynet alacağına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2- Davacı kadın; hayata kast, pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış (TMK m. 162) hukuki sebeplerine dayalı olarak boşanma davası açmıştır. Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma isteği olmadığı gibi, usulüne uygun şekilde yapılmış bir ıslah da bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından kendi boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri, velayet ve ziynet alacağı davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece davalı-davacı kadının tam kusurlu olduğu belirtilerek kadının boşanma davasının reddine, erkeğin boşanma davasının kabulüyle tarafların boşanmalarına hükmedilmiştir....
in duruşmada “davalı ile boşanma ve ferilerinde anlaştık, buna göre davalıdan herhangi bir şekilde ziynet, eşya, maddi, manevi tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası talebim yoktur” şeklinde beyanda bulunduğu, mahkemece hükmün 3.bendinde “tarafların birbirlerinden tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat, ziynet ve eşya talepleri olmadığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına” ve 8. bendinde “5 maddeden ibaret bila tarihli protokolün aynen tasdikine ve kararın eki sayılmasına” karar verildiği belirlenmiştir....
Dava karşı eşin kusurlu davaranışları ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı TMK'nun 166/1- 2 maddesi uyarınca açılan boşanma ve ferileri ile ziynet eşyası alacak davasına ilişkindir. Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; tarafların 07/09/2005 tarihinde resmi olarak evlendikleri, bu evliliklerinden, 19/09/2006 d.lu Eylül Ebrar, 24/02/2011 d.lu Ecrin Sena isimli 2 müşterek çocuklarının olduğu, taraflarca karşı eşin kusurlu davranışları ile evlilik birliğinin temelden sarsılması nedenine dayalı TMK'nun 166/1- 2 maddesi uyarınca boşanma ferileri, ayrıca kadın tarafından ziynet eşyası alacak davasına ilişkin talepte bulunarak dava açıldığı anlaşılmıştır....