Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı borçlu süresinde verdiği borca itiraz dilekçesinde, söz konusu taşınmazın kendisine ait olduğunu, tefeci olan davacıya güvenle verdiği tapunun kendisine iade edilmediğini, davacı hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu ve tapu iptali davası açtığını davacının boş olarak kira kontratını imzalattığını bu sözleşme ile takip yaptığını kira ilişkisinin ve kira borcunun söz konusu olmadığını belirterek borca itiraz etmiştir. Mahkemece takip dayanağı kira sözleşmesinin gerçekte mevcut ve geçerli olup olmadığının yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İİK. 269/2. maddesi hükmüne göre ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini 62. Madde hükümleri dâhilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. Borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmez ise akdi kabul etmiş sayılır....

    Bu bağlamda senette tahrifat iddiası senet metninden anlaşılan itiraz sebepleri arasında olmakla beş günlük itiraz süresi içinde ileri sürülmese bile, süresinde yapılan bir itirazın incelenmesi sırasında da ileri sürülmesi mümkündür.Somut olayda borçlu itiraz dilekçesinde veya yargılama aşamasında senette tahrifat yapıldığını ileri sürmediği gibi, 17.07.2014 tarihli dilekçesinde de senet bedelinin 235.000,00 TL olduğunu kabul etmiştir.O halde mahkemece, borca itirazın da tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kısmen kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Davalı borçlu şirket vekili 26.08.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, müvekkili firmanın alacaklıya borcu bulunmadığını bildirerek borca, faize ve tüm ferilerine itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece, davacı tarafça davalı kiracı ve kefil aleyhine kira borcundan dolayı takip yapıldığı, borçlulardan ...’ün itirazları nedeniyle takibin durduğu, davanın süresinde açıldığı, davacı her ne kadar icra takibi yapmış ve dava açmış ise de kiracı şirkete ödeme emrinin tebliğ edilemediği, borca itiraz etmediği, bu durumda itirazın kaldırılması ve tahliye davalarının şartlarının olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir....

        - K A R A R - Sunarlar Ltd.Şti.vekili, müvekkili şirketin borca batık durumda olduğunu, ancak mali durumunun iyileştirmesinin mümkün bulunduğunu ileri sürerek iflasın ertelenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece erteleme talebinde bulunan şirketin borca batık durumda olmadığı, borca batık olsa bile iyileştirme projesinin yetersiz olduğu gerekçesiyle takibin reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı limited şirket iflasın ertelenmesi talebinde bulunmuş, mahkemece şirketin borca batık durumda olmadığı gerekçesiyle talep reddedilmiştir. Erteleme talebinde bulunan şirket 897.512.17.-YTL. ticari alacak ve stoktaki mallar yönünden bilirkişi raporuna itiraz etmiştir. Borca batıklığın tespitinde aktiflerin rayiç değerinin dikkate alınması gerekir (TTK.nun 324. md.)....

          Borçlu, senedin cebir ve tehdit yoluyla elde edildiğine ilişkin itirazının incelenmesi, kambiyo senetlerinde borca itiraz İİK'nun 169/a maddesinde özel olarak düzenlendiğinden borçlu; borcun bulunmadığını veya itfa yahut imhal edildiğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlamalıdır. İcra mahkemesinde, borca itiraz yöününden, ticari defter kayıtları incelenerek sonuca gidilemez. Somut olayda borca itiraz eden borçlu, itirazını İİK'nun 169/a maddesinde öngörülen bir belgeyle kanıtlayamamıştır. HMK.'nın 355. maddesi hükmüne göre istinaf incelemesinin ancak istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılabileceği, ancak kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde bu hususun resen gözetilebileceği, HMK.'...

          Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin beyanına göre borçluların bonoyu bizzat müvekkilin huzurunda imzaladıklarını, borçlunun kötü niyetli olarak borca itiraz ettiğini, nitekim bono tanzim edildiğinde oğlu T2 da yanında olduğunu, bu kişinin borca itiraz etmediğini, borçlunun amacının tedbir kararı alıp icra işlemlerini durdurarak alacaklarını almalarını engellemek olduğunu, davacı tarafın itiraz dilekçesinde borcun esasına dair bir itirazda bulunmadığını, bu haliyle alacaklarının varlığını kabul ettiğini, bononun kambiyo vasfında olmadığı iddiasının yerinde olmadığını, itiraz dilekçesi ekinde imzanın borçluya ait olmadığını gösterir hiç bir evrak ibraz edilmediğinden mahkemece bu hususu tespit edilebileceği bir veri olmaması sebebiyle tedbir talebinin reddi ile takibin devamına karar verilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine, takip konusu alacağın %20' sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, takibin durdurulması durumunda alacağın %10'u...

          Davalılar cevap dilekçelerinde; 06.04.2011 tarihinde muacelliyet ihtarnamesinin kendilerine tebliğ edildiğini ancak takibe konu sözleşmelerin bir örneğinin kendilerine tebliğ edilmediğini, Çubuk İcra müdürlüğünün 2010/1208 esas sayılı dosyasında takibe konu borca ve ferilerine miktarın belirli olmaması nedeniyle itiraz ettiklerini, murislerinin terekesinin borca batık olduğunu, TMK'nun 605/2 maddesi uyarınca hükmi red defini ileri sürdüklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Mahkemece toplanan delillere göre; davalıların Çubuk İcra Müdürlüğünün 2010/1208 esas nolu dosyasında 37.500,00 TL ve fer'ilerine itiraz ettiklerini açıkça bildirdikleri ve takibin kefalete dayanması nedeniyle borcun tümüne itiraz ettiklerinin mahkemece kabul edildiği, davacı tarafından davalılar hakkında murislerinin kefillikten kaynaklanan borcu nedeniyle Çubuk İcra Müdürlüğü'nün 2010/1208 esas nolu dosyasında 39.465,58 TL üzerinden takip başlatıldığı, davalıların murisi ...'...

            DAVA KONUSU : İmzaya, Borca ve Yetkiye İtiraz KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, vekil edeni aleyhine İzmir 4. İcra Müdürlüğünün 2019/15028 E. sayılı dosyasında başlatılan takipte imzaya, borca ve yetkiye itiraz ederek takibin iptali ile davalılar aleyhine %20 tazminat ile %10 para cezasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İzmir 6....

            İcra mahkemesi imzaya itirazın kabulüne karar verirse, artık borca itirazın (misalde takas itirazının) incelenmesine gerek kalmaz.”(Prof. Dr. Baki Kuru, İcra İflas Hukuku El Kitabı- ikinci baskı, syf 807) Somut davada da davacı borca itiraz etmiş ise de imzaya itiraz yönünden kabul kararı verildiğinden açıklandığı üzere ayrıca borca itiraz yönünden bir inceleme yapılmamıştır. Davacının imzaya itirazının kabulüne; İİK m.170/3 gereğince, Harran İcra Dairesi'nin 2020/183 Esas sayılı takip dosyasında davacı-borçlu yönünden takibin durdurulmasına, karar verildiği görülmüştür....

            İcra Hukuk Mahkemesi’nin 02.11.2016 tarih, 2016/543 E. - 716 K. sayılı kararı ile borca itirazın reddedildiği, karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 27.12.2016 tarih ve 2016/240 E.-248 K. sayılı kararı ile HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görülmüştür. Borçluların icra mahkemesine başvurusu İİK'nun 169. maddesi uyarınca, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK'nun 169/a maddesi gereğince incelenmesi gerekmektedir. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir. HGK'nun 14.3.2001 tarih, 2001/12-233 ve 20.6.2001 tarih, 2001/12-496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere, dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır....

              UYAP Entegrasyonu