Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı keşideci 25.2.2008 tarihinde İcra Mahkemesinde açtığı davada borca itiraz ederek takibin iptalini istemiş, yine aynı tarihte ... Sulh Hukuk Mahkemesinde açtığı bu davada borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. İcra Mahkemesinde yapılan yargılama sonucu davanın reddine karar verilmiş, bu karar Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmiştir. Mahkemece, davacının daha önce borca itiraz ederek İcra Mahkemesinde takibin iptalini daha sonra menfi tespit davası açtığı, menfi tespit davasında ileri sürülen iddiaların borca itiraz ve takibin iptali davasında da ileri sürülebileceğinden davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Takibin şekline göre, ilamsız takipte; takibe, icra dairesinin yetkisine, takip dayanağı belgeye, borca, imzaya, faiz ve fer'ilere yönelik her türlü itiraz İİK'nın 62. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde icra dairesine yapılır. Takip dayanağı belgeler içerisinde hakkında takip yapılan borçlu şirketin sorumlu tutulmasını gerektirecek bir belgenin bulunmadığı, bu nedenle takip yapılamayacağı iddiası, ayrıca Türk Lirası üzerinden başlatılan takipte, yabancı para kurunun hatalı tarihe göre belirlendiği ve istenildiği iddiası İİK'nın 58. maddesinde yazılı kamu düzeninden olan sebeplerden olmayıp, borca itiraz niteliğindedir. Bu iddialar borca itiraz niteliğinde olduğundan itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayacak itirazın kaldırılması ya da iptali davasında gözetilir....

    Dava, İİK'nun 67/1. maddesine dayalı itirazın iptali davası olup, davanın temelini oluşturan ilamsız icra takibinde alacaklı ... tarafından borçlu ........'den alacak talebinde bulunulmuş, adı geçen borçluya çıkarılan ödeme emrinin tebliğine rağmen 7 gün içinde itiraz edilmediğinden takip kesinleşmiştir. İtirazın iptali davasının koşullarından biri borçlunun, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde borca itiraz ederek takibin durmasını sağlamasıdır. Takip kesinleştikten sonra itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Somut olayda takibin kesinleşmesinden sonra takip borçlusunun ölmüş olması kesinleşen takibin mirasçılarına bildirilerek miras red edilmedikçe mirasçılar aleyhine yürütülmesi sonucunu doğurur. Süresinde itiraz edilmediğinden kesinleşmiş bir takipte sonradan borçlunun ölmesi halinde mirasçılarına yeniden ödeme emri çıkarılmasının hukuki dayanağı bulunmamaktadır....

      Adıma açılan aynı alacaklı bankadaki tüm hesaplarımın incelenmesi ve ödenen meblağların (birçok ödeme yapıldığından) düşümü sonucu adıma başlatılan takibin toplam borcunun bu kadar fahiş olması imkansız olacağından yani bu kadar çok çıkmayacağından borca itiraz ediyorum.” şeklindeki beyanının borca kısmi itiraz niteliği taşıdığı, İİK'nın 62/4. maddesi gereğince itiraz edilen kısmın miktarı açıkça gösterilmediğinden borca yönelik bu kısmi itirazın geçersiz olduğu, bu durumda borçlu itiraz etmemiş sayılacağından takibin kesinleştiği, duran bir takibin varlığı söz konusu olmadığından itiraz üzerine duran takibin devamını sağlama amacına yönelik olan işbu itirazın iptali davasını açmakta davacının hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmakla davanın hukuki yarar yokluğundan reddine...." karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur....

      Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davalı tarafın icra takibinde kısmi itiraz ve yetki itirazında bulunduğu, takip konusu borcun para borcu olması nedeniyle takip tarihinde alacaklının yerleşim yerinde takip yapılabileceğinden yetki itirazının yerinde olmadığı, davalının icra takibine yapmış olduğu kısmi itirazda itiraz edilen miktar açıkça gösterilmediğinden geçerli bir itiraz bulunmadığı gerekçesiyle yetki itirazının iptali ile takibin devamına, borca itiraz hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, aleyhine başlatılan icra takibine karşı sunduğu itiraz dilekçesinde yetkiye ve borca itirazda bulunmuştur. Mahkemece yetki itirazı kabul edilmemişse de itiraz dilekçesinde takipteki borç miktarına itiraz edilmesi karşısında borca itirazın kısmi itiraz olduğu ve itiraz edilen miktarın açıkca gösterilmediği gerekçesiyle borca itiraz edilmemiş olduğunun kabulü doğru olmamıştır....

        İcra Müdürlüğünün 2014/2756 esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun haksız olarak takibe itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, borca itiraz yönünden verilmiş bir durma kararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, itirazın iptali talebine ilişkindir. Davacı alacaklı tarafından 24.03.2014 tarihinde başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emri davalı borçluya 08.04.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı tarafından 14.04.2014 tarihinde yasal süre içerisinde borca itiraz edilmesi üzerine davacı tarafından 24.07.2014 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesine başvurularak itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı isteminde bulunulmuştur....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Takibin iptali istemine ilişkin olarak açılan davada Denizli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi ile Denizli 3. İcra Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, davacı aleyhine davalı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, takibin dayandığı senedin altındaki imzaya ve borca itiraz ile takibin iptali istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın imzaya ve borca itiraz davası olduğu, İİK'nin 168/4-5 maddesi gereğince kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde imzaya ve borca itirazın 5 günlük süre içinde icra mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

            İcra Müdürlüğünün 2014/6767 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi yapıldığını, borçlunun süresi içerisinde borca itiraz ettiğini, icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiğini, haksız ve mesnetsiz yapılan itirazın iptalinin gerektiğini, davalının 2013 Ekim - 2014 döneminde 29 aylık aidat borcunu, aylık 50 TL'den olmak üzere 1.450,00- TL olarak ödemediğini beyan ederek; davalının... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2014/6767 Esas sayılı dosyasındaki itirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz eden davalının alacağın % 20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleriyle avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

              Davalı borçlu icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiş, itiraz üzerine açılan iş bu itirazın iptali davasında ise yargılamaya katılmadığı gibi davaya cevap da vermemiştir. İtirazın iptali davalarında yetkili icra dairesinde takip yapılması hususu dava şartlarından olup mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekir. Nitekim yerel mahkeme de usule uygun olarak icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelenmiş takibin yapıldığı ... İcra Dairesinin yetkisiz olduğunu belirlemiştir. Mahkemenin bu yöndeki gerekçesinde isabetsizlik yok ise de yetkili icra dairesinde takip yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemenin yetkisine yönelik bir itiraz bulunmadığı halde yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

                Mahkemece, takip dosyasında icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemiş ise de itirazın iptali davasına bakmakla görevli (yetkili) mahkeme takibin yapıldığı Gaziantep Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan, mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Gaziantep Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan tazminatın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı Gaziantep 6.İcra Müdürlüğünün 2011/8258 sayılı takip dosyası ile davalılar aleyhinde icra takibinde bulunmuş, davalılar icra dairesinin yetkisine itiraz etmemiş, sadece borca itiraz etmiştir. Borca itiraz üzerine duran icra takibine karşı, itirazın iptali istemi ile açılan iş bu dava HMK’ndaki genel yetki kuralları uyarınca, davalıların ikametgahı olan yetkili Adana 8.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu