WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sayın çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık, borca itirazın süresinde ve usulüne uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. İİK 8.maddesi Tutanaklar başlığı ile düzenlenmiş, icra tutanaklarının nasıl düzenleneceğini hüküm altına almıştır. Aynı Yasanın 62. maddesi ise “İtiraz, süresi ve şekli” başlığı ile düzenlenerek borca itirazın nasıl ve hangi sürede yapılacağını belirtmiştir. Ayrıca bu maddenin son fıkrası ile “Borçluya, itiraz eylediğine dair bedava ve pulsuz bir belge verilir.” diyerek itiraz halinde belge verilmesini hüküm altına almıştır. Borçlu Belediye, borca itiraza ilişkin dilekçeyi ibraz ettiğinde buna ilişkin zimmet defterine, evrakın teslim alındığına ilişkin icra memuru imzasını almıştır. Bu imzanın icra memuruna ait olduğu hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Bu zimmet defterinin ilgili sütununda evrakın sayısı ve tarihi bulunmakta, bu tarih ve sayı da icra dosyasında bulunan itiraz dilekçesindeki tarih ve sayı ile örtüşmektedir....

    Bir kısım alacaklılar iflası istenen şirketin borca batık durumda olmadığını ileri sürerek bilirkişi raporuna itiraz etmişlerdir. Bu durumda mahkemece itiraz üzerine bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 1.6.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi. Aslı gibidir....

      yaptığını ileri sürdüğü ve mahkemece, 12.240 TL asıl alacak ve ferileri yönüden itirazın kabulüne ve takibiin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır....

        DELİLLER: Afyonkarahisar İcra Müdürlüğünün 2020/7001 Esas sayılı dosyası, İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Davacının borca itirazının İİK'nun 169/a maddesinde sayılan belgelerden birisi ile ispat edemediğinden, davanın reddine karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından, dava dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte takip borçlusunun açtığı borca itiraz davasına ilişkindir....

        Asliye Ticaret Mahkemesinin 03.03.2021 Tarih 2021/40 Değ.İş. sayılı kararı ile ihtiyati haczin kaldırılmasına mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, 31.08.2021 tarihinde açılan dava ile borca gecikmiş itiraz talep edilmiş ayrıca hacizlerin ve tüm işlemlerin kaldırılması istenmiş, mahkemece şikayetin reddine karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 65. maddesinde; "Borçlu, kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu, maninin kalktığı günden itibaren 3 gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye ve müteakip fıkra için yapılacak duruşmaya taalluk eden harç ve masrafları ödemeye mecburdur. İtiraz üzerine, icra mahkemesi ancak gecikme sebebinin mahiyetine ve hadisenin özelliklerine göre takibin talikini tensip edebilir. İcra mahkemesi tetkikatını evrak üzerinde yapar....

        Bu nedenle şirket borçlarının muvazaalı olarak aktiften fazla olması sonucunu doğuracak kötüniyetli davranışların önüne geçmek ve anonim şirketin borca batık durumda olup olmadığını, iyileştirme projesinin yeterli bulunup bulunmadığını, alacaklılara kanıtlama olanağı vermek amacıyla iflasın ertelenmesi talebinin İİK.nun 166/2.maddesinde öngörülen usulle ilan edilmesi, ilan üzerine borca batıklık durumu ve iyileştirme projesine itiraz eden alacaklıların sunduğu deliller de değerlendirilip erteleme koşullarının mevcut olup olmadığı araştırılarak varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Mahkemece yerel gazetede ilan yapılmaması ve ilan tarihinden sonra alacaklılara itiraz imkanı tanınmadan ertesi gün karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Tüm dosya kapsamı gözetildiğinde borçlu tarafça yetki ve borca itiraz edilmesi durumunda öncelikle yetki itirazının incelenmesi gerektiği, yetki itirazının kabul edilmesi durumunda süre içerisinde talep edilmesi durumunda dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderileceği, yetkili icra müdürlüğünce çıkartılacak ödeme emrine karşı borçluların borca ve sair yönlere itiraz haklarının mevcut olduğu, ilk derece mahkemesince yetki itirazının kabulü halinde borca itirazın incelenmesinin mümkün olmadığı, borca itirazın dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesinden sonra yetkili icra mahkemesine yapılan itiraz üzerine incelenebileceği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince verilen karar bu gerekçelerle usul ve yasaya uygun olduğundan davacıların istinaf talebinin HMK 353/1/b/1 maddesi gereğince esastan reddine oybirliği ile karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- İstanbul 7....

          İcra Müdürlüğünün 2021/35902 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takip kapsamında ödeme emrinin müvekkiline 18/05/2022 tarihinde tebliğ edildiğini, yasal süresi içerisinde 20/05/2022 tarihinde borca itiraz edildiğini, borca itiraz dilekçesi hazırlanmasına rağmen sehven icra müdürlüğüne müvekkiline ait başka bir dilekçe gönderildiğini, Uyap ekranındaki açıklama kısmına vekalet ibrazı ve borca itiraz talebi şeklinde şerh düşüldüğünü, bu ibareden de maksadın borca itiraz edilmesi olduğunun anlaşıldığını, bir başka dosyadaki işlem nedeniyle 13/06/2022 tarihinde borca itiraz dilekçesi dikkate alınmadığı gibi vekillik kaydının da yapılmadığının öğrenildiğini, aynı tarihte durumun düzeltilmesi talepli ekinde Uyap sisteminde ilk dilekçenin açıklama kısmını gösterir ekran görüntüsü bulunan dilekçe sunulduğunu, icra müdürlüğünün bu talebi reddettiğini, icra müdürlüğünce yasal süresi içerisinde vekillik kaydı yapılarak borca itirazın reddi yönünde bir karar verilmiş olsaydı bu durum fark edilerek...

          Mahkemece; davalı aleyhine İstanbul 37.İcra Müdürlüğü'nün 2017/9113 Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından 04.04.2017 tarihli dilekçe ile icra takibine, İcra Müdürlüğünün yetkisine, borca, faize ve ferilerine ilişkin itiraz dilekçesi sunulduğu, her ne kadar dosya içerisinde takibe itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edildiğine dair icra dosyası içerisinde belge bulunmasa da davacı alacaklı tarafından icra takip dosyasına 07.07.2017 tarihli talep dilekçesi sulunmuş ve dilekçede; borçlu tarafından 04.04.2017 tarihli borca ve yetkiye itiraz dilekçesi sunulduğu, bu doğrultuda dosyanın yetkili İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesi talebinde bulunulduğu, dolayısıyla davacı alacaklı tarafından en geç 07.07.2017 tarihinde borca itiraz dilekçesinden haberdar olduğunun kabulü gerekeceği, itirazın iptali davasının, bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığından usulden reddine karar verilmiştir....

          -K A R A R- Davacı vekili, davalının müvekkili kooperatife aidat borcu ve faizi olmak üzere toplam 9.897,50 TL. borcu olduğunu, borcun 3250 TL'sini ödediğini, 6.647,50 TL. kaldığını, defalarca istemesine rağmen ödenmediğini ileri sürerek, 6.647,50 TL'nin 01.03.2006 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının daha önce müvekkili hakkında 3.250,00 TL. asıl alacak ve %10 işlemiş faiz miktarı 3.682,00 TL. olmak üzere toplam 6.932,00 TL. alacak için takip başlattığını, işlemiş ve aylık %10 işleyecek faiz talebine itiraz ettiklerini ancak bakiyesi ve takip masrafları ile birlikte 3.677,00 TL'sini 29.03.2006 tarihinde dosyaya ödediklerini, davacının bu parayı itirazi kayıt ileri sürmeden aldığını, aidat borcunun tamamı bu şekilde ödendiğinden aidat borcu kalmadığını, davacının talebi faize ilişkin ise müvekkilinin temmerrüde düşürülmediğini, bu nedenle faiz talep hakkı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

            UYAP Entegrasyonu