Davacılardan --- yapılan incelemede --- tarihli rayiç bilançoya göre ---borca batık durumunda olmadığı, şirketin borcunun----yükseldiği, --- genellikle -- davacı-- ürettiğ-- şirket olduğu, piyasa borcu olan ---- alınan sipariş avanslarından kaynaklandığı tespit edilmiştir. Her iki şirket yönünden yapılan incelemeler sonucu 31/10/2021 tarihili itibariyle şirketlerin borca batık durumunda olmadıkları, davacı şirketlerden ---- banka borçlarının hatta faaliyetlerini yürütebilmesi için gerekli olan finansın --- borçların mahkememiz tarafından --- ihtiyati tedbir niteliğinde verilen karar ile sağlandığı ve --- borca batık olmadığı tespit edilmiştir. Davacılardan ------ tarihli rayiç bilançoya göre --- ve borca batık durumda olmadığı tespit edilmiştir. İflas erteleme kararı verilmesi için her şeyden önce davacı şirketin borca batık durumunda olması gerekir. Her iki davacı şirketin de yapılan teknik inceleme ile borca batık durumunda olmadığı tespit edilmiştir....
Erteleme kararı bu süre içinde verebilmek için , davacı şirketin borca batık olması gerekmektedir. Ancak bilirkişi kurulu tarafından ibraz olunan raporda rayiç değerler dikkate alınmak suretiyle borca batıklığının ---- olduğu belirtilmiştir. Borca batık olmayan bir şirketin bu sürelerden istifade etmesi artık mümkün değildir. Bu itibarla davacı şirketin ----- itibariyle borca batık olmadığı belirlendiğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır....
Borca batıklığın tespitinde sadece davacının kayıtlarına değil, varlıklarının rayiç değerlerine de özellikle bakılmalı, bu noktada, konusunda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulmalıdır. Dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak, borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir. 19.03.2013 tarihli bilirkişi raporunda, davacı şirketin 31.12.2012 tarihi itibariyle borçlarının aktiflerini 187.646,28 TL'yi aştığı ve borca batık durumda olduğu tespit edilmiştir....
ancak sunulan iyileştirme projesi kapsamında alınacak ve uygulanacak önlemlerle borca batıklıktan kurtulabileceğini ileri sürerek ihtiyati tedbir ile müvekkili şirketin borca batıklığının tespiti ile iflasının bir yıl süre ile ertelenmesine karar verilmesini istemiştir....
Davacı vekili, müvekkilinin babası ...’ın 25.01.2014 tarihinde öldüğünü, terekesinin borca batık olduğunu beyan ederek mirasın hükmen reddini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. TMK'nın 605/2. maddesine dayanan mirasın reddi istemi süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir....
İflâsın ertelenmesinin uzatılması hâlinde mahkemece bu şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı tespit edilmeli, borca batık durumda ise bu kez iflâsın ertelenmesinin uzatılmasının mümkün olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Bunun için bilirkişi incelemesi yaptırılarak bir sonuca gidilmelidir. Zira iflâsın ertelenmesi sırasında uygulanan iyileştirme tedbirlerinin devam ettirilmesinin şirketin malî durumunu düzeltmeye elverişli olup olmadığının belirlenmesi özel bir bilgiyi gerektirdiğinden, bu konuda bilirkişinin görüşüne başvurulması icap etmektedir. Bilirkişi kök raporunda; şirketin özvarlığındaki menfi durumun arttığı, iflas ertelemenin bir yıl daha uzatılmasının fayda getirmeyeceği, bir yıl önce 836.171. TL olan borca batıklığın daha da artarak 934.017. TL’ye ulaştığı belirtilmiştir. İtiraz üzerine aynı heyet tarafından verilen ek raporda ise davacının sunduğu bilanço ve kayyımın yeni raporu da gözetilerek, borca batıklığın 68.939....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 29/11/2013 NUMARASI : 2012/672-2013/785 Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27/12/2012 gününde verilen dilekçe ile terekenin borca batık olduğunun tespiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29/11/2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Düzce SGK Başkanlığı-G... Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti isteğine ilişkindir Davacı vekili, davacıların murisin terekesinin borca batık olduğunu Düzce SGK ve G... Vergi Dairesi'nde yapmış oldukları sözlü başvurular sonucunda öğrenmiş olduklarını bu nedenle muris A... K...'in terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca TMK'nun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur....
İflasın ertelenmesi, borca batık durumda olan bir sermaye şirketinin malî durumunun ıslahının mümkün olması hâlinde o şirketin iflâsının önlenmesini sağlayan bir kurumdur. Böyle bir talep üzerine mahkemece, bu şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmeli, borca batık durumda ise bu kez ıslahının mümkün olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Bunun için borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço ile malî durumun iyileştirilebilmesi amacıyla şirket tarafından bildirilen proje üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmelidir....
Borca batıklığın tesbiti için TTK'nun 324/ 2. maddesi uyarınca aktiflerin satış değerinin dikkate alınması gerekir. Mahkemece, borca batıklığın belirlenmesi için bilirkişi raporu alınmış ise de, bilirkişi heyeti bilançodaki kaydi değerleri esas alarak borca batıklığı saptamıştır. Hükme esas alınan 22.12.2009 tarihli bilirkişi raporu Yargıtay denetimine elverişli değildir. Mahkemece borca batıklığın belirlenmesi için bilirkişi heyetine bir inşaat ve bir makine mühendisi de dahil edilerek, bina, taşıt, demirbaş tesislerin rayiç değerlerinin belirlenmesi için yeni bir rapor alınmalı, önceki raporda açıklanmayan şüpheli kabul edilen (şirketin almış olduğu bir kısım sipariş kalemleri ve buna göre düzenlenen avans karşılığı çeklerin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı) konuları açıklattırılmalı ve varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan yönler gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır....