Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takipte itiraz ve şikayeti düzenleyen İİK'nun 172. maddesinde; “Ödeme emrine itiraz veya şikayet etmek isteyen borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde her türlü itiraz veya şikayetini sebepleri ile birlikte diğer tarafa tebliğ edilecek nüshadan bir fazla dilekçe ile icra dairesine bildirmeye mecburdur. Bu dilekçenin bir nüshası derhal alacaklıya tebliğ olunur” hükmüne yer verilmiş olup, anılan maddede itiraz ve şikayetin, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra dairesine bildirilmesi gerektiği açıklanmıştır (HGK 05/10/2012 tarih, 2012/12-310 E. 2012/653 K.). Somut olayda, kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takipte, borçlu icra mahkemesine başvurarak imzaya itirazda bulunmuş olup, anılan itirazların İİK'nun 172. maddesi gereğince takip yoluna göre icra dairesine yapılması gerekmektdir....

    Kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takipte itiraz ve şikayeti düzenleyen İİK.nun 172. maddesine göre, ödeme emrine itiraz veya şikayet etmek isteyen borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde her türlü itiraz veya şikayetini sebepleri ile birlikte icra dairesine bildirmeye mecburdur. Somut olayda, alacaklı tarafından iki adet çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takibe başlandığı, borçluya ödeme emrinin 12/05/2015 tarihinde tebliğ edildiği ve borçlunun 14/05/2015 tarihinde mahkemeye başvurarak itiraz ve şikayette bulunduğu görülmektedir. Borçlunun başvurusu kambiyo senetlerine mahsus iflas yolu ile takipte icra müdürlüğünün yetkisine itiraz, imzaya itiraz ve iflas erteleme davasında verilen tedbir nedeniyle takibin iptaline ilişkin şikayet olup, İİK.nun 172. maddesi gereğince icra müdürlüğüne yapılması zorunludur....

      Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Borçlu icra mahkemesine başvurarak, takibe konu senetlerin cebir ve tehditle tanzim edildiğini ve borçlu olmadığını, bu nedenle soruşturma başlatıldığını belirterek borca itiraz ettiği ve takibin iptalini istediği görülmüştür. Borçlunun itirazının incelenmesi İİK'nun 169 ve 169/a maddelerinde özel olarak düzenlendiğinden, HMK'nun 209. maddesi uygulanamaz. Öte yandan zor ve tehditle senet imzalatıldığı iddiası HMK 209 kapsamında bir sahtelik iddiası değildir. Buna göre borçlu , senedin cebir ve tehdit yoluyla elde edildiğini açık bir şekilde ifade etmiş olup borçlu tarafından yapılan bu itiraz, borca itiraz niteliğinde olması ve bu itirazın incelenmesi İİK'nun 169/a maddesinde özel olarak düzenlendiğinden borçlu; borcun bulunmadığını veya itfa yahut imhal edildiğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlamalıdır....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın şikayetinin süresi içerisinde açılmadığı bu nedenle davanın hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiği, yapılan icra takibinin 30.01.2018 tarihinde başlatıldığı ve kesinleştiği, davacı tarafça söz konusu takibe, borca itiraz davası yasal hak düşürücü süre geçtikten çok sonra ikame edildiği, davacı tarafın senedin teminat senedi olduğu yönündeki iddialarının da yerinde olmadığı, tüm bu sebeplerle davanın öncelikle hak düşürücü süre yönünden reddini olmadığı taktirde esastan reddini talep etmiştir. Mahkemece; borçluya örnek 10 ödeme emrinin 02/02/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından takibe konu senedin teminat senedi olduğu iddiasında bulunulmuş ise de teminat senedi iddiasının borca itiraz niteliğinde olduğu, borçlunun beş günlük yasal süreden sonra 22/06/2021 tarihinde icra mahkemesinde borca itiraz ettiği görülmektedir. O halde mahkemece borca itirazın süreden reddine karar verilmiştir....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; borçlunun kambiyo senedindeki imzasının inkarı olmadığını, senette herhangi bir tahrifat, karalama ve sürşarj da olmadığını, davacı borçlunun tüm bu iddialarını yazılı ispat yükünün kendisine ait olduğunu, icra mahkemesince incelenebilecek hususlar olmadığını, kambiyo senedinin müvekkili tarafından sonradan doldurulmadığını alacaklının bu şekliyle kambiyo senedini teslim aldığını, borca itiraz eden davacının dilekçesindeki beyanları ve kısmi borç ikrarlarında bulunmasının senet üzerinde yazan borç miktarınca borçlu olmadığına ispat olmadığını tam tersine taraflar arası8nda çok sayıda alacak borç ilişkilerinin gerçekleştiğinin ispatı olduğunu, davacının borçtan ibra olduğunu, borcun olmadığını, borcun itfa olduğunu içeren alacaklının imzası ile tevsik edildiğini, hiçbir belge sunmaksızın borca itiraz ettiğini, bu halde borca itirazın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, kambiyo senedinin teminat olarak verilmediğini,, davacı borçlunun müvekkil alacaklıda...

      Taraflar arasındaki şikayet ve borca itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince borca itirazın ve şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararın borçlu vekilince tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlu vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

        Öte yandan, İİK'nun l70/b maddesi göndermesi ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takiplerde de uygulanması gereken aynı kanunun 63. maddesi gereğince yargılama sırasında borçlu alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılan itiraz sebeplerini ileri sürebilir. Bu bağlamda senette tahrifat iddiası senet metninden anlaşılan itiraz sebepleri arasındadır (Prof.Dr. Baki Kuru, İcra ve iflas Hukuku l-Cilt, 1988, sayfa 242 ve devamı). Somut olayda borçlu yargılama aşamasında 07.03.2012 tarihli celsede takibe konu çek üzerindeki paraf imzalarının keşideciye ait olmaması nedeniyle çekin kambiyo vasfını kaybettiğini ileri sürmüştür. İİK'nun 170/b yollaması ile aynı kanunun 63. maddesi gereğince borçlu, yargılama aşamasında, alacaklının dayandığı çek metninden anlaşılan itiraz sebeplerini yargılama sonuçlanıncaya kadar ileri sürebilir....

          Somut olayda; takibe konu bononun, taraflar arasındaki sözleşmenin teminatı olarak verildiği, üzerinde kayıt ve şart ihtiva ettiğine dair hiç bir tereddüte yer bırakmayacak şekilde bir ibare bulunmadığı, senedin arka yüzünde yer alan ibarelerin senedin kambiyo senedi vasfını etkilemeyeceği, kaldı ki borçlu asilin 27/02/2014 tarihli duruşmada alacaklı tarafa 5.000 TL borcu olduğuna dair kabul beyanında bulunduğu ve İİK'nun 170/a-son maddesi hükmü uyarınca artık takibe dayanak bononun kambiyo senedi vasfında olup olmadığı hususunun tartışılamayacağı dolayısıyla teminat iddiasının İİK 169/a maddesi kapsamında borca itiraz hükümleri çerçevesinde incelenmesi gerektiği, buna ilişkin olarak da borçlu tarafça sunulan 02/10/2012 tarihli sözleşmede takibe konu senede açık atıf bulunmadığı ve bu nedenle borca itirazın ispatlanamadığı anlaşılmıştır....

            İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili aleyhine kambiyo senedine özgü takip başlatıldığını, müvekkilinin yerleşim yeri adresinin Bolu ili olduğunu, bu nedenle yetki yönünden takibe itiraz ettiklerini, ayrıca takibe konu bonodaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, senet üzerinde müvekkile vekâleten Hakan Mete Kutay tarafından takibe konu senet düzenlenmiş gibi gösterilmiş ise de müvekkilinin Hakan Mete Kutay'a kambiyo taahhüdünde bulunmaya yönelik vekaletname vermediğini, borca ve imzaya itiraz ettiklerini söyleyerek takibin iptaline ve davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Borca İtiraz Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm *kambiyo senedine mahsus haciz yolu ile yapılan icra takibine borçlunun İcra İflas Kanununun 169. maddesi gereğince borca itiraz istemine ilişkin olup inceleme görevi Yargıtay *12. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay *12. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 13.06.2008...

              UYAP Entegrasyonu