İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/07/2020 NUMARASI : 2020/136 ESAS - 2020/749 KARAR DAVA KONUSU : Yetki, İmzaya ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davalı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine İstanbul 14.İcra Müdürlüğü'nün 2019/19513 esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığını, ancak takibin yetkisiz icra müdürlüğünde başlatıldığını, yetkili icra müdürlüğünün Gazipaşa/Antalya İcra Müdürlüğü olduğunu, takibe konu senetteki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, müvekkilinin davalıya borcu bulunmadığını, ayrıca takibe konu senedin kambiyo senedi vasfında olmadığını beyanla öncelikle yetkiye...
Somut olayda, borçlu, icra mahkemesine verdiği itiraz dilekçesinde imzaya ve borca itiraz ettikten sonra imzaya itirazından vazgeçerek borç miktarının 12.000,00 TL olduğunu ve ödendiğini ileri sürmek sureti ile borcu kısmen kabul ettiğine göre, İİK'nun 170/a-son maddesi hükmü uyarınca, aynı maddenin ikinci fıkrasının uygulanma imkanı yoktur. Bu nedenle mahkemece, borçlunun ödeme iddiası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde "Davacıların imzaya itiraz ve borca itiraz davasının ayrı ayrı REDDİNE, Yasal şartları oluşmadığından davacılar aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına" karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili tarafından; dava dilekçesindeki nedenler tekrar edilerek istinaf yasa yoluna başvurulduğu görülmüştür. Davalı vekili tarafından; cevap dilekçesinin tekrarı ile mahkemece davacıların imzaya itiraz için açtıkları davanın esastan reddine karar verildiği, buna rağmen davacılar aleyhine para cezası ve inkar tazminatına hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile istinaf yasa yoluna başvurulduğu görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; İİK'nun 169 ve 170 maddeleri uyarınca kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte imzaya ve borca itiraza ilişkindir....
İcra Müdürlüğünün 2019/9648 sayılı takip dosyası ile müvekkili aleyhine başlatılan takipte takibe dayanak ödeme emrini 02/09/2019 tarihinde tebliğ aldıklarını, müvekkili firmanın merkezinin Hatay ili olduğunu, yetkili icra müdürlüğünün Hatay İcra Müdürlüğü olduğunu, takibe konu çeklerdeki imzanın müvekkili firmaya ait olmadığını, alacaklı görünen şirkete borçları bulunmadığını, yetkiye, imzaya ve borca itiraz ettiklerini beyan ederek, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2018/14876 sayılı takip dosyasından yapılan ödeme emrinin müvekkiline tebliğ edildiğini, ilgili çekte bulunan imzanın müvekkiline ait olmakla birlikte takibe konu çekin de aralarında bulunduğu 5 adet çekin kargo firması yedinde olduğu dönemde hırsızlığa konu olduğundan takibe, yetkiye, borca, imzaya, ciranta imzalarına, ciro silsilesine, davalının hamil sıfatına ve tüm ferilerine itiraz ederek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı şirket vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; davacının davasının borca itiraz niteliğinde olduğunu, İİK'nın 16/A gereğince davacı borçlu, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat etmesi gerektiğini, davacı dava dilekçesi ekindeki davasını ispatlayabilecek bir belge sunmadığından davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece yapılan değerlendirmeler sonucunda;" İstanbul Anadolu 9....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı arasındaki ticari ilişkinin Temmuz 2017 tarihinde başladığını, müvekkili şirketin davacı borçluya mal sattığını, faturalara karşılık olarak müvekkili şirkete ortalama 220 gün vadeli sıralı senetler verildiğini, dava dışı Turgay Uçal'ın söz konusu senetlere aval olarak imza attığını, Turgay Uçal'ın T1 abisi olduğunu, ödenmeyen senetlere ilişkin takip başlattıklarını, borçlunun senetteki imzaya ve borca haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini beyanla borçlu tarafından yapılan borca ve imzaya itirazın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı, muteriz borçlunun yasal süresi içinde imzaya, yetkiye ve borca itiraz etmesinden sonra, alacaklı vekilinin icra takibinden feragat etmesi üzerine icra müdürlüğünce dosyanın işlemden kaldırıldığı, mahkemece davanın konusunun kalmadığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmektedir....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; icra dosyasında davacıya ödeme emri tebliğ edilmediği, davacının takibi haricen öğrenerek yetkiye imzaya ve borca itiraz ettiği, dava sırasında davalı vekilinin vermiş olduğu cevap dilekçesi ile davanın reddini talep etmesi nedeniyle takibi sürdürme iradesinin bulunduğu, buna göre davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu anlaşılmıştır. Mahkemece davacı tarafın yetki itirazı bulunmasına rağmen bu hususta herhangi bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmakla, istinafa gelenin niteliğine göre bu hususta aleyhe bozma yapılamayacağından bu konu eleştiri yapılmakla yetinilmiştir....
Dava İİK'nun 170. maddesi uyarınca açılmış imzaya itiraz ve İİK'nun 169/a. maddesi uyarınca açılmış borca itiraz davasıdır. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, İİK'nun 168/-5 maddesine göre imzaya ve borca itirazın ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra mahkemesine bildirilmesi gerektiğine, borçlu muris Yunus Babacan'a ödeme emri 16/01/2020 tarihinde tebliğ edilmiş olup, süresinde herhangi bir itirazda bulunulmamış olmasına, kesinleşen takip sırasında ölen borçlunun mirasçılarının yeniden imzaya ve borca itiraz haklarının bulunmamasına ve ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; İzmir 8....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre , alacaklı tarafından davacı aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlu tarafından, yasal süresi içinde imzaya ve borca itirazda bulunulduğu ,ilk derece mahkemesi tarafından dava tarihinden önce takipten feragat edildiği ,davacının hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, ,davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. İmzaya itiraz veya borca itiraz devam eden takibe yönelik ileri sürülen itiraz olup alacağa yönelik dava niteliğinde değildir. İmzaya itirazın veya borca itirazın kabulüne karar verilmesi halinde takibin durdurulması ve kararın kesinleşmesi ile de takibin iptali sonucunu doğurur....