Süre aşımı bakımından borçluların temyiz dilekçesinin (REDDİNE), 2)Alacaklının temyiz itirazlarına gelince; Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçluların icra mahkemesine başvurularında, takipten önce mirası reddettiklerini belirterek takibin iptalini talep ettikleri, mahkemece, mirasın reddedilmiş olması nedeni ile takibin iptaline karar verildiği görülmektedir. Borçluların icra mahkemesine başvurusu borca itiraz niteliğindedir. Borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir....
Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz edildiği ve bu itirazın olumlu veya olumsuz sonuçlandırılmadığı hallerde geçerli bir takibin bulunamayacağı açıktır. O halde bu husus İİK.nun 67.maddesi uyarınca bir dava şartıdır ve dava şartları da mahkemece resen gözetilmek zorundadır. Somut olayda davalı hem icra dairesinin yetkisine, hem de borca itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemece İİK.nun 50.maddesi uyarınca öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu yönün gözetilmemesi isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.09.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi. Aslı gibidir. Karşılaştırıldı. ......
İcra Müdürlüğünün 2017/9113 Esas sayılı takip dosyası ile ödeme emri gönderildiği, davalı borçlu tarafından borca itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu beyanla, haksız ve yersiz itirazının iptali ile takibin devamına, davalı borçlunun icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde ; itirazın iptali davasının, 1 yıllık zamanaşımı süresinde açılmaması nedeni ile reddinin gerektiği, dava konusu tutanak ile ilgili tahakkuk edilen kaçak elektrik ve kaçak ek tahakkuk ile ilgili, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2016/939 Esas sayılı dosya ile açtıkları menfi tespit dava dosyasının yetkisizlikle İstanbul 7....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, kooperatif üyesi olan davalının aidat borçlarını ödememesi üzerine Antalya 4.İcra Müdürlüğünün 2008/7170 sayılı dosyası ile hakkında başlatılan takibe kendisinin Isparta Keçiborlu'da oturduğundan bahisle icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, davalının yetki itirazının reddine, borca haksız ve dayanıksız olarak itiraz ettiğinden iptali ile takibin devamına borçlunun %40 tan aşağı olmamak üzere tazminat ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
İcra Müdürlüğü'nde yapılmış ve tebliğ edilen ödeme emri üzerine davalı-borçlu, süresi içinde icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiş olup, İcra Müdürlüğü'nce, "özellikle takibin yetki yönünden durdurulmasına, alacaklı vekilince talepte bulunulması halinde dosyanın yetkili İcra (...) Müdürlüğü'ne gönderilmesine" karar verilmiştir. Alacaklı-davacı vekili, yetki itirazını benimsememiş, yetkiye ve borca yapılan itirazın iptali için genel mahkeme olarak ... Asliye Hukuk Mahkemesi'ne dava yolunu tercih etmiş olup, İcra Müdürlüğü'nün anılan kararını önce şikayet yolu ile kaldırtması, bunu sağlayamazsa takibin ... İcra Müdürlüğü'nde devamını talep etmesi gibi bir zorunluluğu bulunmamaktadır. Aksi yöndeki temyiz ve karar düzeltme itirazları isabetsizdir. Dosya kapsamına göre davalının, üyeliğin devir alınması suretiyle üye olduğu anlaşılmakta olup, mahkemece, kooperatifin takip tarihi itibariyle merkezinin bulunduğu yerdeki ......
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Somut olayda mahkemece, kabul edilen ve itiraz edilen alacak miktarının tam olarak açıkça belirtilmemesi nedeniyle itirazın takibin tamamına itiraz olarak değerlendirilmesi gerektiğine karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra İflas Kanununun 62/4. maddesinde; "Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır" hükmü yer almakta olup, bu hükme göre borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun, hangi kısma itiraz ettiğini ve miktarını açıkça belirtmesi gerekmektedir. Davacı alacaklının genel haciz yolu ile yaptığı takipte davalı borçlunun; “..Müvekkil şirketin alacaklının iddialarında yer aldığı gibi bu miktar da borcu mevcut olmamakla birlikte bu borçtan ötürü gönderilen ödeme emrinde kaynaklanan borca kısmi itiraz ediyoruz....
İcra Müdürlüğü'nün 2017/10688 Esas sayılı dosyasıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takibin davalı borçlular vekilinin İcra Müdürlüğünün yetkisiyle birlikte borca ve fer'ilerine itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, ancak itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar davaya cevap vermedikleri gibi duruşmaya da katılmamışlardır. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, icra dosyası ve bilirkişi raporu ile tüm dosya değerlendirilerek davanın kabulüne dair verilen karar kanun yollarına başvurulmadan kesinleşmiştir....
Mahkemece toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; İİK'nın 62/4 maddesine göre borca kısmen itiraz edildiğinde itiraz edilen miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği, aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılacağı, somut olayda davalının takibe kısmen itiraz ettiği, ancak itiraz ettiği miktarı açıkça göstermediği, bu nedenle takibin davalı yönünden kesinleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı borçlu vekili itiraz dilekçesinde 14/06/2007 tarihli 387,04 TL bedelli fatura ile ilgili borcunu kabul etmiş, 6.436,90 TL bedelli 18/02/2008 tarihli fatura ile ilgili borca itiraz etmiştir. Bu durumda kısmi itiraz 6.436,90 TL'ye ilişkin olup usulüne uygun bulunduğundan mahkemece bu kısım yönünden işin esasına girilerek tarafların delilleri toplanıp birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Mahkemece, takibe ve davaya konu zamanaşımına uğramış çeklerin keşidecisi davalı olup, davacının yetkili hamil olduğu, davalının davacıya çek bedelleri miktarınca borcu bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının takibe vaki itirazının iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Dava, İİK.nun 67. maddesi gereğince itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı borçlu tarafından hem icra dairesinin yetkisine, hem de borca itiraz edilmiştir. Yetkili icra dairesinde ilamsız takip yapılması, itirazın iptali davasının koşullarından biridir. Bu durumda mahkemece, öncelikle İİK.nun 50. maddesi uyarınca icra dairesinin yetkisi incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yön üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir....
LTD.ŞTİ. tarafından da İstanbul 4.İcra Hukuk Mahkemesi hakimliğinde 2019/390 Esas numaralı dosya ile imzaya itiraz davası açıldığını ve çek ciro silsilesinin sahte olduğunun bildirildiğini, yine çekin çalındığına dair İstanbul 1.Asliye Ticaret Mahkemesi'nde 2019/36 E. sayılı dosya üzerinden açılan çek iptali davasında çek hakkında ödeme yasağına ve çekin zayii olması nedeniyle iptaline karar verildiğini, Geti İnşaat tarafından açılan imzaya itiraz davasının lehe sonuçlandığını, ancak taraflarınca açılan borca itiraz davasının, icra mahkemelerinde senede karşı borca itiraz sebeplerinin kısıtlı olması nedeniyle ve sahte ciro silsilesindeki sahte kaşe imzanın taraflarına değil lehfar Geti İnşaat'a ait olması nedeniyle reddedildiğini, ve takibin devamına karar verildiğini, dava konusu olayda hiçbir zaman lehtar Geti İnşaat tarafından çekin bir başkasına ciro edilmediğinden keşideci müvekkilinin lehdar gibi davranılarak sahte ciro silsilesi yaratılmasına karşı davalıya karşı bir borcunun bulunmadığının...