Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 07/11/2019 tarihinde 120.583,36 TL asıl alacak, 257,68 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 120.841,04 TL alacağın tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun 17/12/2019 tarihli dilekçe ile borca itirazda bulunduğu, davacı alacaklının iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, takibin yetkili icra dairesinde yapıldığı, geçerli haciz yolu ile ilamsız genel takip bulunduğu, borçlu tarafından yasal süresi içerisinde yapılmış ve takibi durdurmuş geçerli bir itiraz olduğu, davanın bir yıllık yasal süresi içerisinde açıldığı, itirazın iptali davasının koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır. İtirazın iptali davası yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. İspat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir....

    Mahkemece toplanan deliller doğrultusunda, davalılarca sadece icra davasının yetkisine itiraz ettiği, ancak taraflar arasında yetki sözleşmesi göz önüne alınarak yetki itirazının reddine, bu itiraz kesinleşmeden işin esası hakkında karar verilemeyeceğinden itirazın iptali konusunda karar vermeye yer olmadığına karar verilmiş, hüküm her iki taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davalı borçlular hem icra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz etmiştir. İtiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında mahkeme öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığını inceleyecek, icra dairesinin yetkili olmaması halinde dava şartları oluşmadığından itirazın iptali davasını reddedecektir. Yetki itirazının yerinde görülmemesi halinde bu itiraz reddedildikten sonra ve borca ilişkin itirazlar incelenip bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu yönler gözetilmeden itirazın iptali davasına uygun düşmeyen bir gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....

      Bu borca itiraz ediyorum." şeklinde itiraz edildiği, icra müdürlüğünün 07/11/2018 tarihli kararı ile takibi durdurduğu, 14/10/2019 tarihinde şikayetin yapıldığı anlaşılmıştır. İİK'nun 62/4. maddesinde; "Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır" hükmü yer almakta olup, bu hükme göre, borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun, hangi kısma itiraz ettiğini ve miktarını açıkça belirtmesi gerekmektedir. Borçlunun "Alacaklının icra takibine konu ettiği ve dosyaya ibraz ettiği faturaya ait toplam borcumun miktarı bu kadar değildir. Bu borca itiraz ediyorum." şeklinde yaptığı itirazında borçlu, itiraz ettiği kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermemiştir. Bu durumda borçlunun itirazı geçerli değildir....

      itirazın iptali davasının takibin durdurulduğu tarihten itibaren 1 yıllık süre içerisinde açılmamış olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

        Mahkemece davacı-alacaklı tarafından yapılan icra takibi üzerine davalı borçlunun borca itiraz ederek takibin durmasını sağladığı, açılan itirazın iptali davasında tensip ara kararı ile verilen ihtiyati haciz kararının infazı sırasında davalı şirket temsilcisinin borca itirazdan vazgeçerek borcu kabul ettiği, her ne kadar yargılama sırasında icra baskısı altında borcun kabul edildiği belirtilmiş ise de bunun yerinde olmadığı, icra takibinden sonra yargılama sırasında itirazdan vazgeçildiği için davanın konusuz kaldığı, ancak borca itiraz ederek davalı takibin durmasını sağladığı için icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması gerektiği gerekçeleri ile itirazın iptali davasının konusu kalmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına ,% 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin...

          Esas sayılı ilamsız takip dosyası ile icra takibine girişildiğini ancak davalıların “borca, faize ve tüm fer'ilere" itiraz edilerek takibin durdurulması talep edilmiş ve İcra Müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, Gönderilen hesap kat ihtarnamesi üç davalıya da ... tarihinde davalılardan ... imzasına tebliğ edildiğini, borçlular tarafından her ne kadar borca ve ferilerine itiraz edilerek icra takibinin durdurulması talep edilmiş ve söz konusu itiraz dilekçesi sonucunda ilgili icra müdürlüğünce itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmiş ise de yasal süre içerisinde ihtarnameye itirazda bulunulmamış olmakla borca, ferilerine, faize ve faiz oranına karşı yapılan itirazın hükümsüz olduğunu, davalı borçlular tarafından yapılan itirazların kötü niyetli olduğu ve zaman kazanma amacına dayandığı açık olmakla davalılar tarafından itiraz olunan takip tutarının % 20’nden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesini talep ediyoruz....

            İcra Müdürlüğü'nün dosyasından tahsili amacıyla ilamsız icra takibi yapıldığı, ancak davalının yetkiye, borca ve fer’ilerine itirazı üzerine takibin yetkili icra müdürlüğü olduğu değerlendirilen Borçka İcra Müdürlüğü'nde devam edildiği, ancak davalının borca ve fer’ilerine itirazı üzerine takibin durduğu davacının ise davalının itirazının iptali ve takibin devamı ile icra inkâr tazminatına hükmedilmesi için eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Tüm dosya kapsamından; davacı tarafça sunulan ihlalli geçişe ilişkin tutanak ve fotoğraflar ile hükme esas alınan 30/01/2023 tarihli bilirkişi raporları incelendiğinde; davalı yana ait ve ihlalli geçiş yaptıkları fotoğraflar ile anlaşılan araçlar sebebiyle, davacı tarafça başlatılan icra takibinde davalının borca yaptığı itirazın yerinde olmadığı anlaşılmıştır....

              müvekkili alacaklıya borca mahsuben 2.000.- TL ödeme yaptığını, bu durumun borçlunun sırf zaman kazanmak amacıyla borca itiraz ettiğini açıkça gösterdiğini, davalı borçlunun icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin devamına, %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2017/352 Esas KARAR NO: 2022/82 DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 15/03/2017 KARAR TARİHİ: 08/02/2022 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili tarafından davalı şirketten olan bakiye alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine---- dosyası ile takip başlatıldığını, takip dosyası ile icra takibine başlandığını, takibe ilişkin ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiğini, davalı tarafından --- tarihinde yetkiye ve borca itiraz edildiğini,---- kararı ile itiraz üzerine takibin durduğunu, davalı tarafın ----tarihli dilekçesinde borca itirazın yanında yetki itirazında bulunulduğunu, borçlu şirketin ---olması nedeniyle ---- İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu iddia ettiğinri, bu yetki itirazının taraflarınca kabul edildiğini ve------ sayılı dosyasının davalının belirtmiş olduğu icra müdürlüğüne...

                  Bu nedenle davacı vekilinin borca itirazın süresinde olmadığına ilişkin itirazlarının yerinde olmadığı değerlendirilmiş, itiraz üzerine takibin durdurulmasına dair bir kararın alacaklı/vekiline tebliğine dair takip dosyası kapsamında mazbataya ve sair bilgi belgeye rastlanmamakla birlikte, eldeki itirazın iptali davasının 30/11/2020 tarihinde açıldığı, alacaklı/vekiline itiraz üzerine takibin durdurulması kararının tebliğine dair mazbata, sair bilgi belge de bulunmadığından İİK madde 67'de öngörülen bir yıllık sürenin işlemeye başlamadığı gibi takip tarihi ile dava tarihi arasında da 1 yıldan az süre bulunduğu görülmekle eldeki itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır....

                    UYAP Entegrasyonu