Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; İİK'nın 62/4 maddesine göre borca kısmen itiraz edildiğinde itiraz edilen miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği, aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılacağı, somut olayda davalının takibe kısmen itiraz ettiği, ancak itiraz ettiği miktarı açıkça göstermediği, bu nedenle takibin davalı yönünden kesinleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı borçlu vekili itiraz dilekçesinde 14/06/2007 tarihli 387,04 TL bedelli fatura ile ilgili borcunu kabul etmiş, 6.436,90 TL bedelli 18/02/2008 tarihli fatura ile ilgili borca itiraz etmiştir. Bu durumda kısmi itiraz 6.436,90 TL'ye ilişkin olup usulüne uygun bulunduğundan mahkemece bu kısım yönünden işin esasına girilerek tarafların delilleri toplanıp birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

    İcra Müdürlüğü'nün 2017/10688 Esas sayılı dosyasıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takibin davalı borçlular vekilinin İcra Müdürlüğünün yetkisiyle birlikte borca ve fer'ilerine itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, ancak itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar davaya cevap vermedikleri gibi duruşmaya da katılmamışlardır. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, icra dosyası ve bilirkişi raporu ile tüm dosya değerlendirilerek davanın kabulüne dair verilen karar kanun yollarına başvurulmadan kesinleşmiştir....

      İcra Müdürlüğünün 2017/9113 Esas sayılı takip dosyası ile ödeme emri gönderildiği, davalı borçlu tarafından borca itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu beyanla, haksız ve yersiz itirazının iptali ile takibin devamına, davalı borçlunun icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde ; itirazın iptali davasının, 1 yıllık zamanaşımı süresinde açılmaması nedeni ile reddinin gerektiği, dava konusu tutanak ile ilgili tahakkuk edilen kaçak elektrik ve kaçak ek tahakkuk ile ilgili, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2016/939 Esas sayılı dosya ile açtıkları menfi tespit dava dosyasının yetkisizlikle İstanbul 7....

      Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Somut olayda mahkemece, kabul edilen ve itiraz edilen alacak miktarının tam olarak açıkça belirtilmemesi nedeniyle itirazın takibin tamamına itiraz olarak değerlendirilmesi gerektiğine karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra İflas Kanununun 62/4. maddesinde; "Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır" hükmü yer almakta olup, bu hükme göre borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun, hangi kısma itiraz ettiğini ve miktarını açıkça belirtmesi gerekmektedir. Davacı alacaklının genel haciz yolu ile yaptığı takipte davalı borçlunun; “..Müvekkil şirketin alacaklının iddialarında yer aldığı gibi bu miktar da borcu mevcut olmamakla birlikte bu borçtan ötürü gönderilen ödeme emrinde kaynaklanan borca kısmi itiraz ediyoruz....

        İcra Müdürlüğü'nde yapılmış ve tebliğ edilen ödeme emri üzerine davalı-borçlu, süresi içinde icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiş olup, İcra Müdürlüğü'nce, "özellikle takibin yetki yönünden durdurulmasına, alacaklı vekilince talepte bulunulması halinde dosyanın yetkili İcra (...) Müdürlüğü'ne gönderilmesine" karar verilmiştir. Alacaklı-davacı vekili, yetki itirazını benimsememiş, yetkiye ve borca yapılan itirazın iptali için genel mahkeme olarak ... Asliye Hukuk Mahkemesi'ne dava yolunu tercih etmiş olup, İcra Müdürlüğü'nün anılan kararını önce şikayet yolu ile kaldırtması, bunu sağlayamazsa takibin ... İcra Müdürlüğü'nde devamını talep etmesi gibi bir zorunluluğu bulunmamaktadır. Aksi yöndeki temyiz ve karar düzeltme itirazları isabetsizdir. Dosya kapsamına göre davalının, üyeliğin devir alınması suretiyle üye olduğu anlaşılmakta olup, mahkemece, kooperatifin takip tarihi itibariyle merkezinin bulunduğu yerdeki ......

          LTD.ŞTİ. tarafından da İstanbul 4.İcra Hukuk Mahkemesi hakimliğinde 2019/390 Esas numaralı dosya ile imzaya itiraz davası açıldığını ve çek ciro silsilesinin sahte olduğunun bildirildiğini, yine çekin çalındığına dair İstanbul 1.Asliye Ticaret Mahkemesi'nde 2019/36 E. sayılı dosya üzerinden açılan çek iptali davasında çek hakkında ödeme yasağına ve çekin zayii olması nedeniyle iptaline karar verildiğini, Geti İnşaat tarafından açılan imzaya itiraz davasının lehe sonuçlandığını, ancak taraflarınca açılan borca itiraz davasının, icra mahkemelerinde senede karşı borca itiraz sebeplerinin kısıtlı olması nedeniyle ve sahte ciro silsilesindeki sahte kaşe imzanın taraflarına değil lehfar Geti İnşaat'a ait olması nedeniyle reddedildiğini, ve takibin devamına karar verildiğini, dava konusu olayda hiçbir zaman lehtar Geti İnşaat tarafından çekin bir başkasına ciro edilmediğinden keşideci müvekkilinin lehdar gibi davranılarak sahte ciro silsilesi yaratılmasına karşı davalıya karşı bir borcunun bulunmadığının...

          verildiğinden dolayı borca itiraz ettiğini, mirasın reddi kararına dayalı olarak takibin durdurulmasına ve takibin iptal edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

          Maddesi uyarınca İtirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatına mahkum istemi ile açılan davanın genel veya aradaki hizmet ilişkisi nedeni ile iş mahkemelerinde görülebilmesi için, takibin aynı kanunun 66. Maddesi uyarınca borçlu tarafından yapılan itiraz üzerine durdurulması gerekir. Aynı kanunun 193. Maddesi uyarınca takibin durdurulması kararı ise iflasın açılması halinde sözkonusudur. İflasın açılması durumunda durdurma kararı yasadan kaynaklanan bir icra müdürlüğü işlemidir. Burada borca itiraz yoktur. İcra Müdürlüğünün işlemine karşı, ancak icra mahkemesinde şikayet veya itiraz yoluna başvurulabilir....

            Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmişse, icra hukuk mahkemesi tarafından önce yetki itirazı incelenip karara bağlanacaktır. Borçlunun yetki itirazı ile birlikte borca itiraz etmesi ve alacaklının da genel mahkemede itirazın iptali davası açması halinde, genel mahkeme icra dairesinin yetkisine karşı yapılan itirazı icra hukuk mahkemesi yerine geçerek çözümlemelidir. Zira, genel mahkemenin de yetki itirazını incelemeye yetkili olduğunun kabulü gerekir. Esasen icra hukuk mahkemesinden daha geniş yetkili olan genel mahkemenin yetki itirazını inceleyememesi için bir neden de bulunmamaktadır. Dairemiz`in yerleşik uygulamasına göre de, borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmesi halinde, itirazın iptali davasının dinlenebilmesi için, yetkili icra dairesinde mevcut bir takip bulunmalıdır....

              İcra Müdürlüğünün 2015/13899 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, borçlunun 07/10/2016'de vefat etmesi üzerinde halihazırdaki takibin mirasçılarına yönlendirilmiş olduğu, ödeme emrinin mirasçılara gönderildiği, ancak mirasçıların borca itiraz ederek takibin durduğu, bu itirazın kötü niyetli olduğu, aradan üç aydan fazla süre geçmesine rağmen reddi miras durumu olmadığı, miras bırakanın borca batık değilse mirası reddetmemiş mirasçının tüm borçtan sorumlu olduğu, borçluların itirazlarında terekenin borca batık olduğunu bildirdikleri, mirasçıların terekenin borca batık olduğunun tespitine yönelik bir başvurularının olmadığını bildirerek itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranında inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu