Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlunun bu haliyle icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, bu itirazın kabulü halinde aynı Kanunun 169/a-5. maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, başvurunun İİK'nun 170/a maddesi kapsamında şikayet olarak vasıflandırılarak takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....

    Bu durumda itiraz hakkında İİK'nun 169/a maddesinin uygulanması gerekmekte olup, anılan maddenin 5. fıkrasında "itirazın kabulü kararı ile takip durur" hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a -5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmekte ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İstanbul Anadolu 10....

      maliki ve sürücüsünden tahsili için davalı hakkında Babaeski Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/46 Değişik iş ile 28.07.2016 tarihinde ihtiyati haciz kararı alındığını, kararın Babaeski İcra Dairesinin 2016/814 esas sayılı dosyası ile takip edildiğini, borçlu-davalının süresinde ihtiyati hacze ve borca itiraz ettiğini, takibin durduğunu ve durdurma kararının 22.08.2016 tarihinde tebliğ edildiğini belirterek, itirazın iptaline ve takibin devamına fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

      İcra Müdürlüğüne Müvekkilimiz tarafından sunulan itiraz dilekçesi dosya kapsamında yer almakta olup dosya kapsamında yer alan itiraz dilekçemiz gözetilerek icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini " talep ettiği dilekçedeki beyanın yukarıda açıklanan anlamda yeni bir borca itiraz beyanı olmadığı açıktır. Bu sebeple ,yetkili icra dairesince yapılan ödeme emri tebliği üzerine ,davalı-borçlu /vekili tarafından usulüne uygun şekilde borca yönelik itiraz yapılmadığından,ilamsız takibin duruduğundan söz edilemez.O halde , geçerli bir borca itiraz bulunmadığından ,davacı tarafça itirazın iptaline ilişkin dava açılmasında ,hukuki yarar bulunmamaktadır.Mahkemece buna rağmen,davanın esasına girilerek verilen kararda usul ve hukuka uyarlık bulunmadığından, davalının istinaf talebinin kabulü ile karar HMK 353/1- b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak yeniden esas hakkında; "Davanın dava şartı yokluğundan HMK 114/h HMK 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine" karar verilmesi gerekmiştir....

      Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin alacağını tahsil amacıyla borçlular hakkında ilamsız icra takibi başlattığını, borçlulara ödeme emri tebliğ olmadan vekilleri tarafından haricen borca itiraz edildiğini, İİK'nun 62/1 maddesi ve yerleşik Yargıtay kararları gereğince borçlulara tebliğin yasal zorunluluk olduğunu ve icra müdürlüğüne yaptıkları 25/06/2021 tarihli talep üzerine icra müdürlüğünce talepleri kabul edilerek borçlulara ödeme emrinin tebliğ edildiğini, ancak kanuna aykırı olarak aynı anda borçlular vekiline de ödeme emrinin tebliğ edildiğini, borçlu vekili tarafından 25/06/2021 tarihinde borca itiraz edildiğini, borçlulara yasal olarak tebliğ edildiği tarihten sonra gerek borçlular gerekse vekillerinin itiraz etmediklerini, borçlular tarafından itiraz olmadığından takibin kesinleştirilmesi taleplerinin icra müdürlüğünce ödeme emrinin tebliğ edilmediği dönemde dosyada bulunan borca itiraz...

      Bu durumda, her nekadar borçlu itiraz dilekçesinde teminat senedi iddiasını ileri sürmemiş ve imza itirazı ile çelişecek bir itiraz da ileri sürülemez ise de; itiraz dilekçesinde süresi içinde borca da itiraz edilmiş olduğu ve teminat iddiasının da borca itiraz niteliğinde olup, alacaklının senedin teminaten verildiğine ilişkin kabulü karşısında HMK'nun 141/2. maddesi gereğince iddianın genişletilmesi söz konusu olmayıp, teminat iddiasının sürede olmadığından da bahsedilemez. O halde mahkemece, İİK'nun 169/a-5. maddesi gereğince teminat senedi iddiasının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir....

        mahkeme kararının kaldırılarak, davacı tarafından sunulan borca ve yetkiye itirazın haksız, hukuka aykırı ve kötü niyetli olması nedeni ile takibin iptali talebinin reddi ile takibin devamına, davacı tarafından haksız, hukuka aykırı ve kötü niyetli olarak müvekkilini zarara sokma ve icrai işlemleri engelleme kastı ile borca ve yetkiye itiraz edildiğinden davacının asıl alacağın %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına ve takip konusu alacağın %10'undan az olmamak üzere para cezasına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; müvekkili banka ile davalı arasında kredi sözleşmesinin yapıldığını ve bu sözleşmeye istinaden ödeme zamanları belirlendiğini, davalının bu süreler içerisinde ödemeleri yapmadığını, bu borca yönelik Beyşehir İcra Müdürlüğünün 2009/172 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, ancak davalı borçlunun borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu belirterek davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının %40'tan aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı; aşamalarda verdiği beyanlarıyla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

          belirterek, takibin iptaline karar verilmesini istemiştir....

          sayılı dosyalara yapmış olduğu haksız ve yersiz itirazın iptali ile takibin devamına, hükmolunacak meblağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine, karar verilmesini talep ve beyan etmiştir....

            UYAP Entegrasyonu