Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde davalı yanın yetki itirazı yerinde görülmemiş dosya ve davacı şirketin yevmiye defteri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde davanın kabulüne, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, asıl alacağın %40’ı oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir. Davalı aleyhindeki icra takibinde hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. Açılan itirazın iptali davasında ise mahkemenin de yetkisiz olduğunu savunmuştur. Mahkemece davalının yetki itirazı reddedilerek işin esasına girilmiştir. Davacı vekili, BK.nun 73.maddesi uyarınca ... Mahkemelerinin yetkili olduğunu duruşma sırasındaki beyanlarında belirtmiş ise de, somut olayda davalı akdi ilişkiyi inkar etmiş olduğundan BK.nun 73.maddesinin uygulama yeri bulunmamaktadır....

    Yol Mevkii Aynalı İş Hanı Kat.4 No. 8 Bingöl" olduğu, bu sebeple yanlış adrese gönderilen ödeme emriyle kesinleştirilen icra takibinin usul ve yasaya aykırı olduğu, davacının usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 24/07/2019 tarihi olarak düzeltilmesine, yetki itirazı yönünden ise borçlunun adresinin Bingöl'de olduğu, davacının yetki itirazı ve seçme hakkı göz önünde bulundurularak HMK'nın 9. maddesi uyarınca davacının adresi ve İİK'nın 50.maddesi yollaması ile HMK'nın 6 ve 10.maddeleri uyarınca, takipte Bingöl İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu gerekçesiyle, davacının diğer itirazları incelenmeksizin, yetki itirazının kabulü ile İstanbul İcra Dairelerinin yetkisizliğine, kararın kesinleşmesi ve talep halinde, takip dosyasının yetkili Bingöl İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar vermiştir....

    İcra Dairesi olduğunun belirtildiği, takip dayanağı çeklerin keşide yeri, muhatap bankanın bulunduğu yer ve itiraz eden borçlunun adresi itibariyle ... İcra Dairesi'nin yetkili olmadığı ve yetki itirazında da yetkili icra dairesinin usulüne uygun olarak bildirilmediği, dolayısıyla bu durumda yetki itirazının geçersiz olduğu anlaşılmaktadır.O halde mahkemece, yetki itirazının reddine karar verilip, borçlu tarafından ileri sürülen borca itiraz nedenlerinin incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Başvuru; kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde yetki itirazına ve borca itiraza ilişkindir. HMK'nın 19/2. maddesi uyarınca borçlu yetki itirazında seçtiği icra dairesini bildirmelidir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. Somut olayda; borçlu mahkemeye sunduğu itiraz dilekçesinde yetki itirazında bulunmuş ise de, yetkili icra dairesini açıkça belirtmediğinden usulüne uygun bir yetki itirazından bahsedilemez. İİK'nın 169/a-1 maddesi gereğince borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Öte yandan, sunulan belgenin takip konusu borç için verildiğinin kabul edilebilmesi için belgede takip dayanağına açıkça atıf yapılması zorunludur....

      Gerek mahkeme gerek tetkik mercii takibe yapılan itiraz nedenleri hakkındaki incelemesinde, bu nedenler içinde varsa yetki itirazını HUMK 190 ve 225. madde hükümleri uyarınca öncelikle incelemek ve karar vermek zorundadır. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, itirazın iptali davasında mahkeme icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı tetkik merciinin yerine geçerek çözümleyecektir. Bu nedenle, mahkemenin İcra ve İflas Kanunu’nun 50/2 maddesi hükmü doğrultusunda tetkik merci gibi önce icra dairesinin yetkisine karşı itirazı inceleyip kesin olarak sonuçlandırması gerekir. Her ne kadar Mahkemece öncelikle icra dairesinin yetki itirazının karara bağlanması isabetli ise de; sözkonusu dava ve takip için yasada özel yetki kuralı öngörülmediğinden yetkili icra dairesi ve mahkeme, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 9 ve sonraki maddelerine göre belirlenir. Anılan yasanın 21.maddesi uyarınca haksız fiilin vuku bulduğu ........

        Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır" hükmü yer almakta olup, bu hükme göre, borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun, hangi kısma itiraz ettiğini ve miktarını açıkça belirtmesi gerekmektedir. Borçlunun "Alacaklının icra takibine konu ettiği ve dosyaya ibraz ettiği faturaya ait toplam borcumun miktarı bu kadar değildir. Bu borca itiraz ediyorum." şeklinde yaptığı itirazında borçlu, itiraz ettiği kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermemiştir. Bu durumda borçlunun itirazı geçerli değildir. İcra müdürlüğünce geçersiz olan itirazın kabulüne dair verilen 07/11/2018 tarihli karar usul ve yasaya aykırı olduğundan mahkemece şikayetin kabulü ile 07/11/2018 tarihli müdürlük kararının kaldırılmasına karar vermesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır....

        . - K A R A R - Dava, lastik bedellerinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yetki ve esas yönünden yapılmış bulunan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, yetkili icra dairesinde takip yapılmadığı gerekçesiyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davalı borçlu, icra dairesine yaptığı yetki itirazında yetkili icra dairesinin ... İcra Dairesi olduğunu belirtmiştir. Mahkemece, ... İcra Dairesi’nin yetkili olmadığı kabul edildiğine göre, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın reddi ile mahkemenin yetkisine yönelik itiraz incelenerek, yetki itirazı yerinde görüldüğü takdirde dava dilekçesinin mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddine, yetki itirazı yerinde görülmediği takdirde borca itiraza yönelik taraf delilleri toplanıp, uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir....

          Somut olayda, borçlu vekilinin 08.03.2013 tarihli oturuma gelmediğinden ve davalı vekilinin de duruşmayı takip etmeyeceğini beyan ettiğinden bahisle dosyanın yetki itirazı bakımından da işlemden kaldırılmasına karar verilmesi doğru değildir. O halde, mahkemece, borçlunun yetki itirazı incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/12/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Şti. yönünden yetki itirazının süresinde olmadığından reddine, bu davacı yönünden borca itirazın reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, icra dosyası her iki borçlu yönünden bir bütün olup, borçlular yönünden icra dosyasının tefrikine karar verilemeyeceğini, aksi bir durumun aynı icra takibinden farklı iki icra takibinin doğması anlamına geleceğini ve hukuken korunmayacağını, bu durumun yasaya ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını ve davacı borçlu şahıs yönünden yetki itirazının reddini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 169/a maddesi uyarınca kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte yetki itirazına ilişkindir. Somut olayda, ödeme emri davacı borçlu şirkete 27/02/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, diğer davacı borçluya ise ödeme emri tebliğ edilmeden, her iki borçlu tarafından yetkiye itiraz edilmiştir....

            Mahkemece, davacının 08.10.2009 tarihli dilekçesi ile yetki itirazında bulunduğu, icra takibinde yalnız borca itiraz edilmesinin mahkemede yetki itirazında bulunulmayacağı anlamına gelmediği, davalının ikametgahının Kayseri'de bulunduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın Kayseri Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Yetki itirazı HUMK.' nun 187. maddesinde düzenlenen ilk itirazlardan olup, 10 günlük cevap süresi içinde ileri sürülmelidir. Basit yargılama usulüne tabi davalarda ilk duruşma gününde davanın esasına girilmeden yetki itirazında bulunmak mümkündür....

              UYAP Entegrasyonu