Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 66. maddesinin 1. fıkrasının ilk cümlesi gereğince, müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur. Borçlunun icra mahkemesinde ileri sürdüğü hususlar, İİK'nun 62. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesinde bildirilmelidir. Somut olayda, ödeme emrinin davacı borçluya 09/11/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacı- borçlu tarafça yasal yedi günlük süre içinde 15/11/2021 tarihinde icra dairesine verilen dilekçe ile borca itiraz edildiği ve takibin durdurulmuş olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, süresinde yapılan itiraz sonucu İİK'nun 66/1. maddesi gereğince takibin durdurulmuş olması nedeniyle davacı - borçlu tarafından dava dilekçesinde ileri sürülen husus ancak alacaklı tarafından açılacak itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davası ile mümkündür. O halde ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesi gerekir ki ilk derece mahkemesi kararı da aynı doğrultudadır....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/12/2020 NUMARASI : 2019/509 2020/782 DAVA KONUSU : Takibin Taliki Veya İptali KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatında tüm bilgi ve belgeler okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhinde Bursa 17....

gelerek 15/10/2018 tarihinde yeniden bir dilekçe yazarak borca itiraz ettiğini, ancak icra müdürlüğünce süresi içinde itiraz edilmediğinden bahisle takibin devamına karar verildiğini ve alacaklının talebi doğrultusunda müvekkilinin taşınmazlarına haciz koyulduğunu, borca itirazın süresi içinde yapıldığını, takibin devamına dair icra muamelesinin hatalı olduğunu belirterek, işlemin iptaline, icra takibinin durdurulmasına, yapılan haciz ve işlemlerin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

Mahkemece kıymet takdirine itiraz yönünden dosyanın tefrikine karar verilerek; kıymet takdirine ilişkin itirazın yine aynı mahkemenin 2021/58 Esas sayısına kaydedilerek bu itiraz yönünden yargılamaya 2021/58 Esas sayılı dosya üzerinden devam edilmiş, eldeki davanın ise ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde takibin taliki veya iptali istemine ilişkin olduğu görülmüştür. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Hesap kat ihtarının şikayetçinin sözleşmedeki adresine gönderilmesi nedeniyle İİK'nun 68/b maddesine göre tebliğ edilmiş sayıldığı, 8 gün içinde ihtarnameye itiraz etmeyen şikayetçinin zamanaşımına, borca ve borcun muacceliyetine itiraz edemeyeceği, kefalet sözleşmesinin geçersizliğine yönelik iddiaların ipotek takibi yönünden öneminin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür....

ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince "İlgili icra dosyası ve toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi neticesinde; davacı borçlu hakkında kira alacağı ve tahliye istemli ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun süresinde yaptığı itiraz üzerine takibin durdurulduğu, takibin kesinleşmediği, davacı borçlu vekilinin tahliye talepli ödeme emri gönderilemeyeceğine yönelik itirazlarının itirazın iptali ya da itirazın kaldırılması davasında öne sürülebileceği, iş bu takibin iptali davasında incelenemeyeceği anlaşılmakla davanın reddine" dair karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafından İstanbul 26....

Borçluların icra mahkemesine başvurusu İİK'nın 169. maddesi uyarınca, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK'nın 169/a maddesi gereğince incelenmesi gerekmektedir. İİK'nın 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçluya aittir. HGK'nın 14/03/2001 tarih, 2001/12- 233 ve 20/06/2001 tarih ve 2001/12- 496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere, dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. Buna göre belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için, senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarının belirtilmesi gereklidir. Somut olayda, davacı borçlular, borcun olmadığına, senedin teminat senedi olduğuna yönelik itirazlarına ilişkin olarak İİK'nın 169/a-1. fıkrasında sayılan yasal yazılı bir kanıt sunmamışlardır....

İcra Müdürlüğünün 2019/7757- 2019/7759 ve 2019/7760 Esas sayılı dosyaların aynı borca ilişkin ilamsız takip olduğunu, ipotekli takipte mükerrer takip başlatılarak müvekkilinin masraf ve vekalet ücreti yükünün artırıldığını, 2019/7758 sayılı takibin süresiz şikayet yolu ile iptali gerektiğini, borcun tek ve aynı olduğunda çekişme bulunmadığını, serbest irade ile %40 faizin kabul edildiği iddia edilmekle davacının genel işlem şartlarına katılma yoluyla girdiği edimler arasında dengesizlik bulunduğunu, takip sonrası işlemiş faizin fahiş miktarda olduğunu, makul olmayan faiz oranına itiraz edildiğini, aynı borç için ilamlı takip yapıldığını, ikinci takibin iptali gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Başvuru; ilamsız icra takibinde borca ve faize itiraz niteliğindedir....

İcra Müdürlüğünün 2019/7759- 2019/7757 ve 2019/7760 Esas sayılı dosyalarının aynı borca ilişkin ilamsız takip olduğunu, ipotekli takipte mükerrer takip başlatılarak müvekkilinin masraf ve vekalet ücreti yükünün artırıldığını, 2019/7758 sayılı takibin süresiz şikayet yolu ile iptali gerektiğini, borcun tek ve aynı olduğunda çekişme bulunmadığını, serbest irade ile %40 faizin kabul edildiği iddia edilmekle davacının genel işlem şartlarına katılma yoluyla girdiği edimler arasında dengesizlik bulunduğunu, takip sonrası işlemiş faizin fahiş miktarda olduğunu, makul olmayan faiz oranına itiraz edildiğini, aynı borç için ilamlı takip yapıldığını, ikinci takibin iptali gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Başvuru; ilamsız icra takibinde borca ve faize itiraz niteliğindedir....

Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkemenin gerekçesinin hukuka aykırı olduğunu, muris 18/01/2017 tarihinde öldükten sonra müvekkili hakkında 08/05/2017 tarihinde takip başlatıldığını, başlatılan icra takibine itiraz süresi içerisinde müvekkilinin elinde mirasın reddi kararının bulunmadığını, müvekkilinin yasal sürede mirasın reddi davası açtığını ve mirasın reddine karar verildiğini ancak kararın 13/04/2018 tarihinde kesinleştiğini, müvekkilinin mirasın reddi kararını beklerken mirası reddettiğinden bahisle takibe itiraz etmesinin beklenemeyeceğini, müvekkilinin mirasın reddi kararı kesinleştikten sonra müracaata bulunabildiğini, İİK'nun 53. ve 16. maddeleri ile sundukları Yargıtay kararı uyarınca borçlunun talebinin borca itiraz olarak değerlendirilmemesinin gerektiğini ve borçlunun her zaman takibin iptalini sağlayabileceğinin kabul olunması gerektiğini, müvekkilinin itirazının borca itiraz değil süresiz şikayet olarak kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi...

UYAP Entegrasyonu